Güncelleme Tarihi:
Renkli. Isaia için söyleyebileceğim ilk kelime bu. Doğduğu topraklar gibi, Capri gibi, Positano gibi rengârenk. Koleksiyonda pembelerle turuncular dans ediyor ama erkeksilikten de hiç geri kalmıyor. Ceketlerin, pantolonların, gömleklerin tamamı elde dikiliyor. Tarihi 1957’lere dayanıyor. Bugün Hugh Jackman, Matt Damon gibi stil sahibi erkekler giyiyor. Üçüncü kuşak temsilcisi, aynı zamanda CEO ve yaratıcı direktörü Gianluca Isaia’ya günümüz erkeğini konuştuk.
Sibel ARNA
15 bin nüfuslu bir kasaba hayal edin. Bu kasabada yaşayan 7 bin kişinin mesleği terzilik olsun. Masal anlatmıyorum, Napoli’nin güneyindeki Casalnuovo’dan bahsediyorum. Yıllarca dünyanın dört bir yanından gelen soylulara elbise diken bu kasabada Kraliyet ailelerinin özel terzileri bile yaşamış. Isaia bu kasabada doğmuş bir marka. Gianluca Isaia’nın dedesi, şirketi 1957’de kurmuş. O zamanlar farklı markalar için farklı isimlerle özel dikim takım elbise üretiyormuş. Isaia markasına adını, 1980’li yıllarda Gianluca’nın babası Enrico koymuş. Marka 1989’da Avrupa’ya açılmış. Fransave Almanya’da satmaya başlamış. 1990’da Japon, 1992’de ise Amerikalı erkeklere ulaşmış.
Gianluca Isaia atölyeye gidip gelmeye başladığında 13 yaşındaymış. Aldığı eğitimi bakın nasıl anlatıyor: “Okuldan artakalan vakitlerimin hepsini babamla geçiriyordum. Her yaz bir ay Londra’daydım. Sabahları İngilizce öğrenmek için kursa gidiyordum, öğle yemeğimi yedikten sonra da bir mağazada tişört satıyordum. Çünkü babama göre bu iş satış bilmeden yapılamazdı.18 yaşıma kadar bu böyle devam etti. Ondan sonra Napoli’de aile şirketimizde çalışmaya başladım. İlk işim kumaş kartelası hazırlamaktı. Kartonlara kumaş örneklerini yapıştırırdım. Milano Üniversitesi’nde de pazarlama eğitimi aldım.”
Gianluca Isaia’ya hiçbir milletin İtalyanlar kadar iyi takım elbise dikememesinin sırrını soruyorum. Cevabı şöyle veriyor: “Usta çırak ilişkisi çok önemli. Bu iş babadan oğula geçiyor. Bu iş bizim DNA’mızda var. Ama işin sırrı tutku. Gelin bizim fabrikamıza, çalışanların kumaşları, gömlekleri, ceketleri bir yerden bir yere taşırken bile onlara yeni doğmuş bebek gibi davrandığını göreceksiniz. Kendi elleriyle diktikleri için müthiş saygı ve sevgi duyuyorlar. Bu yüzden bizim ceketlerimizden birini giydiğinizde bu hissi fiziki olarak hissedersiniz.”
Isaia dikiş ekibi toplam 200 kişi. Bunun 40’ı gerçek terzi, büyük usta.”
Siz Isaia erkeğini “korkusuz yeni centilmen” olarak tanımlıyorsunuz… Kim onlar, bize biraz anlatır mısınız?
-Zeki, sofistike ve farklı bir cazibeye sahip, detaylara önem veren ve yaşama tutkuyla bağlı gerçek bir beyefendi.
Bu beyefendiler en çok nelerden hoşlanırlar?
-Yaşamın basit tatlarından zevk almasını bilen ince bir damak zevki vardır.
Nasıl ilişkiler yaşarlar?
-Tutkulu!
Aşka nasıl bakarlar?
