Didem ve Umut’un mucizeler dükkânı

Böyle bir butik yaratma fikri nasıl doğdu?

Umut Eker: Biz burayı aslında bir buçuk sene önce tuttuk. Ofis yapmak niyetindeydik önceleri; büyük markalarla çalışıyoruz, cafe’lerde buluşmayalım, görüşmelerimiz daha kurumsal olsun diye…

Didem Soydan: Ama birlikte bir marka yaratma projemiz de hep vardı. Ben New York macerasına girişince tabii bu proje rafa kalktı. Sonra Umut geldi “Ben başlıyorum, haydi” dedi. Onun üzerine ben de toparlandım ve dört ay içerisinde bu alanı bu hale getirdik. Yani hem kaplumbağa hem de tavşan hızında oldu. Altı ayda tasarımlarımızı yapıp ürettirip açtık. Logoyu da Leo Lunatic yaptı

Dekorasyonu oldukça sıradışı ve eğlenceli...

Didem Soydan: Mimari olarak prizden halıya kadar Umut’un eseri.

Umut Eker: Mesela oto sanayiden eski araba kapılarını topladık, çok iyi bir usta bulup onlardan kabin yaptırdım. Didem’in çeyizindeki dantelleri ananesinden aldık, televizyonların üzerine koyduk.

Didem Soydan: Evet, “Senin işin senin geleceğin, o yüzden çeyizin de yanında dursun” dedi.

Umut Eker: Buraya gelenler kendilerini çok iyi hissedecekler: Sanki evimize gelmiş gibi, çok ‘relax’ bir ortam. Berlin ve Barcelona’daki mağazalardan ilham aldık: Belki ara sokakta açmak çılgınlıktı ama bizi bilen gelsin istiyoruz, sokakta gezinen giren çıkan değil. Evlerimiz de yakınlarda zaten.

İkiniz de tasarımcı değilsiniz. Ama burada başlı başına bir koleksiyon var. Zorlandınız mı yaratırken?

Umut Eker: Hayır çünkü bu işin içindeyiz. Ama asla sezon modasından ilham almadık. Moda bizi çok ilgilendirmiyor. Buraya girdiğiniz zaman “Aa burada çok farklı şeyler varmış” denmesini istedik. Biz ne seviyoruz, ne giyiyoruz ondan yola çıktık. Siyah, gri ve pastel tonlarda parçalar ürettik. Daha İskandinav kafası, kaygısızca hazırlanmış, kişilikli parçalar yarattık. Altı ay çok kısa bir süre üretim aşaması da dahil olunca; biz mucizeler yarattık. Kan ter ve gözyaşıyla… Biz de kendimizden bu performansı beklemezdik!

Didem Soydan: Burada en büyük kriter şuydu: Beni takip eden kızlar, onu takip eden çocuklar, tarzımızı beğendiği için takip ediyor. Bu yüzden pohpohlanması gereken onlar. Biz onlara yaptık bu dükkanı. Çünkü bizi takip edenler böyle güzel bir yeri hak ediyorlar, takipçiler. O yüzden onları burada bekliyoruz. Oturduk, bir liste yaptık: Ne giyiyoruz, neden uzak duruyoruz listeledik. Onun üzerine sevdiğimiz şeyleri ürettik.

Umut Eker: Açılış bile yapmadık. Kulaktan kulağa açılacağımız yayıldı, ama izdiham oldu. 2000’li yılların başında Beyoğlu’nda olan alternatif, güzel ürünlerin satıldığı mekânlar vardı, onların ruhunu da yeniden hayata geçirmek istedik. Mutlu olacağımız, mutluluk vereceğimiz ürünler olsun istedik.

Peki genel olarak nasıl bir tarzı var giysilerin?

Umut Eker: Tamamen sokak modası ve popüler kültüre yönelik parçalar var. Ürünlerimizin yüzde 60’ı unisex ve farklı farklı giyilebiliyor. Oversize çok parça çalıştık. Her tarza uygun en az bir parça bulma şansı var gelenlerin. Sadece kendi ürünlerimiz yok mağazada; Puma, Levi’s, Harry&Son markalarının da parçaları var. Yaklaşık bir ay içerisinde Didem’le Garage Sale etkinliği düzenleyeceğiz. Sonra vintage günleri yapacağız. Bunun dışında graffiti workshopları yapılacak, sevdiğimiz dövme sanatçılarını çağırıp birlikte dövme yaptıracağız.

Didem Soydan: Mesela “Benimle aynı dövmeyi paylaşmak ister misiniz?” diyeceğim, üç figürden birini seçeceğiz, beraber yaptıracağız. Fevzi gelecek, makyaj workshop’u yapacak. Burası böyle yaşayan bir yer işte: Daha üç gün oldu, ama bazı müşterilerimiz bizimle sohbet etmeye de geliyor: Ben Instagram’dan “Ben dükkâna geçiyorum, gelin muhabbet edelim” diyorum mesela, geliyorlar. Birlikte çay-kahve, sohbet ediyoruz.

Her yerde bulunmayacak parçalar var diyorsunuz. Peki fiyatlar ne durumda?

Umut Eker: Fiyatlar 60 TL’den başlıyor, ortalama genelde 250 TL civarı. Buradan herkes alışveriş yapabilsin istedik. Üniversite öğrencilerini de çok seviyoruz: Fiyatları da biraz onları düşünerek makul tuttuk. Online satışımız da bir buçuk ay üzerinden açılacak. Instagram üzerinden satışa da başladık.