Sultan asıl şimdi sultan oluyor

Güncelleme Tarihi:

Sultan asıl şimdi sultan oluyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2012 00:00

12 Mart Pazartesi akşamı TRT ekranlarında yepyeni bir Osmanlı dizisi başlıyor. Patrona Halil İsyanı’nı konu eden ve Osmanlı’nın Lale Devri’ni anlatan ‘Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam’ adlı dizi için İzmit’teki Seka Kağıt Fabrikası set haline getirildi. İzmit’teki seti ziyaret ettik ve başrol oyuncularıyla konuştuk

Haberin Devamı

Kostümleri giyince Hatice oluveriyorum
TÜRKAN ŞORAY - HATİCE SULTAN

Osmanlı’nın en şaşalı dönemi Lale Devri’ni anlatan, matbaanın kurulduğu, Şair Nedim’in yaşadığı dönem... Benim canlandırdığım Hatice Sultan sarayda söz sahibi bir kadın, padişah III. Ahmet’in kız kardeşi. Akıllı, sezgileri güçlü bir sultan. Hünkarı birçok konuda uyarıp tavsiyelerde bulunacak kadar kendine güvenli biri. Hünkar kız kardeşine çok değer veriyor. Hatice Sultan senaryoda tarihi olayların akışı içinde gerektiği zaman konunun içine giriyor. Çok öne çıkmamasına rağmen fonksiyonlu bir rol. Tarihi bir dizi ve oyuncu olarak beni tatmin etti. Dizideki bütün yük genç oyuncularda, bu önemli rollerinde öylesine başarılılar ki hepsine hayranlık duyuyorum.
Tarihi bir karakteri canlandırmak biraz kendi yorumunuzla ilgili, çünkü o karakterin bugün hayatta gerçek karşılığı yok. Yani Hatice Sultan’ı tanıma, gözlemleme şansım olmadı. Herhalde saray şartlarında salına salına gezinen, edalı, buyurgan, kendinden emin, davranışları yumuşak ve çok kadınsı diye düşünüp buna göre bir karakter yaşatmaya çalışıyorum. Bugünkü bende 300 yıl öncesinin Hatice Sultanı’nı yakalamaya çalıştım. O ortamda neler hissedebilir, öfkesi, kini, nefreti; kısacası tüm insani ve kadınsı duyguları... Bu ruh haliyle harem odaları, saray dekorları, cariyeler, lale bahçeleri, mumlar, şamdanlarla yarı aydınlatılmış gizemli bir atmosfer ve bu ortamda görkemli saray kıyafetlerini de giyince, dış dünyadan soyutlanıp sanki bir zaman tüneline giriyorum. Çekimler süresince o sultanın duygularıyla yaşıyorum. Sultan olmanın tadını çıkarıyorum. İhtişamlı kıyafetler ve mekânlarda tarihin derinliklerinde yaşamak heyecan verici. Çekimlerde kendimi gerçek bir sultan gibi hissediyorum. O havayı soluyorum.
Osmanlı modasını zaten hep sevmişimdir. Bir kere çok kadınsı. Başa konan takılar, ipek, kadife, dantelli uzun kıyafetler... Kendime çok yakıştırırım. Dizide giydiğim kostümler tek kelimeyle sanat eseri, müthiş bir emek var. Simli nakışlar, danteller... Kostüm tasarımcısı Barış Karaca harikalar yaratmış. Her yeni giyeceğim kostüm beni heyecanlandırıyor. Bu kostümleri giyince hemen Hatice Sultan oluveriyorum.
Dizide bütün karakterler çok inandırıcı. Patrona Halil karakterini çok sevdim. Saray dışında yaşayan bu meyhaneci halkı isyana teşvik eden çok baskın bir karakter. Bu rolü oynayan genç, hırpani kıyafeti ve uzun saçlarıyla çok etkileyici.

Haberin Devamı

Kalbimden geçen beni buldu
ASLI TANDOĞAN - CANSEZA

Haberin Devamı

Bu dizi bizden önce bir kere daha çekildi ama pek istedikleri gibi olmadığı için beş bölümü atıldı. Daha önce o dizinin reklamlarını gördüğümde keşke ben de olsaydım diye içimden geçirmiştim. Hem kadroyu hem de tanıtımındaki renkleri çok beğenmiştim. Dizinin tekrar çekimleri başlamadan önce Burhan Bey ve ekibi aradılar ve bir Canseza aradıklarını söyledi. İçimden geçirdiğimin beni bulmasına inanamadım. Normalde oynadığım karakterlerden farklı olduğu için çok hoşuma gitti. Canseza intikam peşinde peşinde bir karakter. Gözleri önünde babalarının kafası kesilince abisiyle birlikte intikam almaya yemin ediyorlar. Ve büyüdükten sonra hem III. Ahmet’i tahttan indirme hem de isyan çıkarma planları yapıyorlar. Ondan intikam almak için ayaklanmaya da ön ayak oluyorlar. Bu arada bir aşk da doğuyor. Aşksız dizi olur mu? Abim Kasım’ı da Tolga Karel oynuyor. Patrona Halil İsyanı’nı duymuştum ama ayrıntısını bilmiyordum. Lale Devri’ndeki bir sürü detaya şimdi hakimim. Canseza güçlü, yırtıcı, kadınsı bir karakter. Siyah saçların ona yakışacağını düşüneceğimiz için saçlarımın rengini koyulaştırdık.

