Güncelleme Tarihi:
Mesude ERŞAN
Birçoğu, karşılaşabileceği risklerin farkında. Hiçbiri de bunları inkâr etmiyor. Gelişen tıp, her geçen gün bu gruba daha fazla yardım edebiliyor. Gebelik oluşmasında ve takibinde birçok tetkik, annelerin yüreklerine su serpiyor. 35 yaşın üstündeki anne adayları, “Bize suçlu muamelesi yapmayın, riskleri anlatın ama bizi bunlarla korkutmayın” diyor...
HEP RİSK ANLATILIYOR
AYŞE ÖZCAN (37): Her şeyi istediğiniz gibi yapmak isteseniz de bazen hayat size o şansı vermiyor. Okul, kariyer, biraz özgürlük, biraz ayaklarım yere bassın derken aradığınız, birlikte yaşlanabileceğiz, çocuklarınızın babası olmasını istediğiniz kişiyi bulmak uzunca bir zaman alabiliyor. Sonra bir bakıyorsunuz, 35 olmuşsunuz. Evlenip hamile kalana kadar 35’i de geçiyor. İşte her şey burada kilitleniyor. Hamile kalmak istediğinizde ya da kaldığınızda doktora gidiyorsunuz. Doktor önce yaşınızı soruyor. 35’in üstündeyseniz yandınız. Neredeyse suçlu muamelesi görüyorsunuz. Psikolojiniz yerlerde sürünmeye başlıyor. Doktor, “Her şey yolunda ancak siz 35 yaş üstü olduğunuz için ileri yaş gebesi oluyorsunuz” diyor ve başlıyor riskleri anlatmaya. 15 günde ya da 3 haftada bir kontrole çağırıyor. Böylece gebeliğe 1-0 yenik başlıyorsunuz. Hatta birkaç ay gebe kalamadan doktora gittiyseniz, o daha da vahim. Çünkü hemen sizi tüp bebek için ikna etmeye çalışıyorlar. Zaman kaybetmeyin, yaşınız ilerledikçe, tüp bebek de çözüm olmaz, diye telkinde bulunuyorlar. Özellikle tüp bebek doktorları 35 yaş sonrası için sürekli matematiksel oranlar veriyor ve sonra “Aman ha, gebelik ve annelikte psikoloji çok önemli, moralinizi yüksek tutun” diyorlar. Oysa moralinizi ilk bozan onlar. Kimse “Teknoloji çok ilerledi, hiçbir şey için geç kalmadınız” demiyor. 40 yaşından sonra bile sağlıklı bebek doğuran etrafımızda yüzlerce kadın var, doktorlar bunları hiç anlatmıyor.
HAMİLELİK İÇİN GEÇ KALDIM DÜŞÜNCESİ HEP VAR
AYTEN SERİN (35) Hamilelik dünyanın en güzel tecrübelerinden biri, ama bunu yaşarken kafanızın bir yerinde “35 yaş”, kırmızı bir çizgi gibi duruyor. Aslında yıllar öncesinden 35 yaşın belirleyici bir sınır olduğunu duyarak bu yaşa geldiğiniz için, bir sorun çıksa “hah işte çok geç kaldım o yüzden oldu” demeye hazırsınız. Örneğin 4’lü tarama testinde bebek anomalisi riskimin yüksek çıktığını ve amniyosentez önerildiğini duyduğumda çok endişelendim. Doktorum 35 yaşın bu konuda zaten bir risk sınırı olduğunu söyledi. Buna sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Amniyosentezi yapmadan önce ultrason taraması yapan perinatolog ise ultrason incelemesinden sonra, testte riskin yüksek çıkmasına şaşırdı. Ultrasonda herşey normal göründüğü halde test yüksek risk gösterdiği için kesin emin olabilmenin yolunun amniyosentez olduğunu söyledi ve biz de yaptırdık. Doktorların bu testleri riskleri elemek için yaptığını bilsem de “yüksek risk grubu” içinde olmak, amniyosentez sonucu çıkana kadar bize zor zamanlar yaşattı.
