Sorun varsa hepimiz bilelim

Güncelleme Tarihi:

Sorun varsa hepimiz bilelim
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2005 00:11

Yakın zamanda bir dolu sorunla uğraşmış biri olarak bu haftayı sorunlu konulara ayırmayı uygun gördüm. Sizin için de bir sakıncası yoksa buyurun başlayalım. Şimdi benim için motosiklet deyince aklıma en son gelecek kelimedir aslında; sorun! Çünkü motosiklet benim hayatımda sorun yaratan değil, sorun çözen önemli bir faktör oldu hep.

Ama ülkemizde henüz yeni yeni kıpırdanmaya başlayan motosiklet kültürü ve sektörü için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Evet ülkemizde motosikletin pek çok sorunu var. Ancak bu konuda bir şeyler yapmaya çalışan o kadar az kişi ve kuruluş var ki. Yine de ben umutsuz değilim, zamanla bu sorunlara eğilmek gerektiğinin pek çok kişi farkına varacak diye umut ediyorum... Merak ettiniz mi motosikletle ilgili ne gibi sorunlarımız var ülkemizde? Honda Türkiye tüm sorunlarımızı şöyle bir toparlamış.

MOTOSİKLETİN ÜLKEMİZDEKİ SORUNLARI NELERDİR

Motosiklet devlet tarafından yaşama katkı yapan bir araç olarak ciddiye alınmamaktadır.

Ülkemizde motosiklet almak ve kullanmak bazı açılardan çağdaş ülkelere göre daha zordur.

Motosiklet alım vergileri dünyanın birçok ülkesine göre yüksektir.

Avrupa ülkelerinde motosiklet için sadece KDV ödenir ve bunun oranı yüzde 7-22 arasında değişir.

Ülkemizde motosiklet için KDV oranı yüzde 18’dir

Motosiklet ‘lüks tüketim maddesi’ sayıldığı için KDV’ye ilaveten yüzde 8 ÖTV (özel tüketim vergisi) ödenir

Böylece motosiklet alan kişinin ödeyeceği KDV+ÖTV toplamı yüzde 27.4’e ulaşmaktadır.

İkinci el motosikletlerde de KDV oranı yüzde 18.

Bazı Avrupa ülkelerinde plaka-ruhsat işlemleri ücretsizdir. Ülkemizde ise yaklaşık 100-125 Euro’dur.

Dünyadaki bazı ülkelerde 50 cc. mopedler bisiklet gibi kabul edilip, plaka ve ruhsata tabi değildir.

Türkiye’de 50 cc. moped ile 1800 cc. büyük motor aynı plaka-ruhsat işlemlerine tabidir.

Çağdaş Avrupa ülkelerinde 50 cc. motosiklet kullanım yaş sınırı 16 olup, Türkiye’de bu 18’dir.

Bazı Avrupa ülkelerinde 50 cc 125 cc. arası motosikletler otomobil ehliyeti ile kullanılabilir.

Türkiye’de 50 cc. motosikleti kullanmak için bile otomobil ehliyeti yetersiz olup, tekrar ehliyet almak gerekir.

Ülkemizde motosiklet ehliyeti almanın maliyeti minimum 300 Euro‘dan başlar

Ülkemizde motosiklet sürüş eğitimi veren kuruluşlardaki eğitim kalitesi genellikle yetersizdir.

Türkiye’deki yol ve trafik koşulları genellikle motosiklet sürücülerinin trafikteki durumlarını zorlaştırmaktadır.

Dünyadaki birçok ülkede motosikletlere özel park yerleri mevcuttur, ülkemizde böyle olanaklar mevcut değildir.
Ülkemizde motosiklet sporları için gereken uygun yer konusunda yetersizlik vardır.

Ülkemizde motosiklet kullanıcıları trafikteki diğer sürücüler tarafından yeterli saygı ve anlayışı görmemektedir.

İki tekerliler otoyol ve köprü geçişlerinde çok daha fazla ağırlık ve hacme sahip otomobillerle aynı ücrete tabidir.

