Güncelleme Tarihi:
Evrensel müziği bulma yolunda yaptıkları yolculuklarda yolları Rumi ile de kesişen üçlü aynı zamanda kayıp enstrümanlar üzerinde araştırmalar yapıp onları bugüne taşıyor.
Rembrandt Trio konser öncesi Hollanda’dan sorularımızı cevapladı.
Evrensel müziği arama yolunda müziğinize henüz eklemediğiniz, ulaşmak istediğiniz kültür/coğrafya neresidir?
O kadar çok var ki; İspanya'dan flamenko müziği biri, diğeri Kore geleneksel müziği. Sonra Mali'den çöl blues'u var ve Rumen halk danslarını da bu listeye eklemeliyiz.
Türk müziğinin zenginliklerinden belki de sıradan bir Türk dinleyiciden daha fazla hakimsiniz. Size göre Türk müziğinin en belirgin özelliği nedir?
Türk müziği denildiğinde aklımıza “çeşitlilik” geliyor. Tarih boyunca böylesine merkezi bir konumda yer almış olmak müziğinizi çeşitlilik anlamında harika etkilemiş. Biz tüm bunları daha yeni keşfetmeye başlıyoruz. Ve elbette zil... Türk müzik kültürünün dünyaya etkisinin bir örneği, Vinsent'in (ve diğer tüm modern davulcuların) çaldığı zilin Türk icadı olmasıdır.
Ülkemizden hangi müzisyenle çalışmak isterdiniz?
Erdal Erzincan ile çalışıyoruz ve buna odaklıyız. Çok umut ve ilham verici provalar yaptık. Çok yakında detaylarını da paylaşabileceğiz. Erzincan ile işbirliğimizin uzun süreceğini umuyoruz. Hollanda'da ise harika genç ve kemençe sanatçısı olan Emine Bostancı ile çalışıyoruz.
Kaybolan enstrümanların yeniden üretilmesini sağlayarak bugünün dünyasına kazandırıyorsunuz. Geçmişten başka hangi enstrümanı bu zamana taşımak isterdiniz?
Belki klavikordlu bir proje iyi olurdu!
Sadece beste yapmıyorsunuz bir de vakfınız ve derginiz var? Bunların amacından kısaca bahseder misiniz?
Faaliyetlerimizi daha verimli organize edebilmek için vakfımız Tonalite Müzik'i kurduk. Bunun mümkün kıldığı şeylerden biri de dergimizin üretimi oldu. Dergide müzikseverler çeşitli projelerimiz hakkında tüm detayları okuyabilir ve birçok arka plan bilgisi alabilir. Hem müziğimizi dinleterek hem de arka planı hakkında bilgi vererek dinleyicilerle daha güçlü bağlar kurduğumuzu düşünüyoruz.
3 Aralık'ta İstanbullu müzikseverleri neler bekliyor?
İzleyiciler, 15 yılı aşkın süredir birlikte çalan üç adamı görecek ve duyacak. Bu bizi, cazı tanımlayan müzikal iletişim türünün en önemli örneklerinden biri yapıyor. Ağırlıklı olarak Rembrandt Frerichs'in orijinal bestelerini ve ayrıca diğer bazı evrensel melodilerle İstanbul’da olacağız.
Piyanonun atası sayılan klavikord, en güzel sesli çalgılardan biridir. 14. yüzyılda bilinmekte birlikte, 18. yüzyılda yaygınlaştı. J.S Bach ve Mozart gibi büyük besteciler, klavikord’u diğer enstrümanlara yeğlerken Beethoven onu temiz sesi, duygulu ses tonları ve anlatım güvü açısından klavyeli çalgıların en güçlüsü saydı.