Güncelleme Tarihi:
Öncelikle sorularımı yanıtlamayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bugün benim için güzel bir gün! Bu yüzden buradan başlayalım: Hayatınızın en güzel günü hangisiydi?
-Öyle bir şey söyleyemem... Her günümün en güzel günüm olması için deliler gibi çalışıyorum. Beni en çok mutlu eden şeyse, henüz hazırlamaya başlamadığım bir sonraki koleksiyonum...
Cindy Crawford (solda) ve Claudia Schiffer tasarımcının 80’lerdeki favori top-modellerindendi.
Özel hayatınızı da merak ediyoruz. Günlerinizi nasıl geçiriyorsunuz, gözünüzü açtığınızda ilk ne yapıyorsunuz?
-Duruma göre değişir. Sabahları Paris’teki evimde olmayı, çizim yapmayı seviyorum. Öğle ve akşam toplantılarım olduğu için sabahtan çizimleri hallediyorum. Bana bir gün yetmiyor, kısa geliyor... Hayat felsefem “Bugünün işini yarına bırakma”. Böyle bir endüstride, hatta böyle bir dünyada en önemli şey hızlı olmak. Verebileceğim en iyi tavsiye bu.
Moda endüstrisinde 42 yılda birçok ismi yıldızlaştırdınız: Claudia Schiffer’dan Cara Delevingne’e pek çok top-model size çok şey borçlu. Kendall Jenner yeni favoriniz. O kadar kız içinde, neden Kendall?
- İyi bir enerjisi var; yani ona baktığınızda kendinizi mutlu, iyi hissediyorsunuz... Karşıma bu hissi veren fazla insan çıkmıyor ki! Ondaki ışığı gördüm. Çok tatlı, sıcak ve ‘insani’ geliyor bana... Robot gibi değil. Bu sözü moda endüstrisinde çok kişi için söyleyemem.
Kardashian’ların reality-şovunu hiç izlediniz mi?
-Hayır tabii ki. Nerede yayımlanıyor, konusu ne hiç bilgim yok. Kendall’ın öyle bir şovda yer aldığını bilmiyordum bile. Önemi de yok. Ben Kendall’ı kız kardeşlerinin yanında görmüştüm ilk kez. O daha küçücükken yıldız olacağını anladım. Başından beri ona karşı önyargısızım. Benim için bir geçmişi yok, sadece çok iyi bir geleceği var.
Fendi ile 50 yılı aşkın süredir çalışıyorsunuz, 1983’ten beri Chanel’in başındasınız. Moda endüstrisinin en önemli adreslerinin yıllardır başında olmak nasıl bir duygu?
-Herkesin istediği bir şey olduğunu biliyorum. Düşünün, dediğiniz gibi Fendi ile 50 yıllık bir işbirliğimiz var. Bu, moda dünyasının en uzun işbirliği. Çoğu tasarımcı kendi markasını bile bu kadar uzun süre ayakta tutamıyor. Bazıları bu kadar uzun yaşamıyor bile... Ama ben yorgun değilim, bir parça bile değilim! 83 yaşındayım, çalışma anlamında, şu anki performansım geçmişe kıyasla çok daha verimli. Neden? Çünkü kafam çok net. İşim birinci önceliğim. Gençken böyle değildi, tabii insanın gençlikte kafasını karıştıracak şeyler oluyor. Şimdi iş her şeyden daha önemli, bu da çok güzel bir şey...
Peki farklı tarzları olan iki modaevinde çalışmak zorlayıcı olmuyor mu?
-Chanel’in koleksiyonlarında Fendi’yi andıran hiçbir şey göremezsiniz. Aynı şey Fendi için de geçerli ‘Chanel’imsi, Chanel’i andıracak en ufak şey yoktur. İkisinin de farklı kimlikleri, kişilikleri var. Belki de benim kişiliğim yok; ya da üç tane birden var... Fendi’de İtalyan Karl’ı, Chanel’de Fransız Karl’ı görüyorsunuz... Kendi markamda da sadece beni ve yapmak istediklerimi...İş ilişkilerimde kendimi hiçbir zaman ‘evli’ gibi hissetmedim. daha ziyade ‘açık evlilik’ yaşıyoruz. Her an bitebilecek gibi... Böylelikle tutkumu koruyorum çünkü birbirimize ‘mecbur’ değiliz. Birden fazla markayla bu his yüzünden çalışıyorum. Sadece birine bağlı olmak istemiyorum. Beni kafese koyarsanız değersizleşirim, işe yaramam.
