Massive Attack’le iki tek attık

Mekân: Kentin sadece meze sunan ‘hip’ restoranlarından biri. Ortam kalabalık, masada humustan sarmaya en alışkın olduğumuz lezzetler, fonda ‘Ada sahillerinde bekliyorum.’ Buraya kadar her şey sıradan bir ‘İstanbul’ akşamı tadında. Ama masadaki davetlilere bakınca; durum değil normal olmak, gereğinden fazla sürreal. Sağımda dünyanın en kült gruplarından Massive Attack’in kurucularından Grant Marshall, nam-ı diğer Daddy G var. Karşımda ise moda dünyasının en yaratıcı hazırgiyim markalarından G-Star’ın marka direktörü Shubhankar Ray. İkilinin burada bulunma nedeni, bir parti projesi. Son durak İstanbul.

Ünlü oyuncu Liv Tyler da projenin bir parçası.

Perşembe günü düzenlenen ‘Raw Night’, markanın dünya çapındaki dokuzuncu partisi. Gecenin adının ‘Raw’ yani ‘ham’ olmasının nedeni, markanın işlenmemiş kumaşlar kullanması. Daha önce New York, Los Angeles, Paris, Tokyo, Mexico City, Cape Town ve Paris’te bu geceyi düzenlendi. Ama her kentteki partiye katılan ünlü ve partinin konsepti birbirinden farklı. Los Angeles’taki etkinlikte oyuncu Dennis Hopper çıkıp şiir okudu. New York’takinde ise Pharell Williams, okyanus dibinden çıkan plastik artıklar kullanılarak üretilen denim koleksiyonunu tanıttı. Shubhankar Ray, İstanbul’daki partilerinin konseptini anlatıyor: “Daddy G sahne alırken, enstalasyonlar gösterilecek. Yani defile gibi bir gece beklemeyin, daha çok sanat, tasarım ve müziği buluşacak.” O sırada kokoreçi deneyip acılığı yüzünden can çekişen Daddy G, lafa dalıyor: “Zaten Shubhankar sıradan olan her şeyden nefret eder, iş daha da garipleşsin diye beni getirdi. Kafanız ütülenirse sorumluluk onun.” Ekip kahkahalara boğuluyor.

Yan masadaki muhtelif hayranlar, Daddy G’nin mekândaki varlığını keşfedip sağdan soldan saldırırken, Ray bana markanın yenilikçi yapısından bahsediyor: “Herhangi bir modaevinin hayat tarzı satmaya çalışması demode bir kavram. Artık markanın dayattığı hayat biçimini kimse istemiyor. Kendinizi yakın hissettiğiniz, aynı yerde durduğunuz markalardan giyiniyorsunuz.”

JUSTIN BIEBER KADIN REYONUNDAN GİYİNİYOR

Pharrell Williams da koleksiyonun tanıtımında yer aldı.

Laf lafı açıyor, gelecekteki trendlere geliyor. Daddy G’ye göre, artık yapılmamışı yapmanın imkânı yok. Eskiden referans alıp, onu yenileştirmek mümkün. “Massive Attack’in ilk yıllarında eski parçalardan alıntılarla kendi parçalarımızı desteklediğimizde, bu bir yenilikti. Hâlâ bunu yapıyoruz ama üzerinde o kadar çok oynuyoruz ki, artık başka bir şeye dönüşüyor. Yani çaldığımız belli olmuyor.” Ekip yine kopuyor, Shubhankar Ray söze karışıyor: “Biz de modada aynı şeyi yapmaya çalışıyoruz. Elimizde askeri üniformalardan, kovboyların 1900’lü yıllarda kullandığı aksesuvarlara, astronot giysilerine devasa bir arşiv var. Onlardan en işlevsel parçaları alıyoruz. Sonra da 3 boyutlu üretim tekniğimizle birleştiriyoruz. Yeni kumaş teknikleri geliştiriyoruz. Gelecekte pamuklu diye birşey olmayacak, çünkü tükenecek. Alternatif malzemeler yaratmak sosyal sorumluluk değil, aslında bildiğiniz zorunluluk. İnsanlar henüz uyanmadı duruma.”

G-Star’ın marka müdürü Shubhankar Ray (ortada) 6 Kasım’da İstanbul’Raw Night partisindeydi.

Bundan on yıl sonra, çöpten, artıktan üretilen kumaşlar giyeceğiz. Peki tarz ne olacak? Shubhankar Ray’e göre jean pantolondan kaçış yok: “Denim her dönemin kahramanı çünkü asi bir ruhu var. Günümüzde Chanel, Prada gibi en havalı modaevleri bile spor ayakkabı, sırt çantası, jean pantolon üretmeye başladı. Ama çok asi bir ruhları olmadığı için de ‘sokaktan’ çıkmış gibi durmuyor.” Bunun üzerine kendi markalarının ruhunu anlatmasını istiyorum, onları farklı kılan ne? “Biz kendimizi anlatma çabasına girmiyoruz. Beğenen herkes giyiyor. Jay-Z de giyiyor, Liv Tyler da, Diddy de... Sadece Justin Bieber giydiğinde ‘diğer cool insanlar soğur mu?’ diye endişelendik. Neyse ki Justin giydi diye Jay-Z giymemezlik etmedi. Zaten Bieber kadın koleksiyonundan giyiniyordu çünkü bedeni olmuyordu. Şimdi biraz büyüdü, belki artık oluyordur.” Daddy G lafa karışıyor: “İyi de neden bana Justin Bieber’ın giydiğini söylemedin? Çöpe atıyorum evde size ait ne varsa.”