Güncelleme Tarihi:
17 Mayıs’a kadar sürecek festivalde Fas’tan Filistin’e, Şili’den Estonya’ya, Norveç’ten ABD’ye 41 ülkeden 100 yönetmenin 115 filmi var.
BİLETLER 10 LİRA
Festivalde 12.00 seanslarında 2, sonraki seanslarda ise öğrenci 7 ve tam 10 lira. Kızılırmak Sineması’ndaki gişeden ya da www.mybilet.com’da satın alabilirsiniz. (312) 425 53 93.
Alacakaranlık Portresi
TACİZ
Angelina Nikonova’nın yönettiği filmde, ev içi taciz vakalarında uzmanlaşmış sosyal hizmet uzmanı Marina, bir yandan aşırı gelenekçi ve eşine çok düşkün olan Ilya’yla evliliğini sürdürürken öte yandan arkadaşları Valery ile bir ilişki yaşamaktadır. Bir gece, bir grup polis memurunun tecavüzüne uğrar. İntikam niyetiyle polis grubunun başını çeken Andrei’yi evine kadar takip eder, fakat ikilinin arasında beklenmedik bir ilişki başlar. Bu çelişkili durumun altında saklanmış çok daha derin gerçekler vardır. Film, kurumsal yozlaşmanın portresini çizmektense olan ve olmayanın, orta sınıf hayata kendini kapatmışların, değişmez bir yeraltı dünyasının ve yeni Rusya’nın toplumsal ve psikolojik analizini yapıyor.
12 Mayıs saat 16.30’da ve 13 Mayıs saat 12.00’de Kızılırmak Sineması’nda.
Hatırlanınca Var Olan Hikâyeler
ÖLEN KOCANIN ARDINDAN
Julia Murat’ın yönettiği Brezilya, Arjantin ve Fransa ortak yapımı filmde her sabah olduğu gibi o gün de Madalena, Antonio’nun kahve dükkanı için ekmek yapmaktadır. Her gün yaptığı gibi, yıllardır tren geçmeyen rayları aşıp yolun karşı tarafına geçer ve kapalı olan mezarlığın kapılarını temizler. Papazların vaazını dinler ve diğer köylülerle öğle yemeği yer. Ölen kocasının anıları ve ondan yadigar kalanlara tutunarak yaşamaya çalışan Madalena için hayatın seyri kuş uçmaz kervan geçmez, zamanın neredeyse durduğu Jotuomba kasabasına genç fotoğrafçı Rita’nın varmasıyla değişecektir.
13 Mayıs saat 12.00’de Kızılırmak Sineması’nda.
Eşik
ALTIN PORTAKAL’DA EN İYİ FİLM
Leila Kilani’nin yönettiği film Fas, Fransa ve Almanya ortak yapımı. Pek çok ödülünün arasında 2011 Antalya Altın Portakal’da En İyi Film de var. Bedia ve İmane adlı iki Kazablankalı genç kadın Tanca’ya bağlı bir kasabada sayısız işçinin arasında yaşamlarını sürdürmektedir. Geceleri pek çok işin çevrildiği bir fabrikada gündüzleri karides soyan bu iki kadın gece gelen ‘müşteriler’den çaldıklarını satarak fazladan para kazanmaktadır.
15 Mayıs saat 12.00 ve 16 Mayıs saat 18.45’te Kızılırmak Sineması’nda.
Siyah Kelebekler
INGRID JONKER’İN GERÇEK ÖYKÜSÜ
Paula van der Oest’in yönettiği film, Almanya, Hollanda ve Güney Afrika ortak yapımı. 1960’lar, Güney Afrika... Deli dolu, kararlı, hayatı seven bir kadın olan Ingrid yaptığı her şeye bulaşıcı bir tutku aşılar ve zaman mekan bilmeksizin teselliyi yazıp çizmekte bulur. Irkçı ülkesindeki adaletsizlik ve hayatın insaniyetsizliğine karşı olan bilinci, tanınmış bir yazar olan Jack tarafından bilenir ve Ingrid’in edebi kariyeri de okuyucuların dikkatini çekmeye başlar. Otoritelerin kara listeye aldığı Ingrid adım adım uçurumun kenarına yaklaşmaktadır. Film Güney Afrika’nın Sylvia Plath’ı olarak adlandırılan şair Ingrid Jonker’in öyküsünü anlatıyor. Ingrid Jonker fırtınalı bir yaşamın ardından 1965’te kendi yaşamına son vermişti. Şiirlerinden birini Nelson Mandela Güney Afrika meclisinde yaptığı ilk konuşmada kullanmıştı.
15 Mayıs saat 14.15 ve 17 Mayıs saat 16.30’da Kızılırmak Sineması’nda.
Gökteki Yıldızlar
DÖNÜM NOKTALARI
Saara Cantell’in yönettiği film Finlandiya ve İzlanda ortak yapımı. Aynı aileden gelen farklı dönemlerde yaşamış üç kadının hayat hikayesini anlatıyor. Üç hikayenin de geçtiği yer aynı: Yıllardır bu aileye ait olan eski bir kır evi. Yaşları 30 ile 40 arasında değişen üç kadın da hayatının dönüm noktasındadır. Saima, Tuulikki ve Salla 1920’de inşa edilen ve ailenin yazlık olarak kullandığı bu eve sonbaharı geçirmek üzere gelirler. Saima’nın hikayesi 1942’de, Tuulikki’nin hikayesi 1978’de ve Salla’nınki günümüzde geçmektedir.
14 Mayıs saat 16.30’da Kızılırmak Sineması’nda.
Siyah Şemsiye
ADALET ARAYIŞI
Chairun Nissa’nın yönettiği Endonezya yapımı film, adalet için mücadele eden ve Endonezya’daki insan hakları ihlali davalarına karşı yürütülen bir dizi kampanyaya emek veren iki kadının hikayesini anlatıyor. Neneng, aslen köylülere ait olan fakat askeriye tarafından zapt edilen bin hektarlık bir alanda yaşayan Rumpin Köyü sakinlerindendir. Sumarsih’se 1998’deki tarihi reform hareketi olarak da bilinen büyük öğrenci gösterileri sırasında diğer yaralı öğrencilere yardım ederken yanlışlıkla öldürülen oğlu için adalet arayışındadır.
Vavien
TAŞRA YAŞAMININ SIKINTILARI
Taylan Biraderler’in yönettiği Vavien, tam bir kara film örneği. Taşra yaşamının sıkıntısını mutsuz bir evlilik odağında anlatıyor. Engin Günaydın’ın, memleketi Tokat’tan esinlenerek kaleme aldığı senaryo, Taylan Kardeşlerin ustalığıyla unutulmayacak filmler arasında ‘Vavien’e sağlam bir yer açmayı başarıyor. Oyunculuklarıyla sinemaya yeni bir soluk getiren Engin Günaydın ve Binnur Kaya’yla birlikte usta oyuncu Serra Yılmaz milletvekili rolüyle filme başka bir tat katıyor.