DOKTOR ÇOK ÖNEMLİ
MÜESSER DEMİR (38): Yaşım nedeniyle gebeyken endişeliydim gerçekten. Çünkü her yerden sürekli birşeyler duyuyorsunuz. Bende şeker çıktı, biraz sıkıntı yaşadım. Ancak doktorum çok anlayışlı ve iyiydi. 3’lü tarama testi yapıldı. Amniyosenteze bile gerek yok dedi ve yaptırmadık. Doktorun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Güven veriyorsa ve telkin ediyorsa 9 ay boyunca sorun yaşamıyorsunuz. Tamam bazı sıkıntılar yaşadım, ancak atlattım. Zaten bilerek yola çıktığınız bir durumda birilerinin yüzünüze sürekli negatif şeyler söylemesi hiç hoş olmuyor.
Paniğe gerek yok, yüzde 95 sorun çıkmıyor
Opr. Dr. Gökmen İyigün (Göztepe Medical Park, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı)
Sağlık örgütlerinin, bazen kendi dar pencerelerinden bakarak yaptıkları öneriler, toplumda gereksiz ve abartılı stres kaynağı oluyor. Bahsedilen sorunlarla karşılaşma oranı tahmin edildiği kadar da yüksek değil aslında. Genç yaşta kromozom anomalili çocuk sahibi olma riski ortalama yüzde 1 iken, 35 yaş üzerinde yüzde 2-5’e çıkıyor. Yani tersten okursak yüzde 95’inde sorun olmuyor! Modern tıp, sakatlıkların yüzde 90’a yakınını öngörebiliyor. Tüp bebek yöntemleri üreme zorluklarına yardımcı oluyor. Dolayısıyla, özel şartlarından dolayı geç evlenen ve çocuk sahibi olmak isteyenlerin paniğe kapılmalarına gerek yok.
Gebelik başlı başına riskli
Doç. Dr. Özlem Pata (Acıbadem Bakırköy Hastanesi, Yüksek Riskli Gebelikler-Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı):
Gebelik başlı başına riskleri olan bir durum. Ancak ortalamanın üzerinde riskler oluştuğu, anne ve bebeğin sağlığının ciddi tehlikeler altında olduğu durumu yüksek riskli gebelik olarak adlandırıyoruz. 18 yaşın altı, 35 yaşın üstü başlı başına riskli gebelik. Ayrıca annenin sistemik hastalıkları, tansiyon, guatr, şeker, kalp, kolajen doku hastalıkları, damar ve diğer yapıları tutan hastalıkları varsa, çok zayıf ya da çok şişmansa, eşiyle yakın akrabaysa, daha önceki gebeliklerde riskli durumlar yaşanmışsa, ilaç kullanıyorsa riskli gebelik olarak değerlendiriyoruz.
30’lu yaşlara gelince tik-tak’lar duyuluyor
Uzm. Psikolog M. Işıl Ertüzün (Bahçeci Kliniği-Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi)
30’lu yaşlara gelirken kadınlar saatin tik-tak’larını duymaya başlıyor. Hem çocuk, hem kariyer, aslında çok zorlu bir mücadele veriyor günümüz kadını. Eğer istediği halde çocuğu olmuyorsa ümitsizlik hissi ortaya çıkıyor. Geç kalma endişesi hakim oluyor. Günümüz koşullarında tıptaki gelişmeler elbette bir yere kadar sınırları esnetiyor, gençlik süremiz uzuyor. Hormon destekleri, tüp bebek tedavisi ile gelişmeler sağlanıyor ama yine de var sınırlar. Her şeyin planlanamayacağını, hayatın bizim çok da kontrol edemeyeceğimiz tarafları olduğunu kabul etmeye, belirsizliğe tahammül gösterebilmeye ihtiyaç var.