Tabloları elbiseye dönüştürüyor aykırı kadınlar giysin istiyor

Güncelleme Tarihi:

Tabloları elbiseye dönüştürüyor aykırı kadınlar giysin istiyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2009 00:00

10 yıldır TopShop’tan Mudo’ya, Zara’dan Mexx’e kadar birçok marka için tasarım yapıyordu. Bu yıl artık yeter dedi ve kendi markasını yarattı. İki hafta önce düzenlenen İstanbul Fashion Day’s’de ilk defilesini yapan Günseli Türkay’ın (32) tarzı şehirli, alternatif ve eğlenceli. Farklı olmak, ayrıkotu gibi durmak, kimsede olmayanı arayıp bulmak gibi özellikleri olan kadınlara hitap ediyor.

Örnek olarak Deniz Berdan’ı gösteriyor. Ressam Ayşe Küçük’ün tablolarını kumaşa basıp elbiseye dönüştürüyor. Bundan sonra farklı ressamlarla da iş birliği yapacağını söylüyor. Gece ve parti kıyafetlerine ağırlık veriyor. Duyduk duymadık demeyin, Türkiye’den çok parlak ve yetenekli bir tasarımcı daha çıkıyor.

Sizin hikâyeniz nerede başlıyor?
- 1977’de, Ankara’da. Annem her zaman çok şık giyinen, çok güzel bir kadındı. Belki onun da etkisi ile liseden beri tasarımcı olmak isterdim. Kendimi bildim bileli moda sözcüğünü her duyduğumda içim coşar. Annem iktisatçı, babam nükleer fizik mühendisi. İkisi de öncelikle temel bir üniversite okumamı daha sonra da tasarım okumamı tavsiye ettiler. Açıkçası bana da mantıklı geldi, çünkü o dönemde moda tasarımı para kazandıracak bir bölümden çok hobi olarak görülüyordu. ODTÜ İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra Floransa’da moda tasarımı okudum.

Kendi markanızı yaratmadan evvel neler yapıyordunuz?
- Ben on yıldır moda tasarımcısı olarak çalışıyorum. Floransa’da moda tasarımı okuduktan sonra İstanbul’a döndüm ve Mudo’da Mudo Academy Projesi ile birlikte çalışma hayatına başladım. Orada iki sene erkek koleksiyonlarını tasarladım. Mudo’da askerliğimi yaptım diyebilirim. Mustafa Taviloğlu ile birlikte çalışmak benim için gerçekten çok değerli bir süreçti. Moda tasarımı, mağazacılık, marka yönetimi gibi geniş bir alanda tecrübe kazandım. Mudo sonrasında Hollanda markası Mexx’in İstanbul ofisinde tasarım departmanının başına geçtim. Amsterdam’daki merkez ile koordineli çalışarak Mexx için tasarımlar yaptım. Türkiye’de tasarıma verilen değerin ve talebin artması ile kendi tasarım ofisim PASAJ’ı kurdum. Şu anda çeşitli markalara ve ihracatçı firmalara koleksiyon tasarımı ve marka danışmanlığı konusunda servis vermeye devam ediyorum. Özellikle Zara, TopShop gibi zincir mağazalar koleksiyon tasarımı talep ediyorlar.

Günseli Türkay markasının kimliğini ve felsefesini anlatır mısınız?
- Beni yansıtıyor. Tasarımın önde olduğu, yenilik ve alternatif arayan bir marka. Resim ve sanata büyük ilgim olduğu için markanın temelinde resim ve desen olmasını istiyorum. En son Barselona’da gördüğüm Picasso sergisinde yaşadığım heyecandan sonra bu kararım netleşti.

GENÇ VE ALTERNATİF RESSAMLARLA ÇALIŞMAK İSTİYORUM

Kıyafetleriniz aynı zamanda birer sanat eseri. Ayşe Küçük’ün resimlerini kumaşa aktarıyorsunuz? Bu işbirliği hep devam edecek mi?

- Ayşe çok başarılı bir ressam. Yeditepe Üniversitesi grafik tasarımı mezunu. Onun resimlerini gördüğümden beri çok seviyorum. Yağlıboya tablolarını elbiselere dönüştürme fikrimi kendisi ile paylaştığımda o da heyecanla karşıladı.

Onun resimlerini bize nasıl anlatırsınız?
- Ayşe’nin resimlerini net bir şekilde tanımlamak zor. Ama soyut grafiti diyebiliriz. Bu tarz Londra ve New York gibi metropollerde çok in. Henüz İstanbul’daki galerilerde bu tarzı çok fazla göremiyoruz. Yağlıboya tablolardaki desenleri herkes farklı bir şekilde algılıyor. Biraz gerçeküstü resimler sanki. Sokak sanatı diyebiliriz. Ben bu resimleri couture kıyafetlere aktardım, ortaya yeni bir tat çıktı. Her yeni koleksiyonda yeni temalar ve renklerle yeni resimler olacak. Koleksiyonları galerilerde Ayşe Küçük’ün yağlıboya tabloları ile birlikte sergilemeyi planlıyoruz.