Haberin Devamı

Bir yıldır yatmadığımın kanıtı bu dizi
TOLGA KAREL - KASIM

Kasım, Canseza’nın abisi. Kardeşiyle birlikte intikam peşinde. Çocukluklarında bir travma yaşamış ikisi de. Çok kısa sürede Aslı ile inanılmaz bir uyum yakaladık. Kasım İran’da iyi eğitim almış, çok zeki, çok kıvrak, acımasız bir adam. İyi at biniyor ve kılıcı keskin. Saraya Hafiye Ocağı’nın başı, yani o günün MİT müsteşarı olarak giriyor. Padişaha çok yakın. Aslında niyeti Osmanlı’nın soyunu kurutmak. Bu role bir buçuk yılda hazırlandım. Dört ay dramatoloji eğitimi aldık. Geçen yaz at binmeyi, kılıç kullanmayı öğrendim. Herkes yiyip içip yattığımı, arada da olay çıkardığımı zannediyordu ama hiç de öyle değildi. Bu sakalları uzatmak üç ayımı aldı. Heybetli görünmek için altı-yedi kilo aldım. Çünkü Lale Devri... Her şey çok bol. Sadece benim 10 tane kostümüm var. İçine girince bir garip oluyor, 300 yıl geriye gidiyorsunuz. Ama yine de benim yıllarım o yıllar değil. Ben 1950’lerde yaşamak isterdim. Asi Amerikan gençliği falan...

Haberin Devamı

Türkan Hanım işçiyi bayılttı
CEMAL HÜNAL - MURAT

Hikayenin başlangıcı itibarıyla travmatik bir değişim geçiren bir karakter. Eski bir solakbaşı, fedai. Sevdiği kızla evlenmek için görevinden ayrılıyor. Silahını bırakıyor ve bir bıçak ustası olarak olaylardan uzak bir hayat yaşarken karısı bir cinayete şahit olduğu için öldürülüyor. Ve işin iç yüzü değişiyor. 10 senedir hobi olarak at binip, kılıç kuşanıyordum zaten. Zaten hep o dönemlerde yaşamak isterdim. Hobilerim, uğraşlarım hiç bu çağa ait şeyler değil. Iphone kullanamıyorum mesela...
Bu dizide hiç yapılmayan şeyler var. Çok geniş bir dönem platosu oluşturuldu, gerçek olsun diye meşalelerle gece ışığı yapan bir görüntü yönetmenimiz var. Dövüş sahnelerinin koreografisi için Ankara’dan Kuzgun Akademi geldi. Dört tanesi benim olmak üzere 12 at var. İşin komik tarafı dizide bindiğim at benim atlarımdan değil, yeni bir at. İyi anlaştık. Kameraya çok iyi resim veriyordu, risk almaya değerdi. Genç ve yaramaz ama çok yakışıklı, boylu poslu maşallah. Bizde kamçı yok, mahmuz yok, beslenmelerine, sosyalleşmelerine çok özen gösteriyoruz. At sıkıntıda olduğunu belli eder. Sinyalleri önemsiyoruz.
Türkan Hanım setteyken zaten bir kilometrede kimse sesini çıkarmıyor. Set içinde de sultan, dışında da sultan. Geçen set işçilerinden birine merhaba dedi adam düştü bayıldı.

Haberin Devamı

Yaptığımız kostüm sayısı 1000’i geçti
BARIŞ KARACA (KOSTÜM-TASARIM)

Kostümleri tasarlıyorum. Bir de asistanım var. Ekipte bir kalıpçı, bir nakış ustası, bir deri ustası ve dört terzi çalışıyor. Bunun yanında altı kişilik bir gardırop ve set ekibi mevcut. Sayamayacağımız kadar çok kostüm yaptık, 1000’i geçmiş olmalı. Rolüne göre değişiyor ama her oyuncunun en az iki kostümü var. Neden sette bir tekstil atölyesi kurulduğuna gelince... Sette üretim olması her türlü durumu daha kolay hale getiriyor. Atölyenin her türlü imkanı mevcut. Ustalar oyunculara her an ulaşabiliyor. Hiç bir yönetmene bir saat sonraya şunu ya da bunu istiyorum demek nasip olmamıştır... Bizde mümkün.

TARİHTEN ESİNLENEN BİR HAYAL ÜRÜNÜ

Patrona Halil İsyanı, Osmanlı tarihinin geniş kitleler tarafından bilinen ilginç olaylarından. Bu bir halk hareketi olmaktan çok imparatorluğun Lale Devri’yle başlayan yenilenme çabalarına karşı gelişen bir İstanbul darbesi niteliğinde. ‘Bir Zamanlar Osmanlı Kıyam’ dizisinin üzerine yerleştiği ana eksen, bu isyanın başlama, gelişme ve sonlanma süreci. Ancak hikâye, tarihten esinlenen bir kurmaca ve kesinlikle hayal ürünü. Dizinin yapımcısı Burhan Özkan.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!