Güncelleme Tarihi:
Porter dergisindeki hakkınızda yayımlanan makaleyle başlayalım... Nasıl gelişti bu süreç?
- İST. Festival dolayısıyla tanıyorlardı. E-mail aracılığıyla dergilerinin ‘Stil Sanatı’ bölümüne konuk etmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim. Daha önceki sayılarında Louvre Müzesi’ndeki Les Arts Décoratifs’in kuratörü Pamela Golbin’e yer vermişlerdi. Keyifle okuduğum bir bölümdü.
Makale sizi ‘stil sahibi’ olarak tanıtıyor. Nedir bu stil sahibi olma kavramı?Â
- Bu çok zor bir soru. İnsanın kendini stil sahibi olarak tanımlaması da bana tuhaf geliyor. Herkesin kendine ait bir stili var sonuçta. Trendleri takip etmiyorum, kendimi iyi ve rahat hissettiğim şekilde giyiniyorum. Zamansız ve sade olarak tanımlayabilirim belki en genel tabiriyle.
Â
Â
İstanbul’a uluslararası bir festival armağan ettiniz. Bunun çıkış noktası ne oldu?
- Bu yıl 3-5 Haziran’da altıncısını gerçekleştireceğimiz İST. Festival, İSTANBUL’74 çatısı altında oluşturmaya çalıştığımız uluslararası ve kültürlerarası dinamik diyaloğa dayalı programın önemli bir parçası. Yani hem bu şehrin kültürel ruhunu ve zenginliğini dünyayla paylaşıp, sanat başkentleri arasındaki önemli yerini pekiştirmek hem de yurtdışında geçirdiğimiz süre boyunca şahit olduğumuz kültür-sanat adına yapılan iyi ve doğru işleri buraya taşımak misyonumuzun uzantısı. Her yıl, İST. Festival sayesinde farklı disiplinlerden çağımıza yön veren dünyaca ünlü sanatçıları, Türkiye’deki meslektaşları ve takipçileriyle buluşturarak, diyalog ve anlamlı işbirlikleri yaratıyor olmak bizi çok mutlu ediyor. Bunu yaparken, İstanbul’un ‘dünya şehri’ profilini güçlendirmek, İST. Festival’in en önemli amaçlarından.
Â
İSTANBUL DEĞİŞKEN VE HAREKETLİ
Size göre İstanbul tarzı nedir?
- İstanbul, çok köklü bir tarihe ve çok kültürlü bir dinamiğe sahip. Bu da onun stilini çok renkli yapıyor bence. Tek bir tanıma sığamayacak kadar fazla stili içinde barındırıyor. Eskiye saygılı, yeni ve farklılıklara açık, değişken ve hareketli...
En çok nerelerde zaman geçirmeyi seviyorsunuz?
- Salt Galata, Pera Müzesi ve Sabancı Müzesi’ni sergi programlarının içeriği sebebiyle çok sık ziyaret ediyorum. Galatasaray’daki ofisime yakın olduğu için Soho House ve Yeni Lokanta da sıkça gittiğim yerler arasında. Ve tabii ki yaşadığım semt Kandilli. Evimin bahçesinde vakit geçirmek bana her zaman huzur verir.
Â
Â
En fazla ne alırsınız?
- Sanırım en çok kitap satın alıyorum. Özellikle her yurtdışı seyahatimde mutlaka burada bulamadığım dergi ve kitapları topluyorum.
Size göre kentin en hip tasarım butikleri/mekânları neler?
- Birkaçını saymam gerekirse, Yastık by Rıfat Özbek, A la Turca, Haremlique, Cote Deco ve HAAZ’ı beğeniyorum. Ama şu an benim için PERA64’te sürekli değişen programıyla birlikte farklı tasarımlara yer açan ve şehirde herkesin bu farklılık içinde kendine dair bir şeyler bulabileceği bir mekân yaratmak ağır basıyor. Demek istediğim, bu soruyu yönelttiğiniz herkesin PERA64 cevabını vermesi için çalışıyoruz.
Uluslararası anlamda en çok nerelerde zaman geçirmekten hoşlanıyorsunuz?
- New York, her gittiğimde beni her anlamda çok besleyen bir şehir. Sanat fuarları ve etkinliklerin peşinden gidiyorum daha çok. New York dışında Miami ve Venedik de benim için önemli duraklar. Yine işim gereği moda haftalarında Paris, Londra ve Milano’da da çok zaman geçiriyorum.
Â
LAURENT’İN YERİ BAŞKA
Festivalde daha önce Hüseyin Çağlayan gibi tasarımcılara yer verdiniz. Size göre en iyi tasarımcılar kimler?
- Bir zor soru daha... ‘İyi’ demeyelim, yine herkesin kendi zevk ve seçimleri belirliyor bu sorunun cevabını. Benim için Yves Saint Laurent’in yeri her zaman başka. Alessandro Michele, Phoebe Philo, Stella McCartney, Hüseyin Çağlayan ve Erdem’i de güncel favorilerim olarak sayabilirim.
Bu sezon festivalde kimler olacak?
- Bu yıl İST. Festival’de yine alanlarında çok başarılı ve değerli isimleri ağırlayacağız. Bu tür organizasyonlarda davet ettiğiniz konukların halihazırda yoğun programları olması yüzünden son dakika değişiklikleri çok sık yaşanıyor. Biz de bir isim söyleyip sonra festival takipçilerinin o isimle ilgili beklentilerini boşa çıkarmak ve hayal kırıklığı yaşatmak istemediğimiz için isim vermeyi çok tercih etmesek de, Silvia Venturini Fendi ve Anton Corbijn’in bu yılki katılımcılar arasında olacağını söyleyebilirim.
Â
Â
Gelmiş geçmiş en ikonik isimlerle bir dinner party verebilseydiniz, masada kimler olurdu?
- Yves Saint Laurent, Muhammed Ali, David Bowie, Andy Warhol, Woody Allen, Bob Marley, Frank Gehry, Peggy Guggenheim...
Bu aralar takip ettiğiniz sanatçılar kimler?
- Şu sıralar ara verdiği sanat çalışmalarına dönüş yapan Maurizio Cattelan, New York’ta üç farklı galeride sergilediği yeni işleriyle ses getiren Tom Sachs, Mickalene Thomas, Laurent Grasso, Marlene Dumas, Jose Parla, Kara Walker, Ai Weiwei, Wolfgang Tillmans, Daniel Arsham, Robert Montgomery, Seza Paker ve tabii JR takip ettiğim sanatçılar arasında.
Gardırobunuza bu aralar kattığınız parçalar neler?
- En son vintage bir YSL ceket ve Vakko eşarp aldım.