Güncelleme Tarihi:
hurriyet.com.tr Hediye Kitap Günleri tüm hızıyla devam ediyor. Soruyu doğru yanıtlayan 10 kişi Hediye Kitap Günleri’nin şanslı okurları olacak. Şimdi sıra Mario Levi'nin İçimdeki İstanbul Fotoğrafları kitabında.
hurriyet.com.tr, şanslı okurlarına şimdi de yazarından imzalı kitaplar armağan ediyor.
Türkiye’nin en önemli yayınevlerinden Doğan Kitap ile yaptığımız işbirliği sonucu hürriyet.com.tr okurları kitap kazanma şansı yakalıyor. Her hafta birbirinden değerli yazarların, satış rekoru kıran kitaplarından birini kazanmak için tek yapmanız gereken sizlere sorduğumuz soruya doğu yanıt vermek olacak.
Doğru cevaplayanlar arasında 1’inci, 10'uncu, 100'üncü, 300'üncü, 500’üncü, 700'üncü, 1000’inci, 1300'üncü, 1500’üncü, 2000’inci olan okuyucular bizden 'İçimdeki İstanbul Fotoğrafları'nı kazanacak.
İŞTE ÖDÜLLÜ SORU:
Mario Levi “Bir Şehre Gidememek” adlı kitabıyla 1990 yılında hangi ödülü kazanmıştır?
A) Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü
B) Haldun Taner Öykü Ödülü
C) Sedat Simavi Edebiyat Ödülleri
D) Sait Faik Hikaye Ödülü
KİTAP HAKKINDA:
İstanbul’un Azınlık Fotoğrafı
Bir azınlık Türk gözünden İstanbul’ un dünü ve bugünü…
Kuşaklar boyunca İstanbul’da yaşamış bir ailenin içinde, İstanbul kültürü ile büyümüş bir Yahudi çocuğun gözün-den, İstanbul fotoğrafları.
Balık, deniz, açık hava sinemaları, Baylan pastanesi, Caddebostan plajı, Emirgan çay bahçesi…
Mario Levi geçmişe duyduğu özlemle çocukluk ve gençlik yıllarını, anılarını anlatmak için başladığı yazılarını değişik bir roman kurgusuna dönüştürdü.
Bir anı-roman diyebileceğimiz İçimdeki İstanbul Fotoğrafları, kuşaklar boyunda İstanbul’da yaşayan Yahudi bir ailede yetişen çocuğun İstanbul’daki tarihi ile yüzleşmesi aslında.
Dedesinin ölümü üzerine defin işlemlerini yapmak üzere evden çıkan torun, dedesi ve kendisi için eski güzel anı-lardan tekrar geçmek için İstanbul’da yürür. Tünel, Yüksek Kaldırım, Galata Mevlevihanesi, Kuledibi, Galata, Ka-raköy, vapur, Kadıköy, otobüsler, Üsküdar, Beykoz, Tarabya, boğaziçi…
Geçen son elli yıl aralığında bir İstanbul turu yapar tarihte.
İçimdeki İstanbul Fotoğrafları, edebi bir kimlikle yazılan duygusal bir sistem eleştirisi aslında.
Hayatın her yerinde olduğu kadar bu romanda da politika var.
Mario Levi ‘Bu romanda cesur bir Levi var ama hâlâ yeterince cesur değil’ diyor.
‘İstanbul’da azınlık olmak aslında yaşam tarzına göre, zor ya da kolay olur.’ Ülkemizde azınlıklar her ne kadar rahat yaşasalar da bazı görevleri yapamıyorlar hâlâ. Asker, polis, büyükelçi olamıyorlar örneğin.
Mesela bir büyükelçi olmak isterdim. Bu yoksunluklar yıllar içinde biriktikçe, dededen toruna miras olarak aktarıldıkça, sorgulandıkça insanı kırıyor, mutsuzluk getiriyor’ diyor Mario Levi.
Pragmatik devletler bireysel hikâyelerle uğraşmaz, bu mutsuzluklar tarih kitaplarında bulunamaz. Bu sebeple bir toplumun tarihini en iyi, o toplumun edebiyatından öğrenebiliriz. Bu miras kuşaktan kuşağa yaşanarak aktarılıyor.
Mario Levi’ de ‘Dedemden aldığım miras ‘Ne yaparsan yap, tam Türk olmadığın sana hissettirilecektir’ cümlesi-dir, diyor.
