Suchian’ın 108 pırlantası

Güncelleme Tarihi:

Suchian’ın 108 pırlantası
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2009 00:00

Çin’in güneyindeki şaşırtıcı doğal güzellikleri görmek istiyorsanız Suchian Eyaleti’ne uğramalısınız. Eyalette, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren dört yer var. İkisi eyaletin başkenti Chengdu’da, diğerleri 330 kilometre kuzeyindeki Jiuzhaigou’da.

Haberin Devamı

Bunlardan Jiuzhaigou Vadisi, 108 gölü, şelaleleriyle bir doğa harikası. 20 günlük Güney Çin gezisinden geçen hafta dönen Aynur Koç, vadiyi yazdı.

Jiuzhaigou, Çin’in güney batısında, Tibet sınırına en yakın yerleşim. 80 bin nüfusun yarısı Tibetli, bölgeye de bu kültür hakim. 1.5 yıl önce yaşadıkları depremden çok etkilenmişler. Bir ara yerli turist sayısında azalma olmuşsa da kısa sürede toparlanmışlar. UNESCO listesindeki Jiuzhaigou
Vadisi ve travertenleriyle Pamukkale’yi andıran Huanglong’u günde yaklaşık 11 bin kişi ziyaret ediyor.
Zaman kazanmak için Suchian Eyaleti’nin başkenti Chengdu’dan Jiuzhaigou’ya uçakla geldik. Havaalanı, dağın tepesinin düzleştirilmesi sonucunda oluşturulmuş. Yoğun siste uçaklar inemiyor. Biz de ilk denemede böyle bir talihsizlik yaşayıp, yolu iki kez geçtik.
YÜZDE 20’Sİ GEZİLEBİLİYOR
Jiuzhaigou (Cicaygo okunuyor) Vadisi, kentin birkaç kilometre dışında. Adını içindeki Panxin, Rize, Yacuo, Panya, Zechawa, Heijiao, Shuzheng, Heye ve Zharu adlı Tibet köylerinden alıyor. Anlamı, 9 Vadi Köyü. Minşan Dağları’nın 3550 metre yükseklerine kadar uzanıyor. Bu nedenle kalp hastası, yüksek tansiyonlu ziyaretçiler önceden uyarılıyor. Bir gün önce, UNESCO listesindeki Huanglong Parkı’nda, yaklaşık 4000 metreye çıktığımız için deneyim kazanmıştık. Yol boyunca oksijen tüpünü 50 Yuana, ilaçları 80 Yuana satanlara pek itibar etmemiş, yavaş hareket edip, düzenli nefes alarak problem yaşamamıştık. Zaten Huanglong Parkı’nda kilometre başı oksijen takviye ve dinlenme merkezleri bulunuyordu...
Buzulların çekilmesiyle Jiuzhaigou Vadisi’nde 108 göl oluşmuş. Bunlar birbirlerine şelalelerle akıyor. Göllerin turkuvaz mavisi, ormanın yeşiliyle birleşip suda inanılmaz tablolar yaratıyor. Bu güzellik, vadinin 1992’de UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi’ne girmesine neden olmuş. Çinliler, UNESCO listesiyle gurur duyuyor, çünkü ülkeden 37 yer var bu listede. Türkiye’nin 9 adresle yer aldığını düşünürsek, haksız sayılmazlar. Jiuzhaigou Vadisi, 2002’de Dünya Biyosfer Rezervi listesine de alınmış. Milli park ilan edilen alanın kapısında, tüm bu özellikler amblemlerle yer alıyor.
Vadi, 1975’te rastlantı sonucu keşfedilmiş. Devletin izniyle ağaç kesimine başlanınca doğal zenginlik ortaya çıkmış. Üç yıl sonra kesim durdurulurup, 1984’te turizme açılmış. Şimdilik sadece yüzde 20’si gezilebiliyor. Geçmişte 10 kuruş olan giriş ücreti, bugün 70 TL. Ziyaretçi sayısını düşünürseniz, turizmin bölge halkına katkısını bulabilirsiniz.
Jiuzhaigou’da üç vadi Y harfi şeklinde, iç içe geçmiş. Güneyden gelen yaklaşık 20’şer kilometrelik Rize ve Zechawa ortada birleşiyor, kuzeye doğru 14,5 kilometrelik Shuzheng Vadisi’ni oluşturuyor. Toplam 55 kilometrelik
rota, ring sefer yapan doğa dostu otobüslerle gezdiriliyor.
Sabahın erken saatlerinde Jiuzhaigou’ya vardığımızda vadinin girişinde çok sayıda Çinli gezginle karşılaşıyoruz. Sol cephedeki şahane görüntü nedeniyle sola yatmış otobüsle Virgin Forest adlı tepeye çıkıyoruz. Yoldaki duraklarda inip, fotoğraf çekip, arkadan gelen otobüsle yola devam etmek mümkün. Karşımıza çıkan güzellikler göller, şelale, orman, karlı dağlar, Tibet köyleri olarak beş ana grupta toplanabilir. Dile kolay, tam 108 göl arka arkaya. Herbiri farklı özelliğe sahip. Örneğin Ayna Gölü’nün yüzeyine çevresindeki orman manzarası yansıyor. Beş Çiçek Gölü’nün özelliği, dibindeki ağaç gövdelerinin oluşturduğu eşsiz görünüm. 2250 metre uzunluğunda, 125 metre genişliğindekine Kuğu Gölü adı verilmiş. Panda Gölü’nde mavi ve yeşil adeta flört ediyor. Ok Kamışı- Bambu Gölü ise 3100 metre irtifada yetişen bambularıyla ziyaretçileri şaşırtıyor.
