Güncelleme Tarihi:
Kabul edelim: Dünya modasına tasarımcı hediye etme konusunda oldukça başarısızız. Tüm yaşamını, eğitimini yurtdışında almış, bir adı Türk kalmış birkaç isim dışında esip gürleyen yok. İyi bir çıkış yakalayan ama süreklilik sağlayamayan tasarımcılar marka yaratma hevesimizi kursağımızda bırakıyor. Bir nevi ‘Eurovision kompleksi’ yaşıyoruz moda alanında. Fuarlara ‘Türk çıkarması’ yapıyoruz, muhtelif moda haftalarında takvime dahil olmadan salon kiralayıp defile yapıp, aradan ‘kaynak’ yapmaya çalışıyoruz. Bu tür numaralar say say bitmiyor.
Ama iyi haber; Türkiye’den bir marka, Dice Kayek hazırladıkları ilk couture koleksiyonuyla prestijli Paris Couture Haftası’nın resmi takvimi kapsamında defile yaptı. Peki dahil olmanın son derece zor olduğu bu organizasyona, hem de ilk couture deneyimleriyle nasıl girmeyi başardılar? Ayşe Ege süreci şöyle anlattı: “Dünyanın en prestijli tasarım müzelerinden Londra’daki Victoria & Albert’ın Jameel Prize ödülünü bu yıl kazandık. Sonrasında markanın bilinirliği hem moda hem sanat çevrelerinde farklı bir yere geldi. Fakat uzun zamandır defile yapmıyorduk. Prêt-à-porter defilelerinin yoğunluğu, koleksiyonların sunumu son derece zor. Bu karmaşaya girmeme kararı almıştık. Ama couture koleksiyonu hazırlamayı ve defile yapmayı düşünüyorduk. Dünyanın farklı yerlerinde senede iki kez gerçekleşen prêt-à-porter moda haftalarından farklı olarak, ‘haute-couture’ sadece Paris’e özgü. Resmi takvimde yer almak zor ve uzun bir süreç. Fransız Prêt-a-Porter ve Haute Couture Federasyonu jürisinin seçimiyle gerçekleşiyor. Dice Kayek de Couture takviminde yer almaya hak kazanan çok nadir markalardan biri oldu. Aynı zamanda Sonbahar-Kış Haute-Couture Haftası’nın onur konuğu olarak davet edilen üç tasarımcıdan biriyiz. Onur konuğu olan tasarımcılar couture haftasının açılış ve kapanış defilesini yapıyorlar. Açılışını Fred Sathal’ın yaptığı couture haftasının kapanış defilesini ise Dice Kayek yapacak.”
BİR ELBİSE İÇİN ATÖLYEDE 120 SAAT UĞRAŞTIK