Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 2003 00:00
İTÜ Kimya-Metalurji Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, üç yıldır düzenlediği ‘‘Proje Yarışması’’ ile sağlıklı beslenmenin ön plana çıkarıldığı yeni tatlara imza atıyor. Bu yıl düzenlenen yarışmanın birincisi Karadeniz'in kandaki şeker oranını düzenlediği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış meyvesi taflanla yapılan bisküvi oldu.Yarışmanın jürisinde Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu dışında, çeşitli gıda şirketlerinin Ar-Ge bölümlerinden uzmanlar yer alıyor. Öğrencilerden istenen, tadı beğenilecek ve ticari hayata geçirilebilecek sağlığa yararlı ürünler oluşturmaları. Yani projeler, fonksiyonel gıda diye tanımlanan sağlığın ön planda tutulduğu ürünler ortaya çıkarmalı.Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, yarışmanın öğrencilerin üretim ve iletişim alanlarında gelişmesini sağladığını, sanayinin de artık böyle mühendisler talep ettiğini vurguluyor. Yarışma, önümüzdeki yıllarda Türkiye'de gıda mühendisliği öğretimi gören tüm öğrencilere açık olacak. Boyacıoğlu, ileride birinci eserin dünya gıda mühendisi adaylarıyla yarışmasını planlıyor. Yarışmalarda ortaya çıkan ürünler ise kendilerini raflara taşıyacak şirketleri bekliyor.BİRİNCİ TAFLANLI BİSKÜVİGazete haberleri ilham verdiBu yılın yarışma birincisi taflanlı bisküviyi yapan Dilek Sağlam, Esra Çakır ve Hicran
Koç üçlüsü gazetelerde okudukları haberlerden ilham almış. Taflanın kandaki şeker oranını düzenlediğini ve diyabet hastaları için birebir olduğunu öğrenen gençler, Karadeniz Teknik Üniversitesi'ndeki araştırmaların da bu haberleri doğruladığını görmüş. Taflanla önce içecek yapmayı düşünmüşler. Nötr bir tada sahip bu meyveye farklı aromalar katsalar da ortaya çıkan ürünü beğenmemişler. Sonra denedikleri taflanlı drajeleri de beğenmeyince uzun süre dayanacak bir ürüne, yani bisküviye yönelmişler. Taflanın kurutulması problemini çözüp, deneyen herkesin tadını sevdiği taflanlı bisküviyi jüri üyelerinin önüne koymuşlar.Taflan, araştırmalara göre üreme hormonlarını ve kemik yapısını geliştiriyor, sindirim sistemini düzenliyor, kandaki asit-baz dengesini sağlıyor, dişleri koruyor, demir eksikliğini gideriyor, prostat sorunlarına iyi geliyor ve böbrek taşlarının düşmesine yardımcı oluyor. Taflanın zengin antioksidan değeri cilt hastalıkları, kanser, kalp-damar ve romatizmal hastalıkların önlenmesine yarıyor. İTÜ'lü gençlerin bisküvisi uygun koşullarda altı ay korunabiliyor. Proje ticari hayata geçerse ‘‘light’’ını üretmek ve raf ömrünü uzatmak da mümkün.İKİNCİ PROBİTÜrün yetmedi ambalajını da yaptılarÖdül kazanan ikinci projenin adı Probit. Ayça Yumlu ve Şükran Somuncuoğlu, Türkiye'de yoğurtlar sayesinde bilinen probiyotik yani bağırsaklara yararlı bakteriler içeren bir ürün yaratmak istemiş. Akıllarına önce toz dondurma gelmiş. Ama üretim zorlukları nedeniyle özellikle çocuklar için önerdikleri bir tür bisküvili pastanın yapılmasını sağlayacak toz üretmişler. Probit, su veya süt ile bisküvi katılarak evlerde kolayca hazırlanabiliyor. Probiyotikler, laktoz sindirimini sağlayarak sütün bazı kişilerde yarattığı negatif etkiyi yok ediyor. Kolon kanserini önleyici etkileri bulunan probiyotik ürünler, bağışıklık sisteminin düzenlenmesi, kan lipidleri, kalp hastalıklarının tedavisinde ve hipertansiyona karşı da etkili. Ülsere yol açan helicobacter pylori'nin yarattığı enfeksiyonları da önlüyor. Yumlu ve Somuncuoğlu probiti üretmekle kalmayıp, ambalajını da hazırlamış. Yani ilk baktığınızda rafa elinizi uzatıp alacağınız ürünlerden biri gibi duruyor. Ama henüz ticari üretimi yok.ÜÇÜNCÜ KEYF-İ KEBİRKefire yeni yorumYarışmanın üçüncüsü ise keyf-i kebir. Proje sahipleri, Serap Gül ve Resul Dilsiz, ürünlerini ‘‘Keyif ve Sağlık Bir arada: Yaşlıların ve Çocukların Vazgeçilmez Lezzeti’’ sloganıyla sunuyor. Kısa bir dönem ‘‘moda’’ olan, son yıllarda pek rastlanmayan kefir daneleriyle oluşturulan içecek, muz, ananasla aromalandırılıp, limon lifiyle zenginleştirilmiş. Kalorisi düşük keyf-i kebir, laktoza duyarlı insanların rahatlıkla içebileceği ürün. Bağırsak rahatsızlıkları, hazım bozuklukları, ülser, kireçlenme, kalp rahatsızlıkları, ve sinir sistemi bozukluklarına iyi geliyor. İştah açıcı özelliği de bulunan keyf-i kebir, birkaç değişik oranlı aromayla üretildikten sonra içenlerin en beğendiği kıvamda karar kılınmış.SEKTÖR FONKSİYONEL GIDAYA KAYIYORDünya gıda sektörü artık sağlığın ön planda tutulduğu fonksiyonel gıdaların üretilmesi yolunu tercih ediyor. Prof. Dr. Boyacıoğlu'na göre, fonksiyonel gıdaların en yaygın kullanıldığı yer ABD. çiklet üretiminde bile fonksiyonel yanlar aranıyor. Türkiye'de ise daha çok
diyet ürünleri raÄŸbet görüyor. Ancak yiyeceÄŸin aynı zamanda günlük bir vitamin ya da minerali kapsaması yönünde az da olsa çalışma var. Fonksiyonel gıdalar, hammaddenin içine, saÄŸlığa yararlı bir mineral, vitamin, bakteri katılmasıyla oluÅŸturuluyor. Bazen de zaten yiyeceÄŸin içinde bulunan yararlı bir maddenin oranı artırılıyor.Â
button