Röportaj: Dilek DALLIAĞ Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN
Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2007 00:00
Eylem Şenkal, Avrupa Birliği Güzellik Yarışması'nın sunuculuğunu yapmak üzere Güney Amerika ülkesi Surinam'a gidiyor. "Neşeli Gençlik" ve "18'ler Takımı" filmlerinde rol alan genç oyuncu, ahlaksız teklifler aldığı için mankenliği bıraktığını açıkladı.
Avrupa Birliği Güzellik Yarışması’nı sunmak üzere Güney Amerika, Surinam’a uçuyorsunuz. Bu teklif nasıl geldi?
- Teklif, Vizyon Ajans-Atilla Kaplakarslan’dan geldi. Türk güzelimiz Ebru Hacıbedel ile Surinam’a birlikte gideceğiz. O yarışacak ben de sunacağım.
Yarışma, 23 Şubat’ta dünyanın birçok ülkesinden naklen yayınlanacak. Bu yarışmanın amaçlarından birisi de elde edilen gelirle Surinam’lı fakir çocukların sağlık ve okul masraflarını karşılamak. Avrupa Birliği Güzellik Yarışması bundan sonra her yıl fakir bir ülkede yapılacak. Yarışmanın ardından Brezilya’ya gidip Yağmur Ormanları’nı gezeceğim.
Büyük bir zenginlik dünyanın birçok yerini dolaşmanız...
- Yeni ülkeler görmek ve farklı kültürleri tanımak, yatlardan katlardan daha çok mutlu ediyor... Ülkemde çok fakir insan var. İki çocuk okutuyorum ve biraz daha fazla param olsa Ronaldinho gibi okul yaptırırım.
Çocuk evlat edinmeyi ya da sperm bankasından hamile kalmayı düşünür müsünüz?
- Eğer ben evlenmez ve çocuk sahibi olamazsam bir sürü çocuğa bakıp eğitimlerini üstlenmek istiyorum. Ama taşıyıcı annelik ve başkalarından sperm almaya karşıyım. Ben bencil bir anne olup sadece bu duyguyu tadacağım diye babasız bir çocuk büyütmek istemem.
ÇOK AHLAKSIZ TEKLİF ALDIM
Bir dönem voleybol oynadınız değil mi?
- Evet sakatlandığım için voleybolu bırakmak zorunda kaldım. Ama A Milli’ye kadar hepsinde oynadım. Sonra Erkan Özerman’ın keşfi sonucu modelliğe başladım. İki yıl mankenlik yaptım ama ondan da sıkıldım. Çünkü çok iyi yansıtılmıyor modeller bu ülkede. Üç, beş güzel kız var, bir şeyleri paylaşamayınca birbirlerini kıskanıyorlar.
Hiç ahlaksız teklifle karşılaştınız mı?
- Çok oldu... Fakat her seferinde bana sunacakları zenginliğin arkasındaki hayalleriyle baş başa kaldılar. Bu, kadını aşağılayan, mal gibi satın alınmasını sağlayan bir durum.
Bu ülkede manken eşittir nedir?
- Her duruma gelen kişi! Ben bu kadar güzel bir mesleği, ismimiz gölge altında kaldığı için bıraktım. Bu da, zengin adamların kolundaki kızların, her bar çıkışında "Ben mankenim" açıklamalarından kaynaklandı.
Tiyatroya geçtiniz sanırım sonra...
- Evet lise yıllarımda senaryo yazardım ve tiyatroda oynardım. Beni en iyi ifade edecek mesleğin tiyatro olduğuna karar vererek tiyatroya yönlendim ve bu konuda eğitim aldım. Esin Karakaya, Suzan Aksoy, Yıldız Kenter’den dersler aldım.
SON AYRILIĞIM ÇOK ACI VERDİ
Eski sevgiliniz tiyatro oyuncusu Bekir Aksoy, sizi yönlendirdi mi tiyatro konusunda?
- Tiyatro benim içimde vardı. Bekir’i belki tiyatrocu olduğu için seçmiş olabilirim. Bekir’in birçok konuda çok büyük faydası oldu bana. Benim ilk erkek arkadaşımdı Bekir. Dünyayı tanımlarken, bir şeyleri öğrenirken çok faydalı oldu. Biz iki buçuk yıl beraber büyüdük. Bekir’in hayatıma girmesi benim için dönüm noktasıdır. En son sevgilim de öyle. Bir tane daha sevgilim olmuştu, bu üç insan çok kıymetlidir benim için.
Bekir Aksoy’dan sonrasını pek bilmiyoruz özel ilişkilerinizde...
- Açıkçası çok bilinmesini istemedim. Bekir’den sonra gördüm ki aslında özel şeylerin özel yaşanması lazım. Her şey, herkes tarafından bilindiği zaman özelliği kalmıyor ilişkinin. Ben 20, o 26 yaşındaydık. Çok gençtik ama şimdiki kafam olsa öyle değerlendirmezdim olayları. En son sevdiğim kişiden de hayat ve ilişki anlamında çok şey öğrendim, hálá onu seviyorum ve galiba en çok da onu sevdim. Fakat ayrıldık. İyi ki hayatıma girdi yine de...
Aşk acısı çeker misiniz? Ya da çekerseniz bu acının etkileri nasıl olur sizde?
- Evet çok çekerim hem de... En son ilişkimde çok çektim, çok üzüldüm, hálá sürüyor izleri. Bir kere hiç uyuyamıyordum. Ayrıldıktan bir ay sonra bile bir kolum ve bacağım yok gibi hissediyordum. Dürüstçe bunu ona da söyledim, ama demek ki onunla miadımızı tamamladık.
"Neşeli Gençlik"te sizi izledik. Bir diğer filminiz "18’ler Takımı" da yakında vizyona girecek...
- Evet "Neşeli Gençlik"te konuk oyuncuydum. "18’ler Takımı"nda ikiz Hintli kardeşleri oynadım. Benim için çok güzel bir
film oldu. Kanal 7’de pazar günleri Şakamoz diye bir şaka programı sunuyorum şu sıralar. Hayatın Ritmi isimli bir programım daha var, Kral TV’de. Ünlülerin evine gidip sohbet ediyoruz.
Çocuk masalları yazıyorum
Bir kitap yazdığınızı duydum...
- Evet çocuk masalları yazıyorum.
Çocuk masallarını kendi çocukluk hayallerinize göre mi yoksa günümüz çocuklarının hayal ölçütüne göre mi yazıyorsunuz?
- Anadolu medeniyetlerini ve efsanelerimizi okuyorum ve buna göre yazıyorum. Bizim örf ve adetlerimizi unuttuğumuzu düşünüyorum ve bunu kaybetmemek adına yazıyorum. Anadolu medeniyetlerinden beri süre gelen o zengin kültürü yansıtmak istiyorum. Çocukları kandırmak kesinlikle imkansız. Mesela ben, bir dönem çocuk oyunlarında oynadım. Sahnenin arkasına oyun sırasında kaçıp gelen küçük bir çocuk, sahnedeki ormanda çeşitli hayvanları canlandırdığımızı görüp, bizi ormanın görünmeyen taraflarında aramaya gelmişti. "Aaa, burada orman yokmuş." diyerek kaçıp, annesini de oyundan çıkarmıştı. Çok ilginç bir dünyaları var.