Tüketicilerin motosiklet alırken bunu bir yatırım olarak düşünmeyip, sadece ilk alış fiyatına bakmalarından dolayı kalitesiz ve satış sonrası hizmetin yetersiz olduğu bazı ürünlerin ucuz diye ithal edilmesi sonucunda önümüzdeki dönemde ülkemizde bir motosiklet mezarlığının oluşması riski vardır.

Satış ve satış sonrası hizmetlerinin güvenilir ve kaliteli bir şekilde verilebileceği bayiler yetersizdir.

Kim ne yapabilir

Sorunların farkında olursak çözüm için ilk adımı atmış oluruz diye düşünüyorum açıkçası... Ancak kimlerin üzerine neler düşüyor, kendi kendime düşünemeden de edemiyorum. Mesela, devlet baba ne yapsın bu sorunların çözümü için?

DEVLET BABA NE YAPSIN

Küçük hacimli motosikletlerin lüks tüketim maddesi olmaktan çıkartsın, vergileri düşürsün.

50 cc. motosikletlerdeki plaka-ruhsat zorunluluğunu kaldırsın!

125 cc.’ye kadar olan motosikletlerin otomobil ehliyeti ile kullanabilmesini sağlasın.

125 cc.’ye kadar olan olan motosikletlerde ehliyet yaşını 16’ya düşürsün.

İkinci el motosikletlerde KDV oranının yüzde 1‘e düşürsün.

Ehliyet kurslarındaki motosiklet eğitiminin daha etkin hale getirilmesini sağlasın.

Büyük şehirlerde motosiklet park yerleri yapsın.

Belirli şehir ve caddelerdeki motosiklet yasağını kaldırsın.

Köprü ve otoyollarda motosikletlere indirimli ücret tarifeleri uygulasın.

Motosikletlerin gezi veya sportif amaçlı olarak yurt dışına çıkışlarında kolaylık sağlasın.

ÜRETİCİLER NE YAPSIN

Her şeyi devlet babadan beklemek olmaz tabii, ya üreticiler.

Ülkemize uygun ekonomik ve spor ürünleri getirsinler bir zahmet.

Güvenilir satış ve servis hizmetleri sağlayacak kaliteli ve profesyonel bayi yapısı kursunlar.

Sürüş eğitim ve tesis olanakları oluştursunlar.

Sürüş okullarına, federasyona ve kulüplere çeşitli geliştirme projelerinde sponsorluk yapsınlar.

Motosikleti sevdirecek şov ve promosyonlar düzenlesinler.

Motosiklet kulüpleri kurup yaygınlaştırsınlar.

Tüketici finansman şirketleri ile işbirliği yapıp, motosikletin kolay alınabilmesine olanak sağlasınlar.

FEDERASYON VE KULÜPLER NE YAPSIN

Motosiklet eğitimi ve spor alanlarını geliştirsinler.

Yetenekli sporcuların ortaya çıkarılarak desteklenmesi için projeler geliştirsinler.

Sportif faaliyetlerin uluslararası standartlara uygun olarak yapılmasını sağlasınlar! MotoGP geliyor bilmem artık...

Devlet kademeleri ile toplum arasında motosiklet sorunlarının çözümü için koordinasyon görevi yapıversinler.

BİZLER NE YAPALIM

Motosiklet kültürünün sağlıklı bir şekilde gelişmesi konusunda devlet, üreticiler, federasyon ve kulüpler ile yakın işbirliğinde bulunup çalışmalara katkıda bulunalım.

Üretici ve bayilerin hizmetlerinin kalite düzeyinin yükseltilmesinde baskı gurubu oluşturalım.

Bir de mesela, ben ve diğer medya mensubu arkadaşlarım motosiklete yönelik olumlu ve geliştirici çeşitli faaliyetlerin duyurulmasına katkıda bulunalım.

Tabii burada oturup, o öyle yapsın, bu böyle satsın demek kolay. Buradaki ‘olsun, yapsın, sağlasın...’ları kimse emir olarak algılamasın. Çünkü bu yazdığım her cümlenin ana konusu aslında, ‘keşke yapsa’... Hadi daha iyimser olayım, ‘umarım yapar’ olsun.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!