Güncelleme Tarihi:
Reha Erus, iki Oscar'lı Jodie Foster'la bugün gösterime giren "The Brave One" (İçindeki Yabancı) filmini konuştu. 14 yaşında bir fahişeyi canlandırdığı ve bu yüzden psikolojik destek gördüğü efsane "Taksi Şoförü" filminin çekimlerinden hemen sonra ailesiyle Türkiye'ye geldiğini açıklayan Foster, "Taxi Driver filminden hemen sonra ailece Türkiye'ye
Mrs. Foster öncelikle nasıl bir annesiniz?
- Tıpkı annem gibiyim. Sanırım ondan çok şey kapmışım. Çocukken aile adına uçak rezervasyonu yapmak, yılbaşı kartlarını yazmak, tatili organize etmek gibi rutin görevlerim vardı. Annemin benden büyük beklentileri vardı. Galiba bunun için aşırı disiplinli biriyim. Üzerimdeki anne baskısı müthişti ama beni pek yıpratmadı. Sanırım bu durumu istemeden de olsa fazlasıyla oğullarım Charles ve Kit’e yansıtıyorum.
Her kadın yaşlanmaktan korkarken siz sanki bu duruma aldırış etmiyor gibisiniz...
- Öyle demeyin. Bende aynaya bakıyorum ve "Aaa! Bu kırışık daha önce orada yoktu" diye düşünüyorum. Doğanın yasasına karşı elbette gelemeyiz. Ama ilginçtir yaşlanmak beni ürkütmüyor. Çünkü dolu dolu yaşadım ve yaşıyorum. 45 yaşındayım ama hep geleceği, 70 yaşımda nasıl bir performans sergileyeceğimi düşünüyorum.
Birçok kadın yıldız 40’ından sonra fazla rol önerisi alamama korkusuna kapılıyor.
- Evet gerçek bu ama bu durum beni pek ırgalamıyor. Çünkü çocuklarıma zaman ayırmak benim için daha önemli.
- Ben genelde yalnız, sessiz ve kapalı kadınları canlandırmayı seviyorum. Zaten oynadığım birçok filmde de aynı temayı görürsünüz. Travma ve aşırılık beni çekiyor. Çünkü korkuyu etüt etmeyi severim. Hayatta kalma tekniği kadar canlandırdığım kişinin yerine kendimi koyup "Benim başıma gelseydi ne yapardım?" sorusuna yanıt aramayı severim. Oynadığım film komedi olsa da canlandırdığım karakterde hayatıma ya da çocukluğuma dair mutlaka bir iz bulunur. Aslında ben zor bir insanım ve bunu her filmdeki karakterime yansıtırım.
Oynadığınız her filmde güçlü kadın profili çiziyorsunuz...
- Beni güçlü kadınlar büyüler aslında. Bunun içinde bugüne kadar hiç güçsüz ve zayıf kadın rolünü seçmedim.
"The Brave One"da oynarken bu konuda algılamalarınız oldu mu?
- Evet, genelde kadınlar bu tür intikam psikozuyla hareket etmezler. Tanımadıklarını öldürmezler. Eğer şiddet görürlerse, taciz edilirlerse, tecavüze uğrarlarsa içmeye başlarlar ve acısını çocuklarından çıkarırlar. Yakınlarına karşı hoyratça davranırlar. Aslında kendi kendilerini mahvederler. Ben Erica karakterinde provokasyonu tercih ettim. Seyircinin kişiliklerinin karanlık yanlarını sorgulamasını istedim. Bakın istatistikleri göre silahlı saldırılarda kadın ilk hedef oluyor. Ama ellerine silah geçirdiklerinde ise genelde kendi çocuklarına, ailelerine, akrabalarına ve dostlarına
Erica Bain bunu yapıyor ama...
- Erica zaten sıra dışı bir kadın. Yaşadıklarından sonra depresyona girip kurtuluşu içkide bulmuyor. Yaşama küsmüyor tam tersi yaşama bağlanıyor. Tabii intikam açlığıyla. Gerçekte intikam kadını güzelleştirirken bir canavara da dönüştürebiliyor.
Geçmişle şimdiki zamanı karşılaştırın desem...
- Öncelikle internet yoktu. Fotoğrafçıların objektifi bugünkü kadar etkili değildi. Zaten o zamanlar paparazzilere yakalanmak için bu kadar çok eğlence yeri de yoktu. En önemlisi çocukluğumda bir çocuk oyuncu için hedef uzun bir kariyere imza atmaktı. Ama bugün amaç kısa zamanda şöhrete ulaşıp bol para kazanmak.
Sizin bir de Türkiye maceranız var. Biraz ondan bahseder misiniz?
- "Taxi Driver" filminden hemen sonra ailece Türkiye’ye gittik. Ä°stanbul, Kapadokya ve Efes’i gezdik. Dönüşümde okulda Efes’i konu alan bir kompozisyon yazmıştım. En yüksek not olan "A" almıştım. 15 yaşımda tarihe inanılmaz meraklıydım.     Â
41 yıldan beri onu hep aykırı rollerde izledik. Üç yaşındaki halini de biliyoruz reklamlardan. Hele 14’ünde Robert DeNiro’nun karşısında canlandırdığı çocuk fahişe Iris Steensima karakteri hálá hafızalarımızda...
 19 Kasım’da 45 yaşına basacak olan iki Oscar’lı Jodie Foster, son filmi "The Brave One"da bir intikam meleğine dönüşüp tek başına bireysel adaleti sağlıyor.
                                                                                     Röportaj: Reha ERUS