Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2005 00:00
Ragga Oktay (29), yedi yıl önce Hollanda gurbetçisi bir garip rapçi olarak hayatımıza girdi. ‘Çukulata Kız’ şarkısıyla dillere pelesenk oldu, kısmi bir şöhret yakaladı. Ama ne zaman Turkcell reklamlarında Selo (Cell-o) karakteriyle karşımıza çıktı, işte onu tanımayan duymayan kalmadı, bir nevi ekol oldu.Hele hele son reklam filmindeki, ‘Selo pabucu yarım, çık dışarıya oynayalım’ nağmeleriyle hepimizi fena tavladı. Ragga Oktay’ın, Selo olmaktan yana hiçbir şikayeti yok. Ama artık sadece Selo olarak tanınmanın yanı sıra, kendi işi ile ilgili bir şeyler de yapmak istemiş. Ve nihayet iki hafta sonra söz ve bestelerini kendisinin yaptığı ‘Selamûnaleyküm’ albümüyle müzisyen Ragga Oktay olarak tekrar karşımıza çıkacak. Oktay Yurtalan, Selo olduğundan beri ilk kez albümünün hatırına röportaj veriyor ve içini döküyor.Selo olduğunuzdan beri kimseyle röportaj yapmadınız. Sözleşmenizde röportaj ambargosu mu vardı?- Direkt olarak konuşma demediler ama dikkat et, dediler. Reklam o kadar büyük bir furya getirmişti ki, ben kendimi geri çekmek istedim. Ama şimdi albümüm çıkıyor, konuşacak şeylerim var, ortaya çıkıyorum. İsminizden çok lakaplarınızla tanınıyorsunuz. Kendinizi daha çok kim gibi hissediyorsunuz? Ragga Oktay, Selo, Oktay Yurtalan?- Benim ana merkezim müzisyenliğim. En başta müzisyenim, önce Ragga Oktay, sonra Selo var yani. Hepsini yakıştırıyorum kendime. Ama sokaktakiler daha çok Selo olarak beni tanıyorlar.Müzisyen Ragga Oktay olarak değil de, reklam kahramanı Selo olarak tanınmak canınızı hiç sıkmadı mı?- Hiç sıkmadı, niye sıksın ki? Selo’yu da sonuçta Ragga Oktay yapıyor. Ragga Oktay da kim, benim. Hadi sizin canınızı sıkmadı. Ragga Oktay fanları ne yaptı? Tepki göstermedi mi? - Onlar hiç üzülmesinler. Ragga Oktay’ın Selo olması, onlarla daha sık görüşmemi sağlıyor. Selo sadece aktörlüğüyle değil, müzikleriyle de insanlara seslendi. O yüzden kızmamışlardır herhalde. Selo’dan mutsuz muyum, hayır. Ama Selo, Ragga’nın çok önüne geçti, o yüzden müzikal olarak Oktay’ın gelmesi lazımdı artık. Çocuklar sizin taklidinizi yapıyor, cep telefonlarına cıngıllarınız yükleniyor, yerinde durmaz halinizle sempati yaratıyorsunuz. Nedir bu yarattığınız sihir?- Bilmiyorum ki sadece kendim gibiyim. Uzun zamandır aynı reklam kampanyasında yer alıyorsunuz. Daha ne kadar sürecek? Bir süresi var mı?- Duruma göre. Her an her şey olabilir. Sokakta gezerken Selo olarak tanınmak, sizi nelerle karşı karşıya bırakıyor?- Telefonun teknik sorunlarını soruyorlar. Zam geldi, faturalardan sorunumuz var diyorlar. Bazıları da Selo olarak değil de, Ragıp Oktay ya da Zaga Oktay diye yanıma geliyor. Reklamda jilet gibi takım elbiseniz, cici bici jöleli saçlarınız, rapçi ruhunuza zeval getirmiyor mu?- İşimi doğru düzgün yaptıktan sonra, takım elbise karizmayı bozmaz. Bana kalsa Selo çok stile girebilir ama olmuyor. Selo pabucu yarım melodisi bizim çocukluk marşımızdı. Ama siz Türkiye’de değil, Hollanda’da büyüdünüz. Bu melodiyi daha önceden biliyor muydunuz?- Kemal Sunal faktörü sayesinde biliyordum. Hollanda’da daha Türk gazeteleri, televizyonları yokken Kemal Sunal’ın filmleri vardı. Orada öğreniyorduk çocuk şarkılarını. ‘Yağ satarım, bal satarım’ı da o filmlerden öğrendim.Size Ragga Oktay diyorlar. Bu lakabı siz mi seçtiniz, size mi yakıştırdılar? Niye?- Arkadaşlarım bu ismi verdi. Bana da hep Ragga diyorlardı, adım Ragga kaldı.Ragga ile Reggae müzik arasında ne fark var?- Bob Marley zamanında Reggae vardı. Ragga ise Londra’ya göç eden Hintlilerin kendi müzik türü ile pop ve reggae tarzını karıştırmasıyla oluşan bir müzik türü. Bu yeni bir şey, 10-15 yıldır var. Tarzlar artık o kadar çoğaldı ki, artık insanlar tarza bakmıyor, bu rap, bu rock, bu ragga yok öyle bir şey. Kişinin kendisine bakıyorlar.Siz rapçi mi, raggacı mısınız?