Güncelleme Tarihi:
“Ticaret yapan birinin körü- körüne hislerinin peşinden gitmesi normal değil. Benim ticaret yapma şeklimi görenler deli olduğumu düşünür” diyor Özlem Süer. Haklı da. Birazdan okuyacağınız hikâyenin uç uca eklenen halkaları her ne kadar tesadüf gibi gözükse de hiç tesadüf değil.
Her şey Süer’in Bomonti Bitpazarı’nda 1930’lara ait bir şapka görüp satın almasıyla başlamış. “O yıllarda tasarlandığında ilham perisi kimdi acaba?” diye düşündüğünde aklına Anna Karenina gelmiş: “Tolstoy’un dünyaca ünlü roman kahramanı Anna Karenina 18’inci yüzyılın en zarif kadınlarından biri bana göre. Koleksiyonu yaparken öğrendim; aynı zamanda insan beynini en çok çalıştıran kitapmış.”
TESADÜFÜN BU KADARI
Özlem Süer her zaman romantik kahramanlardan beslenen bir tasarımcı. Daha önceki koleksiyonlarında Jane Austen, Josephine Baker ona ilham vermişti. Ama Anna Karenina’nın bir başka olduğunu düşünüyor. Gerçek bir aristokrat, aşkının peşinden gidecek kadar cesur bir romantik. Süer’e göre onun üzerinden bugünün kadınına verilecek çok mesaj var: “O zamanla bugünün aşkı birbirinden çok farklı. Âşık oluş biçimimiz, aşkı yaşayış şeklimiz, gösterdiğimiz özen, paylaşımlarımız her şey... Ama ben bu koleksiyonla Anna Karenina’nın gerçekliğine vurgu yapmak istedim. Önce kendine dürüst, kadınlığın bütün gelgitlerini yaşıyor, çelişkilerini kabul ediyor, bedelini ödüyor hepsinden önemlisi her şeyi göze alarak kocasına ben âşığım gidiyorum diyebiliyor.” Anna Karenina’nın melankolik hikyesini bohem bir ruhla koleksiyonuna yansıtmış Özlem Süer. Neler mi yapmış: “Ana rengi siyah. Ona vizonlar, puslu griler ve açık karameller eşlik ediyor. Sert hatlara sahip inovatif kumaşlar da kullandım, melankolik tutkuyu anlatan dantel ve tüller de.… Jakarlar, brokarlar özel metal dokulu yüzeyler, ipekler ve kadifeleri özellikle tercih ettim.”
Koleksiyon bitip de sergileme günü geldiğinde karşısına büyük bir sürpriz çıkmış: “Telefondaki yetkili, ‘9 Eylül’de Ankara Shopping Festival kapsamında defile yapmanızı istiyoruz’ deyince kulaklarıma inanamadım. Çünkü 9 Eylül romanın yazarı Tolstoy’un doğum günüydü” diyor. Üzerindeki şaşkınlığı atamadan ikinci sürpriz gelmiş. Defileyi Ankara Garı’nda yapacaklarını söylemişler.
Hatırlarsınız, hayatına kendini tren raylarına atarak son veren bir kadındı Anna Karenina. Sizce bunların hepsi tesadüf olabilir mi?