Beren Saat, Audrey Hepburn gibi zarif

MAKYAJ KENDİNİ TANIMAKTIR

Bence makyaj, bize nasıl görünmek istediğimizi karşı tarafa gösterebilme fırsatını sunuyor. Bu bir kendini tanımlama, tanıma ve kendini kutlama. Bunu maske takmak olarak da görebilirsiniz, içinizi dışa vurmak olarak da tanımlayabilirsiniz. Makyaj ilk çağlardan beri var olan bir şey. O zamanlar bir grubun parçası olmak için yapılırmış. Hâlâ öyle aslında. Kırmızı ruj sürüyorsan seksi kadınlardansın, mor ruj sürüyorsan garipsin.

HIZLI MAKYAJ SIRLARI

Az zamanım varsa kapatıcı ile başlarım. Benim için ‘concealer’lar, fondöten uygulayacak zaman olmadığında insanı daha sağlıklı, daha aydınlık gösteren bir ürün. Kapatılması gereken yerleri hızlıca kapatır, gözlere geçerim. Siyah ya da koyu kahveyle bir çerçeve yapar, fırçayla dağıtırım. Bol rimel sürerim, biraz allık ve en son dudaklara parlatıcı.

BUNLARI YAPMAYIN!

Doğru makyajda en önemli olan fırçalar diyorum. Her zaman yapmak istediğiniz işleme uygun fırça seçmeniz gerekiyor. Örneğin far fırçasıyla eyeliner çekmeye çalışmayın, çünkü işe yaramaz. Ya da fondöten uygulamak için her zaman kendi fırçanız olsun. Bu büyük bir fark yaratabilir.

Fondöten seçerken, kesinlikle vücudunuzun başka bir yerinde test etmeyin. Yüzünüzde test edin. Çünkü sonuçta onu yüzünüzde kullanacaksınız.
Eyeliner çekerken gözümünüzü japon gibi yana çekmeyin. Çünkü germeyi bıraktığınız anda eyeliner’ın şekli bambaşka olacaktır. Belki hafifçe kaştan yukarıya çekebilirsiniz ama çok değil. Çünkü çekebilmek için o düz alana ihtiyacınız var.
Pudrayı az kullanın. Fazla pudra makyajı kalıp gibi gösterir. Sadece doğru yerlerde pudra kullanın. Burna, biraz alna uygulayabilirsiniz. Belki biraz göz altlarına.

BÜTÜN GECE ÖPÜŞMÜŞ GİBİ DUDAKLAR

Rujunuzun kusursuz durması için rujla aynı tonda dudak kalemi kullanmak gerekiyor. Eğer seksi dudaklara sahip olmak istiyorsanız güçlü bir kırmızı sürün. Dudağınızla yayın ve bir süre sonra dudağınızdan çıkarın. Rujun bir kısmı dudağınızda kalacak ve inanılmaz güzel gözükecek. Sanki bütün gün öpüşmüşsünüz gibi. Ve çok kırmızı da gözükmeyecek. Sadece seksi yumuşak bir ton olacak ki bu mükemmel.

BU KIŞ FONDÖTEN YOK

Her altı ayda bir dört kategoride trendlerimizi sunuyoruz. İlk trend ciltle ilgili. Bu kış fondöten kullanmayacağız. Ciltte hata diye kabul edilen şeyleri makyaja dahil ediyoruz. Yani örneğin yanaktaki bir kırmızılığı allığa çeviriyoruz, gözde bir morluk varsa onu fara çeviriyoruz. Yani kusur sayılan şeyleri makyaja dahil ediyoruz. Bir başka trend de sezonun rengi. Önümüzdeki kış sezonun rengi koyu kirli morlar ve koyu şarap renkleri. Bu renkleri gözlerde, dudaklarda ve bunlara biraz da kahve ekleyerek kullanıyoruz. Üçüncü trendde bronzlar, altınlar ve bakırlar yüzün farklı bölgelerini aydınlatmak için kullanılıyor. Son trendimiz de eyeliner’lar üzerine kurulu. Siyah eyeliner’lar yerini renklilere bırakıyor ama bu renkler çok çılgın renkler değil. Bahsettiğimiz düz yeşil, mavi, sarı, turuncu gibi renkler.

İLK BULUŞMA MAKYAJI

İlk buluşmada seksi gözükmek için bence dudak önemli. Demin bahsettiğim kırmızı sürüp silme işlemi yapılabilir. Çok fazla fondötene gerek yok. Kusursuz görünmeye çalışmayın. Sadece ufak tefek kusurları kapatmak yeterli. Kadınları olmadıkları biri gibi veya çok feminen göstermeye karşıyım. Ama makyaj yapmak isterse ve bundan keyif alıyorlarsa tamamen doğal ve taze bir görünüm tercih etsinler. Mükemmel bir rimel, dudakta bahsettiğim o pembe ipucu ve aynı pembelik yanakta ve biraz şakağa doğru aydınlatma, çok fazla bir kaş değil, sadece tek renkte bir far, tene yakın bir renk çok abartılı değil ama temiz bir görünüm. İkinci buluşmada daha ağır bir şeyler yapabilirsiniz. “İlk buluşmada melektim, şimdi bir kedi kadın oldum” havası estirebilirsiniz.

MAKYAJ EN ÇOK KİME YAKIŞIR?

En çok Elizabeth Taylor’ı beğeniyorum. Bütün kariyeri boyunca güzel gözüktü. Merly Streep çünkü çok doğal çok göze batan bir makyaj tarzı yok ama çok güçlü gözüken bir kadın. Bu tarz kadınlara bayılıyorum seksi gözükmek için çok fazla makyaj yapmıyorlar. Üçüncü isim ise Tilda Swinton. Göze hiçbir şey sürmüyor, sanki kaşı yok gibi ama ifadesi çarpıcı.

BUNUN BİR MESLEK OLDUĞUNU BİLMİYORDUM!

Ben Dreus’ta doğdum, Barcelona’ya çok yakın bir yer. Çocukluğum karakalem yüz resimleri çizmekle ve renkli kalemlerle o yüze makyaj yapmakla geçti. O zamanlar makyaj sanatçılığı diye bir meslek olduğunu bilmiyordum. Lise yıllarımda hayalimdeki şeyi iş olarak yapabileceğimi öğrendim. Makyaj sanatçılığı diye bir meslek vardı! Ama hiç okula gitmedim. Üç sene küçük bir tiyatroda artistlerin makyajını para almadan yaptım. Üç sene sonra Barcelona’da ziyaret ettiğim bir M.A.C mağazası hayatımı değiştirdi 1999’da işe başladım. Benim için inanılmaz heyecan vericiydi çünkü makyajla sürekli iç içeydim, üstüne de para alıyordum.

BEREN SAAT

İnanamıyorum! Birbirinden farklı makyaj teknikleri uygulandığında bile hep sofistike gözükmüş. Gündüzden geceye geçiş yapmış, üzülmüş, sıkılmış, ağlamış hepsinde de ayrı ifadelerde çok güzel görünüyor. Audrey Hepburn gibi. Sabrina karakterine benziyor.

AJDA PEKKAN

Biliyorsunuz bu jenerasyonun insanları yaşlanmayı ve zamanın geçtiğini kabul edemiyor. Yaşlanılarak da güzel olunabileceğini kabul etmiyor. Yani çok güzel bir kadın ama keşke zaman kavramını kabullenip, biraz daha dingin olabilse… Nadia Auermann’a benziyor.

BÜLENT ERSOY

Makyaj her zaman güzellik için yapılmaz, bazen bir şeyler ifade etmeye çalışır. Bazen şoke eder. Ersoy’un da anlatmaya çalıştığı bir şeyler var. “Ben buradayım beni görün” diyor. Bu çok saygı duyulacak bir durum. Bu tip şeyler toplumu değiştiriyor.

EMİNE ÜLKER TARHAN

Sadece güzel gözükmek için biraz makyaj yapıyor. Çok güçlü bir görüntüsü var. Seksiliğiyle erkekleri etkilemek gibi bir derdi yok. O entelektüelliğiyle insanları etkilemeyi seviyor. Sadece bir ruj sürüp çıkabiliyor. Kendi makyajını kendi yapıyor anladığım kadarıyla.