Lagerfeld, Kendall Jenner’ı Fendi’nin yeni koleksiyonunun yüzü yaptı, kampanyayı da kendisi çekti. Tasarımcı Kendall’ı “sıcak, şirin ve insani” olarak tanımladı.
Alexander McQueen’in intiharından sonra, moda endüstrisinin hızlılığı çok eleştirildi. Bazı tasarımcılara sene içinde birkaç koleksiyon hazırlamak zor geliyor. Siz bu konuda rekortmensiniz ama şikâyet etmiyorsunuz. Sırrınız ne?
-Evet, moda ‘an’ ile ilgili bir şey. Ne var bunda? Bir elbisenin başına gelebilecek en iyi şey, giyilmek. Moda müzelerde sergilenmek için yapılan bir şey değil ki. Üretmek benim için basit; öyle bir çiziyorum ki, kağıtta gördüğünüz çizimle dikilen elbise arasındaki fark neredeyse sıfır. O yüzden prova süreci de gayet iyi geçiyor. Ve sonuçların iyi olacağını bildiğimden, birden fazla iş de yapabiliyorum. Bazıları bir makine olduğumu düşünüyor. Evet bu doğru, ben bir makineyim.
Fotoğrafçılığınız da çok başarılı... Fendi’nin reklam kampanyasını çektiniz. Harper’s Bazaar, Numéro, Alman Vogue dergisinin kapak çekimlerini yaptınız...
-Fotoğrafçılık çok zevkli gerçekten. Aslında bu işe ‘80’lerde başladım, Chanel için basın kiti hazırlıyordum ve yapılan çekimden tiksindim. Bir fotoğraf makinesi kiraladım, bir de asistan, başladım işe. Kısa sürede reklam kampanyalarına, moda çekimlerine ve mimariye sıçradım. Bir işin kusursuz olmasını istiyorsan kendin yapacaksın.
Bu alanda başarının sırrı da bu yani... Bizde bir deyim vardır, kurda demişler, boynun neden kalın...
-Ama işinde iyi insanlarla çalışmak da Karl Lagerfeld’in başarılı bir fotoğrafçılık kariyerinin olmasının sırlarından biri (Evet, kendinden üçüncü şahıs olarak bahsediyor). 25 yıldır aynı insanlarla çalışıyorum: İyi makyöz, iyi stil editörü, iyi ‘retouch’ uzmanı... O zaman iş kolaylaşıyor. Deklanşöre bas yeter!
2014’te İstanbul’a geldiniz, gözlemleriniz nelerdi? Türk kadını ve moda anlayışı hakkında mesela?
-Sıkılıyorum böyle sorulardan. Bana hep soruyorlar: Yok Fendi kadını kim? Chanel kadını kim? Bu da bu tip bir soru. Şöyle anlatayım: Söylediğiniz gibi kadını tek bir tip olarak çizmek doğru değil. Benim işim, koleksiyonu hazırlamak ve farklı kadınların beğeneceğini ummak. Daha fazlası değil.
HAKKINDAKİ 8 İLGİNÇ BİLGİ
** 1938’de Hamburg’da zengin bir ailenin oğlu olarak doğdu.
** 19 yaşında kazandığı bir yetenek yarışması sayesinde Pierre Balmain’in asistanı oldu.
** Jean Patou markası altında çıkardığı ilk koleksiyonu, moda eleştirmenleri tarafından yerden yere vuruldu, yuhalandı.
** Yves Saint Laurent bir dönem yakın arkadaşıydı. 70’li yıllarda iki tasarımcı aynı adamla, Jacques de Bascher de Beaumarchais ile aşk yaşadı. Bu durum dostluklarını bitirdi. Lagerfeld, YSL’in cenazesine bile katılmadı.
** 1993’te Fendi defilesinde İtalyan porno yıldızı Moana Pozzi’yi podyuma çıkardı. Anna Wintour, hırsından defileyi terk etti.
** 2000’de şişmanlıktan sıkıldığını söyledi. Sadece çorba içerek 42 kilo verdi.
** 2014’te İstanbul’a geldi, Ayasofya’ya hayran kalarak fotoğrafını web sitesine koydu.
** Kedisi Choupette’in üç dadısı, kendi sosyal medya hesapları var. Instagram’daki takipçi sayısı 87.3 bin.