Güncelleme Tarihi:
Jacqueline Roditi’nin “Günün En Güzel Saati” isimli kişisel sergisinde yer alan eserleri; yazın, sıcaklığın ve şefkatin güzelliğine eşlik eden tanıdık alanlar ve anıları çağrıştırırken, beklenmedik anlarda ortaya çıkan tekinsizliklere, çelişkilere kapı aralıyor. Sergi, 22 Temmuz’a kadar galeri mekanının giriş ve birinci katında yer alıyor.
Şule Nur Alev’in “Ötede Bir Şey Yok” isimli kişisel sergisi ise düş/zihin mekanlarını ilk kez izlediğimiz Here You Are!dan Non Plus Ultra!ya doğru sadeleşen, Core serisi ile parçalara ayrılarak, titiz detaycılığı ve kalemi ustalıkla kullandığı desenleri ile bizi yeni düş mekanlarına davet ediyor. Sergi, 22 Temmuz’a kadar galeri mekanının ikinci katında ziyaretçilerle buluşuyor.
Elâ Atakan tarafından yazılan, Jacqueline Roditi “Günün En Güzel Saati” sergi metninden alıntı. İsmini sanatçının yazdığı ve henüz yayınlamadığı kitabından alan Günün En Güzel Saat sergisi, kitabın son sayfasıyla başlıyor. Roditi’nin görsel anlatımı, belki de bu sebepten sıklıkla şiire yaklaşıyor ve sanrı ile gerçeklik arasında bir manzara ortaya koyuyor. Sanatçının alışılagelmiş zamanın dışında duran fotoğrafları, bizleri aşina olduğumuz saatlerin uzayarak aktığı yürüyüşlere çıkarıyor. Zamansız çöl, gökyüzü, göl, yol manzaralarına; gündeliğin zamanında yaşayan iç içe geçmiş şefkat dolu bedenler, anlar eşlik ediyor. Yalnızlık, manzaralarda mevcutken, uykuda kayboluyor.
Sanatçı sergide yer alan video yerleştirmesinde, deniz imgesini kesitler halinde sergileyerek, çoklu olasılıkların ve karmaşanın dışarıdaki varlığını ve içerideki yalnızlık döngüsünü anlatmak için kullanıyor. Denizin üzerinde farklı yansımalar ve kaotik sesler görüntünün anlık yitimiyle bir anda kesilerek, dibe dalma, içe dönme ve kalp sesi gibi bir uğultuya bırakıyor yerini.
Tendeki çiller, denizin üzerinde dağılan beyaz dalgalar, gökyüzündeki yıldızlar, su ve ışık yansımaları bizi yaşananlar ile düşlenenler arasında çelişkiye düşürüyor. Zamanı ve zemini kaydırarak gerçekliklerini sorgulatıyor. Ve beklenmedik bir anda, bazen kan, bazen içimize doğru bakan bir göz bizi uyandırıyor.