-Aşkın bir tanımı olabilir mi?
Nasıl eğlenirler?
-Her erkek farklıdır. Kimi seyahat etmeyi, kime tekneyle gezmeyi, kimiyse maraton koşmayı sever. Ama en önemlisi yaşamın kendisinden zevk almaktır!
Nerelere giderler?
-Her yere gidebilirler. Dünya onların arka bahçesidir.
Sizin korkusuz yeni centilmenlerinizin arasında Hugh Jackman, Matt Damon, Jake Gyllenhall ve George Stephanopoulos gibi tanınmış stil sahibi erkekler de var…
-Evet, bu isimlerin hepsi markayı çok güzel yansıtıyor. ISAIA’nın tek tip müşterisi yok. Seks sembollerinden atletlere, akademisyenlerden politikacılara ve hatta karşı komşunuza kadar kalite ve işçilikten ödün vermeden kendini ifade edebilen herkese hitap ediyoruz
Hazır giyimde terzi dokunuşu iddianız bulunuyor. Bu nasıl mümkün oluyor? Dünyanın dört bir yanındaki farklı ölçülerdeki boylardaki erkekler için nasıl kusursuz kalıp üretebiliyorsunuz?
-Napolitan “know-how” ve yılların deneyimi diyebiliriz.
TÜRK ERKEKLERİNİ GÜNEY İTALYAN ERKEKLERİNE BENZETİYORUM Kİ BU BÜYÜK BİR İLTİFAT
Renkli bir koleksiyonunuz var. Bizim erkeklerimiz hala renkli giyinmekten korkuyor. Onlara ne önerirsiniz? Rengi hayatına almayan erkek nelerden mahrum kalır?
-Her ne kadar renklerin sizi pozitif olarak farklı kılacağı önemli olsa da desen, stil ve yarattığınız kombinasyonlar asıl noktayı oluşturuyor.
2014 yazında şık olabilmek için stil ipuçları verebilir misiniz? Neyle neyi nasıl giysinler?
-Neyi giyip neyi giymemeleri gerektiğini söylemek hoşuma gitmiyor. Önemli olan kişinin kendini rahat hissedebileceği kadar farklı olabileceği bir şeyler giymesidir. Unutmayın ki ancak kendine inanan biri karşısındakini ikna edebilir.
Bir erkek giyimiyle bir kadını nasıl etkiler?
-Diğer erkeklerden farklılaşarak, kendine güvenerek ve kendini kıyafetleriyle ifade ederek.
Seksi gözükmek sonradan mümkün mü sizce? Yani bu kıyafetle olabilecek bir şey mi?
-Kesinlikle seksi olunabilinir. Bence bu sadece giyim tarzıyla değil kişinin yaşıyla da ilgili..
Türkiye ve Türk erkekleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Neler kaldı aklınızda ülkemizle ilgili?
-Türkiye, tarihi ve kültürel zenginliklere sahip harika bir ülke. Erkekleri şık ve sofistike, onları Güney İtalyan erkeklerine benzetiyorum ki bu büyük bir iltifat.
NASIL GERÇEK ERKEK OLUNUR
Kendini önemser. Masaja da gider, manikür pedikür de yaptırır. Bunu gösteriş yapmak, sağda solda anlatmak için değil kendine değer verdiği için yaptırır.
Ağlamaktan utanmaz. Gerçekten acı çekiyorsa, mesela sevdiği kadın onu terk ettiyse hüngür hüngür, salya sümük ağlar. Tıpkı fotoğraftaki gibi.
Yakasında çiçek taşımaktan hiç vazgeçmez. Nostaljik ve romantiktir. Bu yüzden her Isaia ceketinde çiçeğin dik durmasını sağlayan gizli iplik vardır.
Renkten korkmaz.
Oyuncudur. Farklı kılıklara girer, farklı rollere bürünür. Hayatı eğlenerek yaşar.
Isaia, Türkiye’de Beymen’lerde satılıyor.