- İkisini de yapıyorum. Yapabildiğim her şeyim ben. GELİYORUM, YIKIYORUMHayranlarınız yeni Ragga Oktay albümünü beklemekten helak oldu. Tam ümitlerini kesmişken şimdi yeni albümle çıkıyorsunuz. Yeni albüm için niçin bu kadar beklediniz?- Neredeyse beş yıl oldu. Arka arkaya dört kaset yapmıştım. Biraz ara verip hedeflerimi büyütmek, güzel ilhamlar gelsin diye beklemek istedim. Reklamlar çıktı, çoğu ürettiğim müzikleri reklamlarda kullandım. Selo, Ragga’nın biraz önüne çıkmıştı. Selo’nun şöhretinden faydalanıp kaset yaptı demesinler diye bekledim. Felsefem, misyonum değişti ama özüm değişmedi. Yeni albümde bizi ne bekliyor? Sürprizleriniz var mı? İddialı mısınız, yoksa sadece Ragga’cılar mı sevecek?- İddialı olduğum için beş yıl bekledim. Artık bekleyemiyorum, geliyorum, yıkıyorum, geçiyorum!Albümde Selamûnaleyküm isminde bir şarkı var. Bu şarkıyı yaparken ne düşündünüz?- Mesaj şarkılarımdan biri o. İnsanların arasında din ayrımı yok, insanların arasında fark yok bunu anlatmaya çalıştım. Selam yolluyorum Amerika’ya, İsrail’e. Allah’ın selamıyla geliyorum. Sesiniz Don Corleone gibi kısık. Şarkı söylerken hiç öyle duymuyoruz halbuki.- Evet, konuşurken sesimde bir ağırlık var. Konuşurken ve şarkı söylerken çok farklı sesim. Albüm çıkınca konser de verecek misiniz?- İlk albümlerim çıktığında daha çok Avrupa’da konser verdim, burada verdiğim konserlerin ekstrasıyla kendimi geçindiremedim. Ama bu kez farklı olacak biliyorum. Burada konser vermeyi tabii istiyorum.BURADA MUTLU OLDUMHerkes yurtdışı diye ölüp biterken, siz niye Hollanda’yı bırakıp Türkiye’ye geldiniz? - Burada fırsatlarım oldu. Yol açıldı, umut görmüştüm o yüzden geldim. Türk prodüktörlerle tanışmaya başladım, ilk Erol Köse ile tanıştım. Yaptığım müziği, ‘Bunlar anlamıyor’ deyip, çeker giderdim hoş hálá pek anlamıyorlar ama, müziğimi anlamasalar da hissettiler. O yüzden hiç moralim bozulmadı. Türkiye’de beklentileriniz gerçekleşti mi? - Evet burada çok mutlu oldum. Allah iyi ki bana bir fırsat vermiş, ben de bu fırsatı kovalamışım. Burası benim anavatanım.Para kazandınız mı?- Geçiniyorum, memnunum yani. ÊTürkiye’de size en acayip gelen şey ne oldu?- Yayalara yaya geçidinden geçerken yol verilmemesine alışamadım. Ben yol verince, adamlar afallıyor, araba bozuldu zannediyorlar.İstanbul’da sizi en çok ne etkiledi?- İstanbul’un kendisi. İstanbul gibi bir yer var mı? Burası bir şehir değil, bir ülke. GECE HAYATIM YOK SARAYA, MÜZEYE GİDERİMSiz sadece Turkcell reklamında ortaya çıkan, başka da hiçbir yerde görülmeyen bir cin gibisiniz. Niçin hiç ortalarda gözükmüyorsunuz?- Çıkıp ne yapacağım? Zaten televizyondan izliyorlar, bir de sebepsiz yere niye ortalara çıkayım ki? Şimdi yeni bir şey yaptım, albüm çıkarıyorum elbette ortaya çıkarım.Cemiyet hayatını kastetmiştim. Nerelerde gezer, neler yapar, nasıl eğlenirsiniz?- Beni gittiğiniz yerlerde genellikle arkalarda köşelerde bulabilirsiniz, iyi aramak lazım. Gece hayatım çok yok, arkadaşlarımla evde oluruz genelde. Dışarı çıktığım zaman da gazetecilerin olmadığı yerlere gidiyorum. Popüler mekanların ismini bile bilmiyorum, daha yeni yeni kendi evimin yolunu buluyorum zaten. Bir de daha çok sarayları, müzeleri merak ediyorum.Sit-com’da oynayacağımŞarkı aralarına serpiştirdiğiniz hızlı konuşmanız, çalışarak elde ettiğiniz bir yetenek mi?- Hızlı konuşmak ya da heceleri kullanmak diyebilirsiniz. Heceleri bir enstrüman gibi tekerleyip uçuruyorum. Marifet hızlı şarkı söylemekte değil ki. O sadece bir reçete. Kimi şarkılarımda hızlandırmaya hiç ihtiyaç duymuyorum. Kendiliğimden de hızlı konuşuyordum ama çalışarak daha da hızlandırdım.Siz dizi
filmler için bir nimet sayılacakken, kimse sizi arayıp sormadı mı? Teklifler var mı?- Çok teklif var ama benim karakterime uygun bir rol bulamadım. Ben aktör deÄŸilim uysa da uymasa da oynarım deyip, her ÅŸeyi kabul edemem. Ama yakın bir zamanda bana uygun bir sit-com’da rol alacağım. Henüz tam kesinleÅŸmedi ama yüzde 90 oldu gibi. Â
button