Moda, entrika ve metrobüs

Kitabın provokatif bir ismi var, neden bu ismi seçtiniz?

- Blog’umdan geliyor. Bu blog’u yazmaya karar verdiğimde trendlerden bahseden ve bu işi benim yerime yapan çok sayıda moda blogger’ı zaten vardı. Ama hayat sezon renklerinden ibaret değil ki. Ben de biraz esprili ve biraz iğneleyici bir dille, çuvaldızı kendime de batırarak yazmaya başladım. İş hayatımda yaşadığım tecrübeler de eklenince kitap ortaya çıktı. Ben bu isimle moda dünyasının süper havalı, ihtişamlı ve lüks dolu görüntüsünün yanında, yaşadığım hayatın gerçeklerinin bu kadar da havalı olmadığını göstermek istedim. İsim aynı zamanda imalathaneler, çılgın patronlar, metrobüs, entrika ve ihtiras dolu hayatıma bir göndermeydi.

Metrobüs ve entrika... Bu çelişkiler kitabın en eğlenceli yerlerinden. Modada sizin deyiminizle ‘elitlik ve varoşluk’ bir arada yaşanabiliyor. Taze bir tasarımcıyı neler bekliyor bu sektörde?

- Kimsenin gözünü korkutmak istemem ama inanın bu sektörde kariyer yapmak çok zor. Dışardan havalı görünen bu dünyanın bir parçası olmaya giden yol, yeni bir tasarımcı için çoğu kez toplu taşımayla başlıyor. Filmlerde gördüğümüz gibi okulu bitirir bitirmez ne moda haftasına davet ediliyorsunuz ne de bir defileniz oluyor. Yani, yaratıcı, eğlenceli ve şık ortamlar kadar ihtiras, dedikodu ve rekabet dolu bir maceraya da hazır ol seni çömez tasarımcı...

Temelini yaratıcılığın oluşturduğu meslek gruplarının, plaza ortamlarında kart basmak, ofiste belli bir zaman geçirmek, geçirmezseniz izninizden kesilmesi gibi prosedürlerle boğuşmaları da bir hayli yer almış kitapta...

- Açıkçası bu zihniyet yaratıcı olması gereken meslek gruplarına hiçbir şey katmıyor. Ofise yetişme stresi ömrünüzden ömür götürüyor. İnanın hayatın içinde ve sınırlanmadan geçirdiğiniz vakit, masa başındakinden çok daha verimli. Daha güzel işler çıkarabiliyoruz. Patronlar duyun sesimi!  Rahat bırakın bizi kardeşim!

Tasarımcı ve blogger bolluğu yaşanan bir dönem yaşıyoruz. Biraz eğitiminizden bahseder misiniz?

- Yeditepe Üniversitesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü’nü bitirdim. Üniversiteden sonra altı aylık bir İtalya maceram oldu. Kendimi bildim bileli tasarımcı olmayı hayal ettim ve bu alanda kendimi geliştirmek için bütün fırsatları değerlendirdiğimi söyleyebilirim. Tekstilin her alanında çeşitli firmalarda tasarımcı olarak çalıştım ve halen uluslararası bir firmanın Türkiye ofisi tasarımcısıyım. Bunun yanında içimden gelen tasarımları uygularken kendimi ifade edebildiğim ‘Up in the Corner’ adında bir markam var.

“Hayat çok zor ve acımasız, özellikle Milano’da” diyorsunuz. Ne gibi zorluklar bunlar?

- Modaya yön veren Londra, Paris, Milano, New York gibi şehirlerde bulunmak bir tasarımcının ilham alması ve kendini geliştirmesi açısından önemli. Ayrıca yurt dışında eğitim almanın CV’de çok havalı durduğu da bir gerçek... Ama zorlukları da var: Modanın merkezine güzel bir kariyer hayaliyle gidip, kapı kapı dolaşıp CV bıraktıktan sonra bütün kapıların suratıma kapanması da Milano’nun acımasız kısmı...

Modamın Kenarı, Joy Kitap, 11.40 TL