Aslı BARIŞ / Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2015 01:05
41 defileden iyi denebilecek 5 koleksiyonun bile çıkmaması, moda haftamız hakkında ne diyor? Mercedes Benz Fashion Week İstanbul’un karne notu yine kırık.
** Daha önce üç defa Antrepo 3’te, bir defa da Kuruçeşme Arena’da gerçekleşen Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul’un beşinci sezonunda Antrepo 1 fuaye, Antrepo 7 ise defile alanı olarak kullanıldı. Etkinliğe özel olarak inşa edilen köprüyle birleşen iki bina maalesef beklentiyi karşılamadı. Tam anlamıyla ısıtılamadığı gibi, defile izlemek için dik merdivenleri inip çıkmak, yerin altına inmek durumunda kalmak son derece yorucuydu.
Zeynep Tosun** 41 defileye bakarsak, moda haftasında bizi heyecanlandıran işlerin azaldığından bahsedebiliriz. Aykırı bir şey söyleyen, kuş konduran, yeni bir ses çıkaran bir elin beş parmağını bulmuyor.
Merve Bayındır** Parlayanlar: Merve Bayındır’ın ‘Avatar’dan esinlendiği harika şapka koleksiyonu, hazırgiyimde Hande Çokrak’ın Maid In Love’ı, giyilebilir tasarımlarıyla Tuba Ergin, couture konusunda Türkiye’nin en iyisi Zeynep Tosun. Defilesinden bir gün önce çok sevdiği anneannesini öteki dünyaya uğurlayan Tosun koleksiyonu her anlamda ayakta alkışlanmayı hak ediyordu. Erkek koleksiyonlarından en iyi styling’le aldığı kanaat notuyla iyi not alan ise Emre Erdemoğlu.
** Yerinde sayanlar: Geçen sezonun en iyileri Gülçin Çengel, Ece Gözen ve Niyazi Erdoğan beklenen etkiyi veremedi.
Niyazi Erdoğan** En büyük hüsranlar ise Özlem Kaya’nın 2000’li yılların Gucci’sinden ‘esinlendiği’ koleksiyon. Selim Baklacı ‘da ise koleksiyon bütünlüğünden eser yok. Üstelik bazı parçalar Alexander Wang diye bağırıyor.
** Fashion Week’i izleyen topluluğa gelince. Her geçen gün daha da gelişiyor, stil işini çözmeye bir adım daha yaklaşıyorlar. Dünyanın en yanlış inanışı olan ‘Defile topukluyla izlenir’ durumunun azalmaya başlaması heyecan vericiydi. Kadınların yüzde sekseninin saçlarını omuz hizasında kestirdiği gözlemlendi. Paltoları tam giymeyip, omuzlarda taşımak en sık yapılan stil atraksiyonuydu.
Gülçin Çengel
** Hakan Akkaya’nın ‘Matem’ adlı koleksiyonu “Böyle seksi matem mi olur” dedirtti. Sutyenlerin bu kadar fazla ortada olması, Hakan Akkaya gelecekte bir iç çamaşırı koleksiyonu mu çıkaracak diye düşürttü.
** Haftanın en çarpıcı defilesi mekân farklılığı avantajıyla Raisa Vanessa’dan geldi. Maslak Venue’deki defilede izleyiciler, öncesinde yoğun olarak tüketilen alkolün de etkisiyle resmen coştu. Ertesi gün ayık kafayla koleksiyon tekrar incelendiğinde Raisa Vanessa’nın işçiliğinde bir önceki sezonunu tekrarladığı, pek de yeni bir şey söylemediği gözlemlendi. Hatta yer yer Givenchy de bize göz kırpıyordu.
Hande Çokrak** Özgür Masur defilesinin organizasyonu herhalde ancak bu kadar kötü olabilirdi. Davetlilere bağıran görevliler, alınıp listeye eklenmeyen LCV’ler ve 25 dakikada ulaşılamayan biletler... Organizasyonda L’Appart ne kadar iyiyse, Masur’un ekibi bir o kadar kötüydü. Koleksiyona gelince şıklığın anahtarının sadelikten geçtiğini keşfeden Özgür Masur yeni bir şeyler deniyor. Ancak renkler ve kumaşlar biraz boğucu gibi.
** Read Beard markasıyla tasarım yapan Tanju Babacan aykırı stili ile dikkat çekti ve yer yer korkuttu.
Mehtap Elaidi** Bayılmalı bir moda haftasını geride bıraktık. Nedret Taciroğlu’nun stüdyosu sırasında bir model ayakta dikilmekten yorulduğu için, Özgür Masur ağır bir grip geçirdiği için, moda danışmanı Seda Çeliktürk de tansiyonu düştüğü için bayıldı.
** 44 metrelik U şeklindeki podyum sekizinci sezonun en büyük yeniliğiydi. Yurtdışında çoğu podyum da bu şekilde kuruluyor zaten. Amaç çok daha fazla izleyicinin tasarımları daha net görebilmesi. Buraya kadar hava hoş. Ama unutmayalım ki o salonlara bu kadar insan alınmıyor. Bu izdiham içinde arka sıradakiler için herhangi bir şey değişti mi, gerçekten merak ediyoruz. Kaldı ki koskoca salonda neden sadece bir tane yangın çıkışı var? Diğer çıkışlar varsa da çok iyi saklanıyor. Acaba bu tip önlemleri almak için başımıza bir felaket mi gelmesi gerekiyor?