Cahit AKYOL / cakyol@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Kasım 27, 2004 01:23
Trevanian’ın Şibumi adlı kitabında oynanan, Akıl Oyunları, Pi gibi filmlerde gördüğümüz Go oyunu üniversite kantinlerinden, entelektüel kulüplerden, kahvelere, evlere kadar yayılarak gençlerin gözdesi oldu.
Go, strateji üzerine kurulu bir oyun. 4 bin yıl önce ilk kez Çin’de oynandı, oradan Japonya’ya sıçradı. Kuralları çok kolay, kısa sürede öğrenilebiliyor ama Go’yu oynayanlar Go’nun derin bir uçuruma düşmek gibi olduğunda hemfikir: ‘Öğrenmeye başladın mı uçurumdan düşer gibi sürekli diplere doğru gidiyorsun. Ama Go’nun dibi yok’ diyorlar. Üstelik hiçbir zaman ‘Çok iyi bir oyuncuyum’ diyebileceğiniz bir oyun değil Go, çünkü oyunda usta olabilmek için ‘Bir insan ömrü bile yetmez’ diyenler çoğunlukta.
Uzakdoğulular ‘Karşınızdakinin karakterini; saldırgan mı ihtiyatlı mı, yoksa umursamaz mı olduğunu onunla Go oynayarak kolaylıkla anlayabilirsiniz’ diyor. Hatta Koreliler işi daha da ileriye götürüp ‘Birisiyle bir el Go oynamak, onunla bir yıl yaşamaya eşdeğerdir’ diyorlar.
Oyun 19 yatay ve 19 dikey çizgi bulunan tahtasında 181 siyah ve 180 beyaz taşla oynanıyor. Oyuna siyah taşların sahibi başlıyor. Oyuncular sırayla tahtadaki yatay ve dikey çizgilerin kesişme noktalarına taşlarını koyuyor. Tahtada 361 kesişme noktası var. Bu da Çin ay takvimine göre bir yıldaki gün sayısı. Tahtanın dört köşesi mevsimleri, ortası gökyüzünü, kenarları da yeryüzünü temsil ediyor. Siyah taşlar geceyi, beyazlar gündüzü simgeliyor.
Go’nun çıkışı üzerine birkaç söylence var. Bu oyunu Çin imparatorlarından Yao (MÖ. 2357-2255) oğlu Dan Zhu’yu bilgeleştirmek için buldu. Diğer bir söylenceye göre de Çin imparatoru Shun (MÖ. 2255-2206) donuk zekalı oğlu Shang Kiun’un zekasını geliştirmek için icat etti. Çin’de oyuna ‘Wei-Qi’ deniliyor. Ama oyun, Japon topraklarına ayak bastıktan sonra adı Go olmuş.
TÜRKİYE’DE GO
Go’nun tarihçesi çok eski ama ülkemizde son yıllarda duyulmaya başladı. Oyuncular rakip bulmakta güçlük çektikleri için oyun az sayıda kitleyle sınırlı kaldı. Go oyununa yeni oyuncular kazandırılması açısından ilk adımı atan, şimdi rahmetli olan Alpar Kılınç oldu.
Kılınç, Go oyununu öğrenmek için Japon konsolosluğundan iki Go oyunu kitabı alarak işe başladı. Tahtasını ve taşlarını kendisi yaptı. 1989’da ODTÜ Go Topluluğu’nu kurdu; Türk-Japon Dostluk ve Dayanışma Derneği adı altında bir kulüp kurarak çalışmalarını okul dışına da taşıdı. Uluslararası Go Federasyonları’na Türkiye’yi kabul ettirdi.
BİLGİSAYARIN İNSANI YENEMEDİĞİ OYUN
Go oyununda profesyonel oyuncuları yenebilecek bir bilgisayar programı geliştirilmeye çalışılıyor. Ancak şimdilik başarılamadı. Çünkü Go’da oyun başladığında tahta boş. Her oynayan kişi taşları kendi isteğine göre diziyor. Satrançta olası değişik oyun sayısı 10 üzeri 120. Bu sayı Go oyununda 10 üzeri 761 gibi inanılması güç bir rakama ulaşıyor.
GO TUTKUSU DÜKKAN AÇTIRDI
Go tahtası ülkemizde kolay bulunmuyor, piyasada çoğunlukla kartonları bulunuyor. Ancak Kadıköy’de Seki adlı Go malzemeleri dükkanı açıldı. Mimar Burak Günorta, gazeteci Aslı Tekinay, muhabese uzmanı Murat Aksakallı’nın kurduğu şirket Go tahtası ve taşları üretiyor. www.seki-go.com Tel: 0216 449 69 60 Faks: 0216 449 69 61.