Güncelleme Tarihi:
“Kıyafet söz konusu olduğunda oldukça sıkıcıyım” diyorsunuz. Ama ikonik bir moda imparatorluğu yarattığınız düşünüldüğünde sıkıcı olmanız pek mümkün değil gibi görülüyor. Şu an gardırobunuzda ne tür kıyafetler var?
-Bu sektörde 40’ı aşkın yıl geçirdim. Gördüm ki klasik stillerin, daima trendlerden daha uzun ömürlü olmasını sağlayan kalıcı nitelikleri var. Yani neye yatırım yapacağınızı bilin. Benim gardırobumda çok sayıda özel dikilmiş kumaş pantolon, beyaz gömlek ve lacivert takım elbise var. Ama sıradan değiller, çünkü farklılaştırıyorum. Her zaman onları özel kılan benzersiz bir farkları oluyor.
Böyle bir kitabı yazma nedeniniz ne?
- Asla pes etmemeyi anlatıyorum kitabımda... Hayallerin peşinden gitme kararlılığı, motivasyon ve kafaya koyduğunuzu yapmak… Başarılı bir marka inşa ettikten sonra da zorluklar yaşadığımız zamanlar oldu. Ama ben hep kendime ve vizyonuma inandım. Büyük düşleriniz olduğunda her şeyi başarabilirsiniz bence.
Kitapta ailenizle ilgili uzun bölümler var.... Ailenizle ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?
-Ben tam bir aile insanıyım. Benim için hayattaki en önemli şey ailemdir.
‘Havalı’ arkadaş çevrenizden de uzun uzadıya bahsediyorsunuz. Michael Jackson’dan John F. Kennedy Jr.’a, Zaha Hadid’e liste uzayıp gidiyor.... Özellikle Andy Warhol ile ‘kankalığınız’ çok ilgimi çekti. Stüdyo 54’te birlikte ‘partiliyormuşsunuz’... Onunla ilgili en değer verdiğiniz anınızı paylaşabilir misiniz?
-Bir keresinde Andy’e niçin o işi yapmayı seçtiğini sordum. Bana baktı ve “Sevdiğim için” dedi. Bu sözünü hiç unutmam. Çünkü bana hep kendine sadık kalmanın ve hayallerinin peşinden gitmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.
Michael Jackson’la arkadaşlığınız nasıl doğdu?
-Bir giyim koleksiyonu yaratmak istediği ve bizim yaptıklarımızı beğendiği için benimle iletişime geçti. Evinde yemek yedik, mönüyü de hatırlıyorum: Izgara tavuk ve salata... Çok diyet kola içiyordu. O dönemde otuzlarındaydı ama çocuk gibi davranıyordu. Çok şirin, uysal ve hafif içine kapanık... Müthiş bir ikondu ve dünya çapında milyonlara ilham verdi. Sürreel bir deneyimdi onunla tanışmak...
Korkutucu anılarınızdan da bahsediyorsunuz. Örneğin bir keresinde kayak yaparken çığ altında kalmışsınız. Bu “ölümden dönme” deneyimi hayatınızı yeniden şekillendirdi mi? O korkutucu süre boyunca neler düşündünüz?
- Ne diyebilirim ki? Avusturya’da kayak yaparken olup bitti olay. Tam bir saat çığ altında kaldım. Korkunç bir deneyimdi. Kurtulabildiğim için gerçekten çok şanslıyım. Ama bir kere daha yaşamın ne kadar kısa olduğunun, hayatımdaki herkes ve sahip olduğum her şey için şükran duymam gerektiğinin farkına varmamı sağladı.
GIGI, GERÇEK BİR TOMMY KIZI
‘Insta-fenomen’ top model Gigi Hadid marka yüzünüz. Ayrıca birlikte bir kapsül koleksiyon çıkardınız. Gigi’nin önlenemeyen yükselişi moda endüstrisinde tartışma konusu... Bazı modeller onun sadece bir sosyal medya fenomeni olduğunu, gerçek anlamda top model olmadığını söylüyor... Sosyal medyanın moda sektörünü değiştirdiğini düşünüyor musunuz?
- Peki, o zaman rakamlarla konuşalım: ‘Gigi Hadid ve TommyXGigi’ koleksiyonuyla Instagram ve Twitter’da 3,7 milyardan fazla gösterim elde ettik... Gigi gerçekten de en ideal ‘Tommy kızı’” ve sosyal medya üzerinden hayranlarıyla en özgün şekilde bağlantı kuruyor. Sosyal medya, markamızın ruhunu ve felsefesini paylaşmak, moda sektörüne yeni bir enerji, hız ve yaratıcılık getirmek açısından şahane bir platform.
Daha önce İstanbul’u ziyaret ettiniz. Eşiniz de Türk... Türk kadınlarının stili hakkında ne düşünüyorsunuz?
-İstanbul’u çok seviyorum. Dinamizmi ve enerjisi çok ilham verici. Stil açısından da büyüleyici bir yer. Doğu ile batı bu şehirde gerçek anlamda buluşuyor ve kadınların stillerinde her ikisinin etkilerini görebiliyorsunuz.