Farklı ressamlarla da çalışmayı düşünüyor musunuz?
- Evet. Ünlü ressamların yanı sıra, genç ve alternatif ressamlarla çalışmak istiyorum.

Bir ressamın tablosunu parti elbisesine dönüştürmek size nasıl bir tatmin sağlıyor? Üzerine içki dökülme riski olan bir parti elbisesine dönüştürdüğünüz için sanatı ucuzlaştırdığınızı düşünenler çıkacaktır. Onlara nasıl bir cevap verirsiniz?
- Her zaman farklı sanat dallarının birlikteliğinin artı değer yarattığını düşünüyorum. Andy Warhol da serigrafi çalışmalarında fotoğraf ile yağlıboyayı ve illüstrasyonu birleştirmişti. Karışık tekniklerin kullanıldığı uygulamalar büyük ilgi ile karşılandı.
/images/100/0x0/55ea30a0f018fbb8f8707b34

Parti elbisesinde yağlıboya tablo taşıyan bir kadın da diğerlerinden çok farklı olacaktır.

Koleksiyonunuz kaç parça?
- Senede dört yerine altı, yani her iki ayda bir yeni koleksiyon oluşturmayı planlıyorum. Bir koleksiyon 25 -30 parçadan oluşuyor.

Sadece özel geceler ve partiler için mi kıyafet tasarlıyorsunuz? Neden gündüz ya da hafta sonu için tasarım yapmıyorsunuz?
- İlk koleksiyonumda parti ve gece elbiseleri ağırlıkta. Markamın net bir imzası ve net bir algısı olsun istiyorum. Partiler ve özel geceler için elbise arayanların aklına ilk gelen markalardan biri olmayı hedefliyorum. Ancak İstanbul Moda Günleri’nde aldığım yorumlar ve görüştüğüm butiklerin talepleri doğrultusunda günlük kıyafetler de tasarlamaya başladım. Yapmak istediğim bir sürü güzel şey var.

DENİZ BERDAN ÇOK BEĞENDİ

Kesimler, kuplar nasıl?

- Kesim ve kuplar daha çok deneysel. Yeni ve alışılmışın dışında kalıplar çalışmayı seviyorum. Çok iyi bir modelistim var. Atölyede saatlerce çalışıp yeni kalıplar ve formlar oluşturuyoruz. Asimetrik formlar, drapeler, belirgin omuzlar ağırlıklı konsantre olduğum yapılar.

Renkliliğe önem veriyor musunuz?
- Renkliliği seviyorum ama olmazsa olmaz değil. Renksizlik ve nötr tonları da seviyorum. Tek istediğim markamın temelinde resim olması.

Her kadının çok renkli bir elbiseyi taşıyabileceğine inanıyor musunuz?
- Renkliliği taşımak ruh hali ile ilgilidir. Biraz keyifli, eğlenceli, kadınsı hissettiği bir dönemde renkleri daha rahat taşır.

Seksi ve cazibeli görüntü ne kadar umurunuzda?
- Kıyafetin seksi olması ilk bakışta görmek istediğim bir özellik değil. Daha çok şehirli, alternatif ve eğlenceli bir duruş istiyorum. Biraz da şaşırtıcı ve beklenmedik olsun.

Farklı olmak, ayrıkotu gibi durmak, kimseden olmayanı arayıp bulmak sizin ve hitap ettiğiniz kadınların ortak özelliği diyebilir miyiz?
- Kesinlikle. Herkesten farklı olmalarını istiyorum. Biraz araştırmacı, meraklı, yenilikleri ilk gören kadınlar benim kadınlarım. Mesela Deniz Berdan ile İstanbul Moda Günleri’nde tanıştık. Koleksiyonumu çok beğendi. Bu çok hoşuma gitti. Çünkü çok yeni ve keyifli bir tarzı var. Kendisi koleksiyonumu çok iyi tanımladı: Gerçeküstü.

NİL KARAİBRAHİMGİL GİYSİN İSTERİM

Koleksiyonunuzda beden sınırı var mı? Kilolu bir kadın da Günseli Türkay elbisesi giyinebilir mi?

- Beden sınırı yok. Vücut tipine uygun doğru modeller seçmemiz önemli. Maçka’daki atölyemde kişiye özel tasarımlar yapıyorum. Gelen müşterinin model seçimini birlikte yapıyoruz.

Kıyafetlerinizi giymesini hayal ettiğiniz bir ünlü var mı?
- Agyness Deyn, Madonna, Yasemin Mori, Nil Karaibrahimgil. Yaşasaydı Edie Sedgwick.

Yurtdışında satmaya başladınız mı?
- Evet. İngiltere, Lübnan ve İtalya’daki birkaç butikte satıyoruz.

Son olarak meraklıları bu kıyafetleri nereden bulup satın alacaklar?
- İstanbul Maçka’daki atölyeme gelebilirler. Pasaj: Süleyman Seba Cad., Acısu Sok. Sarp Apt., 2/10. Tel: (212) 327 72 50. Ayrıca yazlık ürünleri Midnight Express’te bulabilirler. Bunun yanı sıra Moda Tasarımcılar Derneği’nin düzenlediği ‘Galata Moda’lara da katılacağım.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!