‘Sosyetik güzel’ adından kurtuldum

Güncelleme Tarihi:

‘Sosyetik güzel’ adından kurtuldum
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2004 00:00

Cemiyet hayatının en şık isimlerinden biri olan Siren Ertan, geçtiÄŸimiz mart ayında NiÅŸantaşı’nda açtığı ‘Siren Ertan Ä°stanbul’ adlı atölye sayesinde ‘sosyetik güzel’ titrinden kurtulduÄŸu için mutlu. Bugüne kadar girdiÄŸi hiçbir iÅŸin bu unvanı silmeye yetmediÄŸini söyleyen Ertan, ‘Artık fotoÄŸrafımın çirkin çıkması ya da altına rüküş yazmaları umurumda bile deÄŸil’ diyor.- Yıllardır cemiyet hayatının en şık isimleri arasındasınız. Sonunda kendi markanızı da yarattınız...Gerçekten insanın kendi elbisesinin üzerinde isminin yazması çok güzel ve gurur verici. Mart ayında baÅŸladım ve o tarihten beri hiç oturup da müşteri beklemedim. Tam tersi hiç boÅŸ vaktim olmadı. Gerçekten yoÄŸun ilgi var, yeni sipariÅŸ bile almıyorum, o kadar yoÄŸunum.- Zaten üniversitede tekstil eÄŸitimi almıştınız, deÄŸil mi?Evet bu iÅŸin eÄŸitimini aldım. Çünkü çocukluÄŸumdan beri meraklıydım. Hep süslü bir çocuktum. BaÅŸka alanlara da merakım vardı, o konularda da eÄŸitimler aldım ama sonunda baÅŸladığım yere döndüm.- Bu iÅŸ sayesinde ‘sosyetik güzel’ tanımlamasından da kurtuldunuz galiba...DiÄŸer iÅŸlerimde ne kadar uÄŸraÅŸtıysam da ‘sosyetik güzel’ titrini üzerimden atamamıştım. Sosyetik güzel denmesi kötü bir ÅŸey deÄŸil belki de ama insanın titrinin bu olması kötü. Hele benim kadar çok çalışan, kendini aÅŸmaya çalışan biri için... Benim sosyetik ve güzel olmaktan baÅŸka özelliklerim de vardı. Bana zeki, çalışkan, baÅŸarılı, iyi insan denmesini çok daha fazla tercih ederdim. Amacıma bu iÅŸle ulaÅŸtım. Nihayet farklı bir titrim var.- Modacı mı, modelist mi yoksa terzi misiniz? Hangisi yaptığınız iÅŸe daha yakın?Buna çok fazla kafa yormadım. Kim nedir diye bakmadım. Ama ben terzi deÄŸilim, dikmiyorum. Bu atölyenin sahibiyim, bunları diken bir ekibim var. Atölyemde devamlı çalışan 7 kiÅŸi, ayrıca dışarıdan çalışan nakışçı, pantoloncu, ceketçiler var. YoÄŸun zamanlarda, defile döneminde bu sayı artıyor. Bu sayıyı artırmak ve büyümek istemiyorum.- Modacılığı nasıl seçtiniz?Her ÅŸey ve herkes beni buraya itti denilebilir. ArkadaÅŸlarım, annem, anneannem, kardeÅŸlerim, bir ayakkabı bakmaya giderken bile beni yanlarına alırlar, akıl danışırlar. Bu hep böyleydi. Ä°lk baÅŸlarda baÅŸkalarının atölyelerinde küçük küçük çalışmalarla baÅŸladım. Sonra Yıldırım Bey’le (Mayruk), Barbaros (Åžansal) beni o kadar çok yüreklendirdiler ki... Bana ‘Bunu iÅŸ olarak seç ve kesinlikle ortakla yapma. Mutlaka tek başına yap’ dediler. Sonra Cemil Ä°pekçi kendi elamanını verdi, Cengiz AbazoÄŸlu her gördüğünde ‘Bir ÅŸeye ihtiyacın var mı’ diye boynuma sarılırdı. Nur YerlitaÅŸ ben hiçbir ÅŸey sormadan bana malzemeler yolladı. Canan Yaka’yla görüşürüm, merhabalaşırız. Ne diyeyim ki daha...- Moda dünyasında rekabetin çok fazla olduÄŸu söylenir...Evet öyle derler ama çok şükür ben yaÅŸamadım. Girerken korktum, çünkü birileriyle savaÅŸmayı sevmem. Ağız dalaşına girmem, kavga etmem. Öyle bir yapım yok. O yüzden çok endiÅŸelenmiÅŸtim, ama öyle olmadı. Herkes bana destek verdi.