İstanbul’da yaşayan, İstanbul’u seven her okurun kendinden bir şeyler bulacağı bu roman İstanbul’da yaşamanın zorluğu kadar İstanbul sevgisini de öne çıkarıyor.
KİTAPTAN:
Hatırla... Bir daha hatırla... Bu tarih senin vicdanındı... Bu iklim, kaybettirdikleri, yaraladıkları, sürdükleri ve dö-nemeyenleriyle seni büyüten iklim. Bu şehirde doğdun sen de, bu şehirde öleceksin. Bazı taraflarınla çoktan öldün bile. Kalmanın, direnmenin bir bedeli vardı. Tıpkı gitmelerde olduğu gibi... Hatırla... Bir daha hatırla... Bu hikâye senin hikâyendi. Şimdi o sesler çok derinlerden geliyor. Duyuyor musun? Anlat demiştin kendine. Anlat, anlat, anlat... Onca hikâyeden sonra, neyi, neden eksik bırakmıştın? Sende bu duyguyu uyandıran kimdi? Kim? Herkes kendi kıyısında, ya da duvarının dibinde ölüyordu. Ölmenin her haliyle... Bu sözler de senin sözlerindi. Herkes kendi dilinde ölüyordu. Dilini fırtınalardan korumak için, yeterince duyurulamayan o yangınları, depremleri, ayna-ların acımasızlığını taşıma umuduyla en korunaklı yerlerinde hayatta tutmaya çalışanların sözleri... Bu sözlerin çağrısını hep duymak istemiştin. Dil... İnşa etmek istediğin dil, hangi dildi? Evlerin, odaların, sende Türkçeninkinin yanısıra, başka dil dünyalarının, Fransızcanın ve Yahudi İspanyolcasının renkleri, sesleri ve duygularıyla da kalmıştı. Tabii aynı zamanda kaygıları, korkuları ve içe kapanmalarıyla da... Çocukluk günlerinde bu yaşadıklarının, şehrinin tarihinin, sendeki tarihinin kaçamayacağın gerçekleri arasında yer aldığının farkında değildin. Şehir seni kendisine, bu çağrısıyla da bağlıyordu. Biliyordun, çok iyi biliyordun asıl farklılığın, seni yazıya çağıranın o aynalardan geldiğini. Büyütmeye çalıştığın o çocuğun karşı karşıya kaldığı acımasızlıklardan, içine dökmek zorunda kaldığı gözyaşlarından, kendini başkalarının yanında unutturmak istemesinden kaynaklandığını... O çocuğu, o çocuğu da hatırlıyor musun, yeniden hatırlamak istiyor musun gerçekten? O insanların senden kopardıklarına direnebildin mi? Hatırla... Şimdi... Neredesin?
YAZAR HAKKINDA
Mario Levi, 1957 yılında dünyaya geldi. 1975’te Saint Michel Lisesi’nden, 1980 yılında, İs tanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. İlk yazıları Şalom gazetesinde yayımlandı. Bir Yalnız Adam (1986) yayımlanan ilk kitabı.
Mario Levi, yazarlığın yanı sıra, Fransızca öğretmenliği, ithalatçılık, gazetecilik, radyo programcılığı, reklam ya-zarlığı gibi işler de yapmıştır. Halen Yeditepe Üniversitesi’nde ders vermeye devam ediyor.
Doğan Kitap tarafından yayımlanan diğer kitapları; Karanlık Çökerken Neredeydiniz?, İstanbul Bir Masaldı, Ma-dam Floridis Dönmeyebilir, Bir Yaz Yağmuruydu, En Güzel Aşk Hikâyemiz, Bir Şehre Gidememek, Lunapark Ka-pandı, Bir Yalnız Adam, Jacques Brel.
Katılım şartları;
* Cevap gönderen yarışmacıların adını, soyadını, telefon numarasını, e-posta ve adreslerini yazması zorunludur.
* Kazanan yarışmacı ödülünü bir başka kişiye devredemez.
* 18 yaşından küçükler yarışmaya katılamaz.
* Bir kereden fazla cevap yollayan okuyucular, kazanama şanslarını artırmıyor olacak. İlk gönderdikleri cevap dikkate alınacak.
* Kazananlara 14 Kasım 2011 Pazartesi günü http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/ sayfasından duyurulacak.
* Hediye kitaplar posta yoluyla adreslerine yollanacak.