Güncelleme Tarihi:
◊ Çok genç yaşta Grammy adaylığına giden başarılı bir kariyeriniz var. Bize biraz öykünüzü anlatır mısınız?
- Öyküm annemin yurt dışından getirdiği bir oyuncak ksilofon ve dedemin gazete kuponlarını biriktirerek aldığı bir klavye ile başladı. Bunlar en sevdiğim oyuncaklarım olunca piyano dersleri almaya başladım, derken ilkokul ve ortaokul ile eş zamanlı olarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin yarı zamanlı piyano bölümünde okudum.
Sonra en yakın arkadaşımın bir aşk şarkısı yazması üzerine “Benim neyim eksik, ben de yazarım ne olacak” diyerek ben de beste yapmaya başladım!
Bu çocuksu meydan okuma yerini önce liseler arası beste yarışmalarından aldığım ödüllere, sonra da enstrümantal eserlerimi dinleyen yakın çevremin “Aaaa bu film müziği gibi” diyerek aslında müzisyen olmayı düşünmeyen beni ikna ettikleri film müziği besteciliği kariyerine bıraktı. Sonra kendimi Berklee College of Music’te buldum.
◊ Hayatınızın dönüm noktası ne oldu?
- Hayatımın dönüm noktası Berklee herhalde. Berklee bana kendimi bir kalıba sokmak zorunda olmadığımı öğretti. Konserler için de beste yaptım, film müziği de yazdım, piyano da çaldım, arenada şeflik de yaptım, koroda da söyledim. Mezun olmadan önce aldığım “Sessiz Film Besteciliği” dersi hayatımın en özel deneyimlerinden biri oldu, çünkü ilk defa yazdığım bir film müziği benim şefliğimde seyirciyle buluştu ve bu inanılmaz deneyimi altı yakın arkadaşımla paylaştım. Bu filmle Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde konserler verdik. Bir de geçen sonbaharda çıktığım Disney’in Coco turnesi var. 63 günde 48 konser verdik ve tümünde orkestrayı ben yönettim.
DISNEY ÇALIŞANLARINA FACEBOOK’TAN MESAJ ATTIM
◊ Disney ile yolunuz nasıl kesişti? Sizden önce Disney ile çalışan Türk müzisyen olmuş muydu?
- Disney ile yolum profesyonel anlamda Aralık 2018’de kesişti. Tanımadığım 50 kadar Disney çalışanını LinkedIn üstünden bulup, Facebook’tan mesaj attım. Mesajimdan 1.5 yıl sonra, acilen müzik asistanı bulmaları gereken bir gün tesadüfen benim mesajımı gördüler ve bu sayede Disney Music Group ailesine katıldım. Gerçekten Disney sihri dediğimiz olay bu olsa gerek. İlk Türk kim bilmiyorum ama umarım benimdir! (Gülüyor)
◊ Müzik endüstrisindeki başarınızla dünya çapında kendinizden söz ettiriyorsunuz. Bu nasıl bir duygu?
- İçimden tasan bir duygu seli diye özetleyebiliriz. İnsanın sevdiği işi yapması, bunun karşılığını alması ve hayallerinin gerçek olması en büyük mutluluk herhalde. Her işte olduğu gibi bizim sektörde de çok çalışmanın yanı sıra şans faktörü de etkili olabiliyor. O yüzden geldiğim noktada emeklerim kadar doğru zamanda doğru yerde bulunup doğru insanlarla tanışmamın da payı var. Bunun için kendimi çok şanslı hissediyorum ve bana kapılar açan her duruma ve kişiye büyük bir teşekkür borçluyum!
◊ Lion King projesinde sizi ülkemizde izleme şansımız olacak. Projeye ilişkin neler söyleyebilirsiniz?
- “Aslan Kral” herkesin bildiği ve sevdiği bir hikâye! Türkiye’deki ilk büyük konserimin böylesine sevilen bir projeyle Harbiye Açıkhava’da olması beni çok mutlu ediyor! Lion King’in müzikleri Hans Zimmer’in yeni film müziklerine kıyasla çok daha tematik ve akılda kalıcı. Konserin klasik müziğe ilgi duymayan izleyicilere orkestral müziği sevdirmek adına büyük bir rol oynayacağını düşünüyorum. Hem hikâyesi ile hem de müzikleri ile kalbimize taht kurmuş bir filmi yeniden hatırlamak hepimize iyi gelecek.