YORULANA AYAK MASAJI
Vadideki Tibet köylerinde toplam bin kişi yaşıyor. Köy girişlerinde Geda adlı sarı bayraklar asılı. Çarşılarındaki tezgahlarda Tibet öküzü (Yak) derisinden çanta, cüzdan, ceketler, yak desenli kolyeler, rengarenk eşarplar, takılar satılıyor. Yabancı dil bilen yok, alışverişte beden dili kullanılıyor. Ancak Çinlilerin sayıları tanımlayan farklı el işaretlerini bilmek lazım. Örneğin işaretparmaklarınızı birleştirip artı yaptığınızda 10 anlamına geliyor, başparmak ve serçe parmağını açıp, diğerlerini kapattığınızda altı sayısı simgeleniyor. 180 yuandan başlayan pazarlık, garip şekilde 20
yuanda bitebiliyor...
Jiuzhaigou kentinde, Antalya yöresinin Side, Kemer sahilinde olduğu gibi oteller aralıksız yanyana. Otobüsler vızır vızır yerli turist taşıyor, tipimiz farklı olduğu için ilgi çekiyoruz. Gün sonunda vadi gezisinin yorgunluğunu 100 yuana yaptırdığımız ayak masajıyla atıp gece özel bir şova katılıyoruz.
PLASTİK ELLE ALKIŞ
Zang Qiang, Tibetlilerin tüm etnik özellikleri, kıyafet, müzik, enstrüman, şarkı ve danslarını içeren bir gösteri. Kapıda yerel kıyafetli kızlarla resim çektirdikten sonra boynumuza beyaz eşarp bağlanıyor, plastik alkışlama eli veriliyor ve salona giriyoruz. Plastik el, bir ara Türkiye’deki maçlarda kullanılan “kaynana zırıltısı”na benziyor,
salladıkça alkış sesi çıkarıyor.
Gösteri yak dansıyla başlıyor. Araya giren şamanı plastik alkış eliyle tüm salon alkışlıyor. Resim çekmek için kenara geçtiğimde, görevliler yabancı olduğumu fark edip beni protokol yerine alıyor. Sahne yanına geldiğimde şov boyunca kızların güzelliğine, inceliğine, zarafetine, el haraketlerine ve giysilerindeki renkliliğe vuruluyorum. Tabii erkek dansçılar için de düşüncem aynı. Koro halinde “Om Mani Padne Hum” söylendiğinde salondaki tüm Tibetliler ayağa kalkarak dua pozisyonuna geçiyor. Tek yabancı grup biziz, onlara eşlik ediyoruz. Danslar, şarkılar birbirini izliyor. Bu küçük kasabadaki şovun Paris, Las Vegas’takileri aratmadığını fark edip şaşırıyorum. Dansların ardından dört
Tibetli genç bir pop şarkı okuyor. Avrupa’da yaşayıp Eurovision’a katılsalar kesin birinci olurlardı. Şov sonunda aralarına karışıp fotoğraf çektirmek istediğimde son derece dostça davranıyorlar. Ertesi gün, Jiuzhaigou’yu renkli anılarla geride bırakıp, Güney Çin gezisisini sürdürüyoruz. UNESCO listesindeki Leshan Dev Buda heykelini görmek için Chendu’ya dönüyoruz....

Haberin Devamı

YANINIZA ÇATAL, BIÇAK VE EKMEK ALIN, SİNİRLERİNİZİ EVDE BIRAKIN

Haberin Devamı

Güney Çin’e gideceklere tavsiyem yanlarında kahvaltılık malzeme, etimek, çatal ve bıçak götürmeleri. Çin’de ekmek bulunmuyor. Kahvaltılarda yemek yeniyor. Çubukla yemeye alışmak da pek kolay değil. Ben üç haftada 4.5 kilo verdim! Çin Havayolları iç hatlarda 15 kiloya kadar izin verdiği için bavullarınızı boş getirip alışverişi buradan yapabilirsiniz. Hijyen konusunda da çok dikkatli olmak gerekiyor. Kapıları olmayan kolektif tuvaletlerde kağıt ve sabun yok, bunları yanınızda bulundurmak zorundasınız. Ayrıca yabancı dil bilene rastlamayacaksınız, el kol işaretleriyle asla derdinizi istediğiniz gibi anlatamayacaksınız. Bunun için sinirlerinizi Türkiye’de bırakmanızda yarar var!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!