Cahit AKYOL/cakyol@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2009 00:00
Nil Sirel Türkoğlu’nu Trakya’da tanımayan yok. Çünkü 26 yaşındaki bu genç kadın çok farklı bir iş yapıyor: Sülük ticareti. Birçok kişinin içini bir tuhaf yapan sülükler, onun ekmek kapısı. Bataklıklardan topladığı sülükleri yurtdışına satıyor. Zor bir iş ama yıllık 100 bin üzerinde kazancı var. Hatta bu nedenle ona “Sülüklerin Prensesi” deniyor.
Hepimiz biliriz sülükleri. İstanbul’da Mısır Çarşısı, İzmir’de de Hisarönü’nde sıkça rastlarız onlara. Kıpır kıpırdırlar. Çok sevimli oldukları söylenemez. Kıvrım kıvrım dönüp dururlar şişelerin içinde. Ama Edirneli Nil Sirer Türkoğlu bu çirkin yaratıklara baktığında Euro görüyor. Çünkü bataklıklarda 5 kuruş bile etmeyen sülükler bu genç kadına her yıl binlerce lira kazandırıyor.
Sülük macerası babasının ölümüyle başlamış: “Edirneliyim. Üniversitede İngilizce iktisat bölümünü bitirdim. Fakat son sınıftayken babam öldü. İşlerin başına geçtim. Gümrük müşavirliğini nasıl devam ettiririm diye mevzuatı incelerken sülüklerle ilgili bölümlere takıldım. Çok garibime gitmişti. Sülükten para kazanmak fikri bana çok cazip geldi. Araştırdım, hemen ihracat başvurusunda bulundum. 30 kilo sülüğü yurtdışına satabilme kotası aldım.
MÜŞTERİ VARDI, SÜLÜK YOKTU BEN DE SUYA KAN DÖKTÜMİlk işini Macaristan’la yapmış: “Bir firmayla internet üzerinden bu sülükleri satmak üzere anlaşma yaptım. Ancak daha ortada sülük filan yoktu. Edirne ve çevresindeki toplayıcıları buldum. Oturdum pazarlık ettim. Piyasada yeni olduğumu anlayınca inanılmaz yüksek fiyatlar istediler. Olacak gibi değildi. “Madem öyle, o zaman kendim toplarım sülüklerimi” diyerek bele kadar yüksek balıkçı çizmelerinden aldım. Edirne yakınlarındaki Lalapaşa bataklığına gittim. Elimde lastik eldiven, suyun dibini tarıyorum. Tara tara, sülük yok! Ertesi gün sülüklerin kana geleceğini düşünerek yanıma koyun kanı aldım. Kanı bataklığa döktüm, bir anda çevreme kurbağalar, su yılanları doldu. Tabii sülükler de... Artık günde 2 kiloya yakın sülük toplayabiliyordum. İlk gün çok iğrenç bir iş gibi geldi ama kazanacağım parayı düşününce dayandım. İğrenmedim, tiksinmedim. 15 günde 30 kilo sülüğü topladım. Sülük ticaretim kısa sürede çevrede duyuldu ve “Sülüklerin Prensesi” olarak anılmaya başlandım.
18 TON SÜLÜĞÜN 6 TONU TÜRKİYE’DEN ÇIKIYOR3 yıldır sülük ihraç eden Nil Sirel Türkoğlu, gönderdiği sülüklerin ilaç yapımında kullanıldığını söylüyor: ”Sülükle tedavi Osmanlılar’a kadar dayanıyor. Sülükler bugün de ilaç sektörü için önemli bir hammadde. Kalp ve kolesterol ilaçlarının, birçok kremin içinde bulunan hammadde sülükten elde ediliyor. Avrupa’da sülük yok denecek kadar az. Küresel ısınmadan dolayı dünyadaki sülük sayısında azalma oldu. Türkiye, sülüğün en çok bulunduğu ülkeler arasında. Dünyada yıllık 18 ton sülük satışı var. Bunun 6 tonu Türkiye’den sağlanıyor. Başta ABD, İsrail, Almanya ve Macaristan olmak üzere dünyanın birçok ülkesine sülük ihracatı yapıyoruz.
