Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2001 00:00
'STRES' HAKKINDA BİLMEK İSTEDİĞİNİZ HERŞEY (1) Ekonomik program, zamlar, enflasyon,
Galatasaray'ın durumu, sel, deprem... Bir Türk vatandaşı olarak stres çoktan yaşamınızın bir parçası oldu da haberiniz yok. Hoş, durumunuzun farkında olsanız ne yapacaksınız ki. Doktorun birine gidip 'stresliyim' deseniz yüzünüze garip garip bakabilir. Bu konuda kitap bulup okumaya kalksanız daha çok strese girersiniz.Ama eloğlu öyle mi..Yabancı ülkelerde 'stres' en önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul ediliyor. Birçok hastalığın nedeni, ilk belirtisi veya risk faktörü olarak mutlak tedavi edilmesi öneriliyor. Stres hakkındaki araştırmalar sürekli güncellenerek yayınlanıyor. Bu tür bilgilere bugünlerde ülkemiz insanının da ihtiyacı olabileceği düşüncesiyle; son yayınlanan Amerikan Ruh Sağlığı Enstitüsü Raporu'nda yer alan yeni gelişmeleri aktarmaya çalışacağız siz okuyucularımıza. Stresin tanısı, tedavisi, korunma yolları hakkında yeni bilgiler vereceğiz. Konumuz uzun olduğu için ikiye bölerek tedaviyi gelecek haftaya bırakıyoruz.Önce bir 'stres' tanımı yapalım.Yaşam çevremizde uyaran olmadığında nasıl sıkıcı ve tatsız olabiliyorsa; yanlış ve zararlı uyaranlarla dolu olduğunda da çekilmez ve sağlıksız hale de gelebiliyor. İşte gerginliğe yol açan, sağlığınızı tehdit eden, sevimsiz ve yorucu uyaranların ruhsal dünyanızı kaplamasına 'stres' adını veriyoruz. Stres yaratan kaynaklara göz atacak olursak. Yaşamınızı veya sağlığınızı tehdit eden unsurlar, en başta gelen kaynaklardan. Yine kişilik yapınız da katkıda bulunabiliyor. Sürekli hırslı, gergin, iddialı bir yaşam isteyen A tipi ve daha mülayim B tipi kişilikler gibi. Yaşadığınız çevre ve mesleğiniz hemen aklınıza geliyor değil mi... Kalabalık şehir yaşamı, dar mekanlar, gürültü, kirlilik, çok fazla veya az iş, yeteneklerinizi zorlayan bir meslek, yetişmesi gereken ödevler, terfi sorunları, işle ilgili finansman sıkıntıları...Aşırı çalışma ve yorgunluk da ayrı bir faktör. Bu kez stres uzunca bir zaman zarfında gelişiyor. Çok fazla işi çok kısa bir zamanda gerçekleştirmek zorundasınız veya zamanınızı etkin biçimde kullanamıyorsunuz. Buyurun stresli bir yaşama.Peki stresle karşılaşınca vücudumuzda neler oluyor..En belirgin değişiklik olarak kan adrenalin hormonu seviyesi artıyor. Adrenalin kan şekerini yükseltiyor ve enerjinizi katlayarak savaşa hazırlıyor sizi.Vücut kan dağılımı da değişiyor. Kan amaca uygun kullanıma adapte oluyor ve gereksiz organlardan çekilip, savaşa yatkın bölümlere sevk ediliyor. İkincil öncelikli organlarda kan heba edilmemiş oluyor böylelikle.Stresliyken bulantı, kusma veya ishal durumları da sık görülüyor. Amaç savaşı yavaşlatacak yüklerden arınmak. Yine manasız bir
yemek yeme hissi oluşuyor. Aldığınız fazla kafein uyanıklığı artıran hormonların salınmasına yol açarak sinirlilik ve uykusuzluk yapıyor. Tatlı ve çikolata yiyince kısa vadede enerjiniz artsa da sonradan insulin salgısı artarak bir tükenişi getiriyor. Çok fazla tuzlu yerseniz, bu kez de kan basıncınız yükselerek kimyasal bir stres yaratmış oluyor. Gelelim belirtilere..Kısa dönemde kalp atışlarında hızlanma, terleme, el ve ayaklarda soğukluk, bulantı, kaslarda gerilme, ağız kuruluğu, sık idrar yapma ve ishal görülebiliyor. Psikolojik olarak karar verme mekanizmaları bozuluyor, işten alınan zevk azalıyor; olumsuz düşünce, kendine güvensizlik, dikkatte azalma hakim hale geçiyor.Uzun dönem belirtileri arasında ise iştah azalması veya artması, sık hastalık geçirme, sırt ağrıları, sindirim bozuklukları, baş ağrısı, ciltte döküntü, cinsel sorunlar, sürekli yorgunluk hali sayılabilir. Ruh hali ise çeşitlilik gösteriyor. Üzüntü ve anksiyete; konsantrasyon bozukluğu, depresyon, sabırsızlık, uyku bozukluklarından sigara ve içki tüketimindeki artışa kadar.Davranış boyutunda ise fırtınalar kopuyor. Aşırı derecede agresyon ve reaksiyon gösteren kişiler haline dönüşüyor stres altındakiler. Daha fazla hata yapıyor, unutkan oluyor, dış görünümüne özen göstermez hale geliyor. Görüldüğü gibi stresin neden olduğu sonuçları iç karartıcı. Zaten bu yazdıklarımızın çoğu inanıyoruz ki öyle ya da böyle pek çoğunuzun zaman zaman yaşadıkları şeyler.Stres ne zaman bir hastalık olarak kabul edilmeli konusuna gelirsek.En güncel değerlendirme yöntemi Dr. Holmes ve Dr. Rahe tarafından tanımlanan Sosyal Uyum Skalası. Bu yöntemde yaşanılan stresler belli puanlarla değerlendirmeye alınıyor. Örneğin eşinizi kaybetmeniz 100 puan, boşanma 73, bir yakınınızı kaybetmeniz 63, yaralanma veya kaza geçirme 53, işten atılma 47, emeklilik 45, hamilelik 40, cinsel sorunlar 39, işteki sorumluluklarınızın artması 29, patronla sorunlar 23, yaklaşan tatil 13,
trafik cezası yemeniz 11 puana karşılık geliyor. Liste aslında çok uzun. DeÄŸerlendirmede ise 300 puan ve yukarısı doktora baÅŸvurmayı gerektiriyor. 200-299 puan arası stresin bir hastalık haline dönüşme olasılığı %50; 150-199 puan arası ise %33 olarak tahmin ediliyor. Önemli nokta aşırı stresin bir çeÅŸit tükeniÅŸ veya derin depresyon ile sonlanması. Ruhsal durum bu denli kötülemeden iÅŸin farkına varıp acil önlemleri mutlaka almak gerekiyor. Buraya kadar stresin tanınması konusundaki bilgileri ortaya koyduk Önümüzdeki yazıda ise strese karşı nasıl savaÅŸabileceÄŸimizi tartışacağız. Elbette siz yıllardır stresin her türlüsü içinde yoÄŸrulmuÅŸ insanlar olarak bu anlattıklarımızı hafif bulabilirsiniz. Strese karşı zaman içinde oluÅŸturduÄŸunuz inanılmaz önlemler olabilir. O zaman buyurun hemen kaleme sarılın. Malum yazmak en önemli stres önleyici aktivitelerden biri ne de olsa.Stressiz haftalar...Dr. Serdar GÃœNAYDIN - 21 Mayıs 2001, Pazartesi Â
button