Zeynep BİLGEHAN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2010 00:00
Eminönü’nde, başka hiçbir yerde olmayan harika bir uygulama başlatıldı: Gönüllü Turizm Elçileri Projesi. Yaşları 16-25 arasında değişen güleryüzlü, enerjik gençler, “ask me/bana sor” yazılı tişörtleriyle ilçedeki turistik bölgelere dağılıyor. Yol tarifinden mavi boncuk anlamına kadar turistlere her konuda yardımcı oluyorlar
Fatih Belediyesi, Tarihi Yarımada’da çeşitli yenilikler düşünürken ortaya çıkmış proje. Yerli ve yabancı turistlere yardımcı olacak bir hizmet sunmaya karar vermişler. Ücretsiz danışmanlar, “bilgi noktası” gibi alışılmış hizmetlerin dışında birşeyler yapmak istemişler. Bu noktada da, işe gençleri dahil etmişler. Bir yandan yabancı turistlere Türkiye’nin genç, aydınlık yüzünü gösterirken, bir yandan da yabancı dillerini kullanmak isteyen gençlere fırsat yaratacak ‘Gönüllü Turizm Elçileri’ projesi böyle doğmuş. Gönüllü olarak turistlere yardımcı olacak, dil bilen, yaz tatilini boş geçirmek istemeyen gençler için duyurular asılmış. Çok sayıda başvuru gelmiş, yapılan mülakatlar sonucunda 200 kişi seçilmiş. İngilizce konuşanlar ağırlıkta ama aralarında Fransızca, Almanca, Arapça bilenler de var. İlçenin tarihçesi, tarihi yerler, davranış, iletişim, çatışma çözme gibi konularda iki gün eğitim almışlar.
Gençler, 14 Temmuz’da Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katıldığı bir toplantıyla iş başı yaptı. Beş ayrı bölgeye dağılarak çalışıyorlar; Sultanahmet, Divanyolu (Beyazıt Meydanı), Hocapaşa, Nuru Osmaniye ve Kapalıçarşı. Her grubun bir süpervizörü var. Süpervizörler, gerektiğinde sorunları çözmede yardımcı oluyor, Turizm Zabıtası’yla koordinasyon sağlıyor. Güleryüzlü, enerjik gençler, mavi “ask me/bana sor” tişörtleriyle meydanlarda hemen göze çarpıyor. Kısa sürede fark yaratmışlar bile. Yerli-yabancı tüm turistler olumlu geri dönüş bildirmiş. Uygulama, Ağustos sonuna kadar devam edecek.
FİKİR BABASI BELEDİYE BAŞKANI
Projenin fikir babası Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir. Bütün detaylarıyla kendi ilgileniyor. Heyecanla anlatıyor: “Tarihi yarımada ve Eminönü, sadece bizim değil dünyanın en büyük değerlerinden. Her yerden insanları misafir ediyoruz. Ancak memnun olmadan ayrıldıklarına dair bir endişemiz vardı. Esnafın insanları sağa sola sıkıştırdığı, yabancı turistlere farklı fiyatlar uyguladıklarına dair
haberler alıyordum. Ülke için kötü imaj yaratıyor bu durumlar. Projemizin amacı, şikayet edilen konuların anında, olay yerinde çözümü. Gençlerimiz, sıkıntıları olan turistlere yardımcı oluyorlar. Bu sayede, yabancı dillerini kullanıyorlar. Ayrıca, öğrencilerin okul notları dışında katkıda bulundukları sosyal işler de artık çok önemli. Proje sonunda onlara sertifika vereceğiz, prestijli bir iş yapmış olacaklar. Yabancı turistler de kendilerine ücretsiz danışmanlık hizmeti veren bu güleryüzlü gençleri görünce etkileniyorlar.”
Demir, projenin aynı zamanda bir nevi ‘kendi kendini değerlendirme” aracı olduğunu vurguluyor: “Her yönüyle biz de şehrimiz de kazançlıyız. Diğer illere de örnek olabilecek ciddi bir çalışmanın hazırlığı bu. Çok sayıda teşekkür mektubu alıyoruz. Gençler de çok memnun. Bir sıkıntıları olduğunda hemen müdahale ediyoruz. Hiç tahmin etmediğimiz yerlerden “Bizim de çocukalrımızı alır mısınız?” diye talep geliyor.”
Dinle ilgili sorular soruyorlar
İREM KARA (ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ)
Projeden annem sayesinde haberdar oldum. “Yabancı dil bilen gençler, turizm elçisi olmak ister misiniz?” diye Kapalıçarşı’da pankartları görmüş. Üstüne aradım. Toplantı ve iki günlük bir eğitimden sonra hemen başladım. Özgeçmişimde iyi bir deneyim olarak görüneceği için katıldım ama beklediğimden çok farklı yönlerini gördüm. Bir sürü, yeni arkadaşlar edindim. Sadece yer tarifi sormuyorlar. Özellikle, içerilerde müze gezen arkadaşlarını, dışarıda bekleyen insanlar çok ilgileniyor. Zamanları olduğundan her şeyle ilgili soru soruyorlar; Türkiye’nin iç siyaseti, Brezilya ve İran’la yapılan anlaşma, nazar boncuğunun anlamı... Din konusunda da çok soru geliyor. “Neden bazıları başını örtüyor da bazıları örtmüyor” diye soruyorlar. Ayrılırken de kendi ülkelerine davet ediyorlar.
Fiyat anlaşmazlığını çözdük
NUMAN ÜSTÜN (LİSE ÖĞRENCİSİ)Ben tarihi yerlere hep gelip, buralarda vakit geçiriyordum. Pankartı görünce hemen başvurdum. Yıllarca okulda yabancı dil okudum. Dilbilgim de çok iyi. Ancak hiç pratik yapamadığım için konuşmam yoktu. Meğer çözüm turistlerle konuşup o utangaçlığı yenmekmiş. Saat 16.00’dan sonra turistler görmeleri gereken herşeyi görmüş oluyorlar. Bu saaten sonra geziden çok, bir muhabbet ortamı oluyor. Türk kültürünü konuşuyoruz. Türk kahvesi ve nargileyle ilgili sorular soruyorlar. Bir sefer de sokak satıcılarıyla ilgili bir şikayet geldi. Yabancılara, bir kitabı olması gerekenden daha pahalıya satmışlar. Turizm zabıtasıyla koordineli çalıştık ve olayı çözdük.
Deneyimlerimizi kitap yapacağız
METİN TOPALOĞLU (DERSANE ÖĞRETMENİ)Ben Sultanahmet grubunun süpervizörüyüm. Bu bölgede 80 kişi çalışıyoruz. Gençleri, konuştukları dillere göre farklı yerlere yerleştiriyoruz. Bu işi yapmaktan çok zevk alıyorum. Edindiğim tecrübelerle belediyemize, ülkemize katkı sağlıyoruz. Bilgi, öneri, şikayet... Hepsini belediyeye sunuyoruz. Elde ettiğimiz verileri toplayıp, basacağız. Bu bölgeyi ileriki yıllarda çok daha eğlenceli, geleneksel bir yer olarak göreceksiniz.