Güncelleme Tarihi:
Oldum olası dikkatimi çeken bir şey var. Bizim siyasilerin inceleme gezileri. Memlekette bir bayram olmasın, bunları ara ki bulasın. Hepsi sahillere dağılmış vaziyetteler. Hatta arife günü gazetelerde listeler çıkar, bayramda kim, nerede diye.
Yanlış anlamayın tatil maksadıyla değil gidişleri. İnceleme gezisi (!), açılış, temel atma, teftiş, artık Allah ne verdiyse. İllaki tatile görev süsü verecekler.
Antalya Marmaris, Bodrum civarında, bunların açılış yapmadığı bir pideci bulamazsınız. Gidin bakın dükkânların duvarlarına, bunlardan birinin açılış yaparken çekilmiş fotoğrafı vardır mutlaka.
Bir tanesi de gidip Arapkir'de ya da ne bileyim Sungurlu'da inceleme yapsın. Yok! İllaki deniz olacak gittikleri yerde. Buralar bizim bilmediğimiz stratejik öneme sahip herhalde. Yıllardır incelemekten bitap düştüler. Hatta o kadar çok incelediler ki sahilleri, memleketin her yerini çakıl taşıyla kaplı zannetmeye başladılar. Ara sıra demeçlerinde ‘Verecek bir tek çakıl taşımız yok’ demeleri bundan.
Oralardaki halleri de görülmeye değer. Toplum olarak politikacıların daima ciddi görünümlü olmasından yanayızdır. Öyle hoppa, züppe kılıklı insanlardan memleket lehine oturaklı fikirler çıkacağına pek inanmayız. Politikacılar da bunu bildiklerinden, üstelik de hiçbiri ‘‘Ben tatildeyim arkadaş’’ diyemediğinden, halka öyle şıpıdık terlikle, çiçekli mayoyla görünmek istemezler. Hepsinde koyu renk takım elbiseler... Korumalar da öyle... Makam arabaları zaten siyah, uzaktan bakan gökten kömür tozu yağdı zanneder.
Allahtan hepsine yetecek kadar sahil beldemiz var da dağılıp kaybolup gidiyorlar. Hepsi aynı anda aynı yeri incelemeye kalksa, insan komplekse kapılır vallahi. Düşünsenize etrafınızda yüzlerce ciddi adam kan ter içinde memleket için çırpınıp duruyorlar, siz kıçınızda mayonuz fink atıyorsunuz.
Bunlar tatile çıkmadıkları gibi müzikli bir yere gidip eğlenmezler de. Gazeteyi elinize alıp da bir siyasiyi falanca ses sanatçısıyla şarkı söylerken görürseniz, sakın adamın keyfi yerinde diye günahını almayın. Bilin ki ortada ya hasta ya da kimsesiz çocuklar gibi acıklı bir durum vardır.
Aklıma takılan başka konu da bakanların olay mahallinde yaptıkları incelemeler. Bakıyorsunuz, bir kaza olmuş, ölenler, yaralananlar var. Aradan saatler geçmiş, herkes yerli yerine yerleşmiş, bakan bey olay mahallinde incelemede. Bir şeyler soruyor, görevliler habire anlatıyorlar. İhtimal, bakan ‘‘Şoför uykusu geldiği için mi uyumuş?’’ gibi Reha Muhtar vari sorular soruyordur. Bu anlamlı sorulardan ne sonuçlar çıktığı, bunların kime ne faydası olduğu meçhul.
Neyse, şimdi geride uzun bir inceleme dönemi (!) bıraktığımıza göre, benim bütün siyasilerden bir ricam var. Lütfen şu konularda kamuoyunu aydınlatsınlar. Yalıkavak'taki kavakların durumu ne olacak? Ölü deniz gerçekten ölü mü? Torba’nın ağzı büzülür mü? Göcek mi göcmeyek mi?
Acilen bu soruların cevabını bekliyorum.