OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 11, 2000 00:00
sözleşi 1.nedir gece? bir kentin gürültüyle susması mıdır? belki de yoktur; adı hep değişen parklarda sırt üstü uzandığımız andaki belirsizlik ve adını parklara verdiğimiz yıldızlar kadar uzaktır şimdi bize. zaman, çıkmaz sokak başlarında anlamını arıyordur belki, küçülüyordur kent. patlamaya hazır odaların duvarlarında denizli resimler vardır ya, öyle işte.2.yenildim... okula yeni başlayan küfürler ağzımda, yenildi çocuk ellerimin yarasını sarıp gökyüzüne saldığı uçurtma: fırtına ve yağmur... tozunu alıp fotoğrafların bir yenilgi akşamında, en ağır küfürdü kendine, şehre geri dönmek.3.eve gitmiyorum, eve hiç gitmiyorum. istasyon caddelerinde yürüyor, evlerin kapalı kapılarından yüzüne ağıyorum. karanlık odalarda tenin tenime karışıyor zamanla. yatağa birlikte giriyoruz; yastığımın altında durmana izin veriyorum.4.nedense hep trendi yolculuklar; yolcular unutulmuş ve upuzun bir gölgenin ardından gidiyordu. tren yolunu takip ederek geriye doğru yürürsek, yeniden bulabilirdik kaybettiklerinizi... denedim!5.yarı yüzünde daha korkularım düşüyor aklıma, gölgem üzerime düşüyor; üşüyorum.6.aylardır işe gidiyorum, daha aylarca... kravat takılı kadınlar öpüyorum boyuna. arada bir mürekkep dökülünce ütülü pantolonuma, utanıp ağlıyor hafta sonu yanağıma.işten arta kalan zamanlarda denize
balık atıyorum...7.yaz. çıkarıyor asfalt adımlarını, terk edilmenin buÄŸulu sevincini yaşıyor kent. çekiliyor insanları denize denize... kedilerden, apartman aÄŸaçlarından... dallarından düştüğüm elma aÄŸaçları, savaÅŸ artığı balkonlara bıraktı yerini. ve ihanet; belkisi bitmez gelinliÄŸinde karatma kadınlarının, zehirli sular içirdi bir geyiÄŸe. 8.yaÄŸmursuz bakışılmaz bir kadındın sen!9.ayakkabılarımı boyayıp öyle çıkıyorum sokaÄŸa. yatak altlarında, dolaplarda ve günü geçmiÅŸ filmlerde saklıyorum seni; bir kaç hayat vuruyor ve kıyıya, bilmediÄŸim oyunlarda yeniliyorum.topların kırdığı camlarda oyunlara verilen cezalar, akÅŸamüstü kapatılan kapılar!10.öğrendim, kaçıncı yorgunluÄŸunda asansör boÅŸluÄŸunun, uzanıp okÅŸadığım kendi saçlarımdı. aÄŸustostu, temmuza gün vardı daha, ve boyası dökülmüş bekar evlerinde, sabahlamak eski bir inançtı. 11.oysa en eski ÅŸarkıydı gözleri balıkların ve baÅŸlamak kadardı bir aÅŸkın zorluÄŸu. yak suyu dediler ve bekle!12.siz çocukları korkuyla kurutan yasaklar anıtıydınız, kanserli hücreler besliyordunuz evinizde. kent boÄŸduÄŸunda beni, yeni bir deniz arıyordum balıklara. ve sokaklarda, elma kokusu vardı hiçliÄŸin.13.ölümdü! ateÅŸti ve kendini külüyle söndürüyordu. ancak böyle yazabilirdim ölümü. gözlerinde göz gördüm: ölüm! ellerinde el de bir ölüm. çünkü ancak böyle çoÄŸaltabilirdi bir oyuncunun anı defterinde kendini ölüm.14.yüzümü yeniden çizip aynada, öldüremeyince kendimi, yeÅŸile dursun diye çentikler biriktirdim daraÄŸacına. kaçmak yarışıydı belki de uzaklara, kuÅŸların bozduÄŸu bu oyun.15.gidip çiçek almalıydım, toprak ve su; balkonlar ölmemiÅŸti daha. Ali Hikmet EREN - 11 Ekim 2000, ÇarÅŸamba Â
button