Güncelleme Tarihi:
Unakıtan, Bakanlığı döneminde 2005 yılında eşi Ahsen Unakıtan’ın yurt dışında olduğu günlerde besin zehirlenmesi yaşadığını, hastalığı ilk evrelerde önemsemediğini ancak rahatsızlığının ardından vücudunun susuz kalması sonucu böbreklerinin iflas ettiğini anlattı. Eşiyle birlikte doktora gittiğinde artık çok geç olduğunu öğrendiğini söyleyen Unakıtan, “İlk böbreğimin bozulması 2005 yılına denk geliyor. Susuz kaldı. Giderek bozuldu. Diyalize girdim ve son çare olarak Akdeniz Üniversitesi’ne geldim” dedi.
Basın mensuplarının siyasetle ilgili sorularına yıllar sonra ilk kez cevap veren Maliye eski Bakanı Kemal Unakıtan, Başbakan Erdoğan’ın Diyarbakır gezisini değerlendirirken, “Türkiye’de bunlar özlenen tablolardı” dedi.
ÇOK MUTLU OLUYORUM
Antalya’da Akdeniz Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde konaklayan bir zamanlar kabinenin en renkli bakanlarından olan eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, yıllar sonra ilk kez gündem ve siyasetle ilgili konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır gezisini değerlendiren Unakıtan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkenin bir evladı olarak çok çok mutlu oluyorum. Ülkemize barışın gelmesi çok güzel. Aylardır şehit haberinin gelmemesi çok güzel. Fevkalade. O tabloları gördükçe çok mutlu oluyorum. Keyifli güzel şeyler. Türkiye yeni bir döneme giriyor. Bunlar özlenen tablolardır.”
TÜRKİYE İYİ BİR KONUMDA
Bir zamanlar ekonominin başındaki isim olan Unakıtan, son yıllardaki ülke ekonomisini ise şöyle anlattı: “Her şey yolunda. Her şey güzel. Arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Gayretle çalışıyorlar. Türkiye iyi bir konumda. Eskiden milli gelir nasıldı, şimdi nasıl. Fevkalade güzel şeyler.”
HASTALIĞI SÜRESİNCE SİYASET KONUŞMADI
Hastalığının ardından ilk kez siyaset konuşan Unakıtan, şimdiye kadar yaptığı röportajlarda hiç siyasete değinmediğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Bugüne kadar sağlığımla uğraştım. Sağlık herşeyin üzerinde. Bundan sonra Allah ne kısmet eder bilemiyorum. Onlar takdir meselesi. Cenab-ı Allah ne takdir ederse. 7 yıl bakanlık yaptım, 2 dönem milletvekiliği yaptım. Önemli bir hizmet. Sağlığa kavuşunca, biz hayat boyu çalışmaya alışmış insanlarız. Hayat boyu aktiftim. İşlerimle ilgileniyorum. Hayattan kopmamak lazım. Ne kadar kopmazsanız, o kadar motive oluyorsunuz.”
DÜNÜRÜM HAYATA TUTUNMAMI SAĞLADI
Unakıtan, bakanlığı döneminde 2005 yılında eşi Ahsen Unakıtan’ın yurtdışında olduğu günlerde besin zehirlenmesi yaşadığını, hastalığı ilk evrelerde önemsemediğini ancak rahatsızlığının ardından vücudunun susuz kalması sonucu böbreklerinin iflas ettiğini anlattı. Eşi ile birlikte doktora gittiğinde artık çok geç olduğunu öğrendiğini söyleyen Unakıtan, “İlk böbreğimin bozulması 2005 yılına denk geliyor. Susuz kaldı. Giderek bozuldu. Diyalize girdim ve son çare olarak Akdeniz Üniversitesi’ne geldim” dedi.
BİR BÖBREK ONDA BİR BÖBREK BENDE
Böbrek nakli olmak için gelen ancak önce prostat ameliyatı olan Unakıtan, 30 yıllık arkadaşı ve dünürü Ali Rıza Üstün’ün böbreğini vermesi ile sağlığına kavuştuğunu şöyle anlattı: “Seve seve verdi. Hayata tutunmamı sağladı. Büyük jest yaptı. Fedakarlık yaptı. Geliyor beni arada sırada ziyaret ediyor. ‘Nasılsın iyi misin? diyor. Ben de, ‘Sen nasılsın?’ diyorum. Bir böbrek onda, bir böbrek bende. Çok şükür ikimiz de iyiyiz“
İNANCIMIZ DA EMREDİYOR
Böbrek nakli ile ikinci hayatına başlayan Unakıtan, şunları söyledi: ”Organ bağışının önemini en iyi hastalığı yaşayan bilir. Allah diyalize girenlere organ naklini nasip etsin.Yardımcı olsun. Milyonlarca kişi organ bekliyor. Bunu yaşayan biliyor. Organ bağışını teşvik etmemiz lazım. Daha önce ben bunları bilmiyordum. Allah iki tane yaratmış. Tek olarak da yaşam sürüyor. İnancımız da emrediyor. Tam organı bağışlayacağı kişi de mahalle baskısı oluyormuş. Ayıp iş yapıyor gibi. Ne olur organlar bağışlansa. Organlar toprak olup gidiyor. Sadaka-i cariye hayır defteri açık kalıyor. İnsanlık bakımından halkımız önem versin. Yasalarımız yeterli. İstismar edilmemesi, ticarete dökülmemesi lazım.”
KÖK HÜCRE FAYDA VERMEDİ
Altı ay önce nakil olduğunu ve artık normal hayatına döndüğünü belirten Unakıtan, şunları söyledi: “Organ nakli olmak için ilk durak Amerika oldu ama orada organ nakli olmaya gönlüm el vermedi. Akdeniz Üniversitesi’ne geldim.” İsrail’de kök hücre tedavisi de gören Unakıtan, bu tedavinin bir faydası olmadığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Böbrek naklinden önce kendi böbreklerim çalışabilir mi diye uğraştım. Amerika’da olmaz dediler. İsrail’e gittim. Kök hücre tedavisi gördüm ama hiç fayda vermedi.”
TORUNLARI İÇİN FOTOĞRAF ÇEKTİ
Herkese önce sağlık dileyen Unakıtan, torunları için Akdeniz Üniversitesi bahçesinde bulunan hayvanların fotoğraflarını çekmeyi de ihmal etmedi.