- Kapıda ‘Siren Ertan Ä°stanbul’ yazıyor. Sanki bunun Siren Ertan Milano, Siren Ertan Paris diye devamı gelecekmiÅŸ gibi... Öyle hayallerim yok. Benim özel hayatım çok kıymetli. Neticede Gökhan’la (Çarmıklı) iliÅŸkim baÅŸladığı zaman bu iÅŸte çalışmıyordum. Beni o halimle istedi. Åžimdi iÅŸime ondan daha çok vakit ayırmak, kendisine haksızlık gibi geliyor. Bu yüzden öncelik onun isteklerinde... Gökhan’a haksızlık etmek istemem. GeliÅŸmelerde söz sahibi olmak hakkı... Daha fazla yoÄŸunluk onu rahatsız ve mutsuz edecektir. - BaÅŸarılı olsanız da iÅŸinizde pek fazla hırslı deÄŸilsiniz demek ki...Evet, kesinlikle deÄŸilim. Annem her zaman ‘Birazcık hırslı olsan, dünyanın en baÅŸarılı iÅŸ kadını, en zengin kadını olurdun’ der. Ama yok iÅŸte... - Siren Ertan’ın nasıl bir tarzı var?Tarzım biraz farklıdır. Kimsenin giymeyeceÄŸi düşünülen ÅŸeyleri giyerim. Genel olarak bakarsanız kadınsı ve romantik diyebilirim. Kendim öyle olduÄŸum için kıyafetlerim de oldukça feminen ve romantiktir. Yeni sezon da bana çok uygun. Danteller, payetler, tüyler, ÅŸifonlar... Şıkır şıkır yani. Kendi atölyemde sadece gece kıyafeti yapmıyorum. Pantolonlar, gömlekler, Chanel tarzı takımlar, hatta gelinlik bile yapıyorum. Zaten amacım, sürekli müşterilerim olsun ve ben onlara sezonluk gardıroplar hazırlayayım. Böyle çalıştığım müşterilerim de var. - Peki giymek mi giydirmek mi desem...Eskiden daha çok giyinmekti, ama artık yerini giydirmek aldı. Benim fotoÄŸrafım çirkin çıkmış ya da altına rüküş yazmışlar falan artık hiç umurumda deÄŸil. Åžimdi kıyafetlerim konuÅŸulsun, ben konuÅŸulmayayım diyorum. - Bir davette sizin hazırladığınız aynı tarzda elbiselerle karşı karşıya gelen iki kadın oldu mu bugüne kadar hiç?Yok, zaten öyle bir ihtimal olamaz. Ben her kumaşı sadece bir parçalık satın alıyorum. Nadiren aralardan çıkar iki parça, ama öyle bir durumda da mutlaka müşteriye söylerim. Birbirlerinden çok alakasız modeller yapıyorum ayrıca... O konuda dikkatliyim. - 22 Aralık’ta Margaux’da defileniz var. Bu defile fikri nasıl ortaya çıktı?Arkadaşım Gülay Kamaz’ın başının altından çıktı. Defile yapmaya hiç niyetim yoktu, çünkü yıllardır bu iÅŸe bu kadar emek veren insanların ardından, daha ilk yılımı bile doldurmadan defile yapmak haddim deÄŸil gibi geliyordu. Gülay aklıma soktu. ‘Yarın Amerika’ya gidiyorum, 3 hafta yokum’ desem de dinlemedi. Daha geçen hafta döndüm, 3 haftada defile hazırlayan yeryüzündeki tek kiÅŸi ben olacağım herhalde.- Mankenler kimler olacak?Bana ‘Senin için seve seve mankenliÄŸini yaparız’ diyen arkadaÅŸlarım da var ama sürpriz olsun diye adlarını vermeyeceÄŸim. Daha önce kıyafet yaptığım arkadaÅŸlarım kendi kıyafetleriyle çıkacaklar. NeÅŸe Erberk ve Yıldız Mavitan koreografimle ilgileniyor. Gülay, MOS’un ortağı olduÄŸu için ‘Saç ve makyajla ben ilgilenirim’ dedi. Moet Chandon ve Margaux da geceye sponsor...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!