Güncelleme Tarihi:
Hamileyken erkeğin bir şakası, başka bir kadına bakışı bile sinir bozar, değil mi?
- Kesinlikle! Mustafa’da hiç böyle şeyler yok. Ona gerçekten çok çok teşekkür ediyorum. Beni çok rahatlatıyor. Bu çok önemli. Hiç yüreğim ağzımda değil, istediğim her şeyi de konuşabiliyorum. Mustafa bambaşka birisi.
Şanslı kadınlardansınız...
- Karşılıklı... Bizim aramızdaki aşk hiç azalmadı. Saygımız ve sevgimiz çok büyük. Görülen neyse o. Bizim her şeyimiz gerçek. Sevgimiz, aşkımız, esprimiz, birbirimizle dalga geçişimiz, birbirimizi tamamlayışımız, her şey ama her şey gerçek. Biz birbirimizi çok güzel tamamlıyoruz. Aynı ev içinde benden bir tane daha çekilmezdi, Mustafa’dan da çekilmez. Biz birbirimizi tamamlıyoruz. Onda olanın bende olmaması, bende olanın onda hiç olmaması bize şaşkınlık ve keyif veriyor.
  Â
Peki hamilelikte Mustafa Bey’le komik şeyler yaşıyor musunuz?
- Kitapların birinde babalara özel bölümler var. O bölümlerin birinde, "Hamilelik sürecinde babalar eşlerine çok yakın olurlarsa, onlar da hamile kalırlar" diyordu. Mecazi anlamda tabii. Bir aydır Mustafa’nın bel ağrısı var. (Gülüşmeler) Şimdi ben yatarken bacaklarımın arasına yastık koyuyorum. Mustafa da koyuyor. Çok komik! Bir de çok telaşlı. Kısa yoldan hastaneye gitmek için kendine kestirme yollar bulmuş.
Bebeğin erkek olması Mustafa Bey’i çok mutlu etmiştir herhalde...
- Evet çok sevindirdi. Ama benim de içime doğmuştu. Erkek olacağını hissediyordum. Mustafa bebeğin erkek olduğunu ilk öğrendiğinde, hemen babasını arayıp mutluluğunu onunla paylaştı.
OÄŸlunuza isim buldunuz mu?
- Hayır daha bulmadık. Araştırıyoruz. Berfin’in ismini Mustafa koymuş, dolayısıyla Yılmaz da bir isim düşünüyor. Annem, kayınvalidem ve kayınpederim de bu konuyu bize bıraktı. Mustafa ise mitolojik kitaplara bakıyor, araştırıyor. Ben de Cem, Can, Ali gibi kısa ve basit Türk isimlerini seviyorum. Bakalım...
KİMSE REHA MUHTAR KADAR ŞOVMEN OLAMAZ  Amerika’da doğum yapmaktan neden vazgeçtiniz?
- Amerika’da doğum yapmayı ilk önce çok istemiştim. Ama sonra vazgeçtim. Çünkü doğumdan 2 buçuk ay önce oraya gidiyorsunuz. Doğumdan sonra da bir ay kalıyorsunuz. Toplam 3 buçuk ay Amerika’da ne yapacağımı bilemedim. Kendimi burada çok rahat ve huzurlu hissediyorum. Evimde bir düzenim var. Banyodan çıksam, elimi tutacak birisi var. Orası Amerika. Yanında çok kişi götüremiyorsun. En fazla üç-dört kişi. Duygusal olarak kendimi hazır hissetmedim ve vazgeçtim. Daha sonra Mustafa Amerika’da doğum yapmamı istedi. Okul için, çalışma şartları için. Sonra o da vazgeçti. Biz İstanbul’da doğduk. Bizim Amerikan vatandaşlığımız yoktu ama ikimiz de başarılı olduk. Bu düşünceden yola çıkarak vazgeçtik. Ama Kelebek’te geçen gün bir şey okudum. Bir okuyucu, "Çocuğunu Van’da doğursun" demiş. Biz onu da konuştuk biliyor musunuz?
Van’da mı doğurmayı düşündünüz?
- Evet. Gerçekten bunu konuştuk Mustafa ile... Doktorumuzu alırız, gideriz, Hakkari’de doğum yaparız dedik. Çünkü Mustafa orada doğmaktan çok mutlu. Ama bebek şubatın ilk haftası dünyaya geleceği için hava şartları bizi korkuttu.
Geçtiğimiz günlerde Paris’e gittiniz. Bebeğin kök hücresini saklamak için gittiğiniz iddia edildi. Bunun aslı var mı?
- Asla! Doğmamış bir çocuğun kök hücresini saklayacağımı nasıl düşünüp de yazmışlar, inanamadım. Ben, hassasiyetimden dolayı Türkiye’de doğum yapmayı düşünürken, mümkün müdür ki kök hücresini başka bir ülkede saklayayım? Ne gerek var böyle bir şeye? Hele Fransa’da! Asla doğru değil.
Siz, Fransız Meclisi’nin sözde Ermeni soykırımına yönelik kararı üzerine tatilinizi yarıda kesip İstanbul’a geldiniz... Bu hareketiniz bir şov olarak değerlendirildi. Neler söylemek istersiniz?
- Evet, yüzlerce insan takdir edip, iyi ki geldiniz derken, bir tek Reha Muhtar bunun bir şov olduğunu söylese de kimse onun kadar şovmen değildir. Bu, tamamen duygusal olarak yaptığım bir hareketti. Paris’e gittikten bir gün sonra bu karar alındı. O gün dönmek istedim ama dönemedim. Dönene kadar da Türk restoranlarında yemek yedim. Dönmekle doğru bir şey yaptığıma inanıyorum.
Oğluna klip çekti  Siz albümünüzü yeni piyasaya çıkardınız. Şu sıralar klip çekecek misiniz?
- Bunu Nihat Odabaşı ile daha birkaç gün önce konuştuk. Ya Yalın’ın ya da Nazan Öncel’in şarkısına klip çekeceğiz. Aslında, "Yalnızlık" şarkısının klibini bir buçuk aylık hamileyken, "Lay La Lay" şarkısının klibin de üç buçuk aylık hamileyken çektim. Şimdi de altı aylık hamileyken bir klip çekeceğim. Bunlar çocuğum için güzel bir hatıra olacak. Bütün bu klipleri tarihleriyle yazıp, onun klasörünün arasına koyuyorum. Bu albümün böyle bir ayrıcalığı oldu benim için.
- Bence dokuz aylıkken de bir klip çekin...
Bilmiyorum. Şu an böyle kilomuz falan düzgünken çekelim de... Gerisini o zaman düşünürüz.
Röportaj: Sema DENKER
Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN