Güncelleme Tarihi:
Sosyeteye takı yapan tasarımcı? Eski profesyonel yönetici? Halihazırda şirketleri kendine getiren hızlı bir kariyer danışmanı? Bunların hepsini demek mümkün, ama benim iki saat boyunca konuştuğum kadın tek tek bunlar değildi. Çok sarışındı. Çok matraktı. Üstelik zaman zaman bir bilge gibi konuşabiliyordu. Kısacası Ece Şirin şahane etiketlerinin dışında da etkileyici bir kadın. Ve dahası, pek yakında bence bir sürpriz yapıp geniş kitleleri de etkileyecek.
Ece Şirin’i popüler akrabalık ilişkilerinden yola çıkarak tanıtmak gerekirse şöyle dememiz lazım: Les Ottoman’ın sahibi Ahu Aysal’ın kızıyla erkek kardeşi Cem evli. Yani Aysal’lar ve Les Ottoman’la içli dışlı bir hayatı var. Kariyer açısından onu tanımlarsak cümleler uzar da uzar: Çünkü Microsoft, Coca Cola, Doğan Burda Rizzoli gibi belli başlı firmalarda önemli pozisyonlarda çalışmış, sonra kendi şirketini kurmuş.
Halen şirketlere, yerli ve yabancı işadamlarına danışmanlık veriyor.
Peki onu tanımlayan şey son işi olabilir mi? Yani Bee Goddess adlı mücevher markası... Donna Karan’dan Paris Hilton’a, Kylie Minogue’dan Kate Moss’a kadar birçok ünlü star onun "tılsımlı" dediği, anlamları birbirinden farklı sembolleri boyunlarına takmaya bayılıyor. Ece Şirin tüm bunların belki de hepsi. Ama insan bunca parlak etiketin arkasında başka şeyler de arıyor. Ece Şirin’de neyse ki o var. Sıradan biri değil. Var olanla yetinmiyor, kendini aramayı sürdürüyor.
"MARKAYI ÇOK AŞIKKEN YARATTIM"
Ama önce tüm bu etiketlerin nasıl elde edildiğine bakalım.
Yani sıkı bir eğitim söz konusu. Sonrası da parlak bir kariyer tabii. Hatta 20’li yaşlarda hızla gelişen, baş döndüren bir kariyer. 30’lara girince ise "Ben kimim, daha ne yapabilirim" gibi zaten içinde var olan sorular ağır basmaya başlamış. Ve çok ama çok aşık olduğu bir dönemde Bee Goddess markasını oluşturmuş.
Nedir bu Bee Goddess? Ece anlatıyor: "Bu koleksiyonla neşeli ve zarif bir hikáye yarattım kafamda ve onu hayata geçirdim. Önce kendim için tasarladım. Ama çevremde inanılmaz ilgi gördü. Sonrasında arkadaşlarım istemeye başladı ve neden olmasın diyerek, projeyi ciddi bir şekilde ele aldım".
Dünyanın farklı medeniyetlerinden seçtiği evrenselleşmiş mitolojik kahramanları koleksiyon olarak tasarlamış Ece. Çünkü tanrıçalar ve semboller ona hem ilham hem de güç veriyormuş.
Ece’nin şöyle bir iddiası da var: "Tüm markalar, ’gel benim değerimi kendine transfer et’ derken, Bee Goddess, sen zaten harikasın, o yüzden bunu Bee Goddess’la ifade et diyor". Ece buna da kısaca "lüksün aydınlanması" diyor:
"Yaşadığımız çağda bir aydınlanma söz konusu ama lüks markalar hálá aydınlanamadı. Lüks markalar hálá daha parlak saçların ve cildin olsun diyor. İnsanın eksiklikleri üzerinden satış yapılmasına, bunun manipüle edilmesine karşıyım. Bee Goddess’ın farkı bu".
"AJDA KENDİNİ HEP YENİDEN TARİF EDİYOR"
Ece Şirin aynı zamanda şirketlere danışmanlık da veriyor.
İş sahiplerine söylediği şey de şu: Her şirketin bir yaşam eğrisi vardır. Her şirket insanlar gibi doğar, büyür ve ölür. Ece de şirketlere vaktinden önce ölmemesi için yapmaları gerekeni söylüyor. "Bunu şöhretli insanlara da uygulayabiliriz" diyorum. Sonuçta onlar da bir şirket!
Onaylıyor Ece: "Evet onlar için de mümkün. Hem şöhretli hem şöhretsiz herkes yapabilir aslında. Sürekli bir değişim içindeyiz. Ama günlük tantanaya kaptırınca kendimizi kaybediyoruz. Şu anda endüstriyel çağdan yeni çağa atladık. Bu yüzden dünün bakış açısıyla bugünü idare ettiremeyiz. Bazen yenilenmek ve kendini yeniden tarif etmek lazım.
Ajda Pekkan böyle mesela. Kendini yeniliyor, kendini yeniden tarif ediyor. ABD’de doğmuş olsaydı bir dünya starıydı. Kendi dehasıyla bunu yaptı. Ama bir de ekip olayı var. Buradaki starların ekipleri yok. Böyle parlak hayatlar yaşayanlar için düşündüğüm bir şey vardır.
Hiç mi depresyona girmez bunlar, hiç mi tökezlemezler yani?
Ece Şirin bu konuda cidden bilge gibi konuşuyor. "Depresyon belirsizlikten doğan bir şeydir. Benim de girdiğim oldu. Eskiden depresyondan, yani o geçiş sürecinden besleniyordum. Ama şimdi böyle düşünmüyorum. Bu bir seçim. Eskiden kurban rolünü oynamayı seçmiş olabilirim. Şimdi etmiyorum. Çok daha bilinçli seçimler yapıyorum. Çünkü insan gücünün farkına varınca kendi sorumluluğunu da alıyor".
İki kez Hindistan’a gitmiş. "Tat Guru diye, dünyanın yedi spiritüel hocasından birinin ashram’ına gittim. Spiritüel mühendislik programına katıldım. Aslında orada öğrendiklerini beş vakit namazla da yapabilirsin. Meditasyonla da. Çünkü meditasyon aklını durdurabilmek demek. Aklımız ya geçmiş ya da gelecekte yaşıyor. Her ikisi de yalan. Rüyadan başka bir şey değil. Mümkün olduğu kadar şu anda yaşamalıyız".
Dedim ya en başta, Ece Şirin o sıradan kariyer kadınlarından değil diye.
O kadar ’çözmüş’ konuşuyor ki bazen, şaşırıyorum. Son olarak söylediği bir şey daha var. Onunla bitirmek isterim:
"Kendimle ilgili tek bir şey söylemek gerekirse herhalde şunu söylerdim: İnsanların hayatına dokunmayı seviyorum. Dokunuyorsun ve bir şeyler değişiyor".
"BİRİNİ SEÇ" OYUNU
Sarı saç mı siyah mı?
- Sarı. Daha yumuşak. Daha sıcak. Altın ışıltısı olduğu için.
Altın mı gümüş mü?
- Altın! Ben aydınlığı çok seviyorum.
İnanç mı inançsızlık mı?
- İkisi arasında fark yok. İnançsızlık da bir inanç.
Saray gibi bir ev mi yoksa daha basit bir ev mi?
- Saray genişliğinde ama basit bir ev!
Havyar mı tost mu?
- Havyar!
TANİT SEMBOLÜ FAVORİSİ
"Bee Goddess’daki 12 sembolün hepsini çok seviyorum. Ama en çok Tanit’i. Çünkü Tanit, Fenikeli bir tanrıça. Yüzyıllarca Kartaca’yı korumuş. Aşkı, gücü ve yaratıcılığı temsil ediyor. Manji; evrensel uyumu, şansı, bereketi vurguluyor. Minerva; bir kadının yaşamı boyunca geçirdiği üç farklı dönemi simgeliyor.
Bu arada aslında her sembol, farklı kültürlerde farklı isimlerle anılıyor. Roma Ay tanrıçası Diana’nın Yunan adı Artemis, Mısır mitolojisinde Isis olarak anılıyor. Kartacalı Tanit ise Mısır’da Ishtar olarak karşımıza çıkıyor. Anadolu’nun Arı tanrıçası, Hindistan’da tanrıçaların tanrıçası Devi veya Uma olarak beliriyor. Fakat hikáyeleri, verdikleri güç ve mesajlar aynı."
OYUNCULUĞA MERAKLI
"Geniş bir ilgi alanım var. Bilimden tasarıma, iş dünyasından sanata her şeye anormal meraklıyım. Yapmak istediğim başka şeyler de var. Mesela müzik ve oyunculukla ilgileniyorum."