SÜLÜK OTELİ AÇACAKBundan yola çıkarak geçtiğimiz yıl AR-GE laboratuvarı kurdum. Kültür sülükleri üretimi yapacağım. Ayrıca tarihi bir konak satın alarak sülük tedavi merkezi kurmak için çalışmalara başladım. Bir konağı da kiralayıp onardım. 1 ay içinde burasını sülükle tedavi oteli olarak hizmete açacağım. Edirne’de bir ilk. Ardından önce Mardin ve Sivas’ta sülük tedavi merkezi olarak hizmet verecek butik oteller kuracağız. Yurtdışından da turist getirip tedavilere başlayacağız.
SÜLÜKTE KULLAN-AT MODELİMAHARET SÜLÜĞÜN TÜKÜRÜĞÜNDE: Gözleri ve işitme organları olan sülükler çift cinsiyetli. Sadece kanla besleniyorlar. Tedaviyi sanıldığı gibi kirli kanı emerek yapmıyorlar. Maharet, kan emilirken vücuda karışan Hirudin ve Calin adlı maddeleri içeren salgıda.
AĞRI KESİCİ, TANSİYON DÜZENLEYİCİ: Bu maddeler kanın pıhtılaşmasını engelliyor ve ağrı kesici, mikrop öldürücü, tansiyon dengeleyici, kas gevşetici, bağışıklık sistemini düzenleyici ve stres giderici etkiye sahip. Sinir hücrelerinin tamir edilmesini de hızlandırıyor.
15 TANESİ 1 SAAT EMİYOR: Bir sülük 1-2 mililitre kadar kan emiyor. Bir seansta 8-15 arası sülük kullanılıyor. Bir saat kadar süren seansın başında sülüklerin yapıştıkları yerde hafif bir yanma hissediliyor. Tedavi sonrası kan akışı kendiliğinden kesiliyor.
HEPSİ TEK KULLANIMLIK: Sülük tedavisi hamile ve emziren annelere, şeker hastalarına ve kalp yetmezliği olanlara uygulanmıyor. Sülükler tek kullanımlık. Bir kez kullanılan sülüğün imha edilmesi lazım. Yoksa hastalık bulaştırma ihtimali yaratıyor.
ALINA DA YAPIŞIYOR, AYAĞA DA: Sülükle tedavi ayak, bacak, diz, göğüs, ense, sırt, bel, omuz, göz ve burun kenarları, alın ve şakaklar ile kulak arkasına uygulanıyor. Ayak altları, avuç içi, göz kapağı, boyun, koltukaltı ve kasık gibi bölgelere yapılmıyor.
DEMI MOORE VE PETEK DİNÇÖZ DE SÜLÜKLERE EMDİRİYOR
Halk arasında yüzyıllardır kullanılan sülükle tedaviden ünlü yıldızlar yararlanıyor. Demi Moore bunu açıkça söyleyenlerden. 47 yaşında olmasına karşın hala genç kızlara taş çıkartan vücut güzelliğine sahip olan Moore, sırrının sülükle tedavi olduğunu söylüyor. Avusturya’da bir klinikte sülük tedavisi gördüğünü anlatan Moore’un bu açıklamasından sonra o klinikte müşteri patlaması yaşandı. Sülükle tedavi uygulatan ünlü Türklerin başında da Petek Dinçöz geliyor. Dinçöz bir süre önce yaptığı açıklamada formunu Rus uzmanların uyguladığı sülük tedavisi sayesinde koruduğunu anlattı.
BİR TANESİ 2 EURO Latince’de sülükle tedavi anlamına gelen Hiroduterapi MÖ 15. yüzyılda Babil yazılı kayıtlarına kadar uzanan çok eski bir tedavi aracı. Ünlü hekimlerden Nikandros ve İbn-i Sina da sülüğü bir tedavi aracı olarak kullanmış. Tıbbi sülükler günümüzde de başta Almanya olmak üzere Fransa, İngiltere, Avusturya, İsviçre, ABD, Rusya, Hindistan ve Uzakdoğu’daki çok sayıda klinik ve merkezde hekim ve terapistler tarafından kullanılıyor. Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), 2004 yılında sülüğü bilimsel bir tedavi yöntemi olarak onayladı. Şu sıralar büyük boy bir sülük dünya piyasalarında 2 Euro’dan satış işlemi görüyor.