M.N.Yılmaz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2006 21:32
İslam’ın sosyal güvenlik ve dayanışma ile ilgili görüşleri nelerdir?Şehmus TUNCAY/İSTANBULİslam’da sosyal güvenliği ve dayanışmayı oluşturan birçok davranış vardır. Örneğin zekát, sadaka, adak, kefaret, kurban ve nafaka gibi davranışların kuralı fakirlerin yararlanmasıdır. Nitekim Kuran-ı Kerim’de "İyilik ve takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın" (Maide, 2) denmektedir.
Zekát ve sadaka veren Müslümanlardan bazıları, önemli sayılmayan değersiz eşyaları fakirlere veriyorlar. Bu durumu görünce çok üzülüyorum. Bu konuda aydınlatıcı yazınızı bekliyorum.Nalan KUNDURACI/İZMİRPeygamberimizin zamanında bazı Müslümanlar tıpkı sizin ifade ettiğiniz gibi lüzumsuz, önemini yitirmiş şeyleri fakirlere veriyor, kıymetli olanları kendileri için saklıyorlardı. Bunun üzerine Bakara Suresi’ndeki 267. ayet nazil oldu. "Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki Allah, her bakımdan zengindir, övülmeye layıktır." İmam Buhari ve Müslim’in Enes’ten rivayet ettiğine göre Medine’de en çok hurmalığı bulunan ensardan Ebu Talha idi. Mescidi Nebevi karşısındaki Beyruha adındaki hurmalık kendisince bahçelerinin en güzel ve en çok hoşlandığı hurmalıktı. Hz. Peygamber, Ebu Talha’nın bu bahçesine girer ve ondaki çok güzel sudan içerlerdi. Ali İmran Suresi 92. ayeti olan "Sadakalarınızı sevdiğiniz şeylerden vermedikçe iyiliğe, mükáfata erişemezsiniz" ayeti indikten sonra Ebu Talha, "Ey Allah’ın resulü! Benim en sevdiğim malım Beyruha’dır. O, Allah rızası için sadakadır. Onun Allah yanında makbul olmasını ve ahirette de karşılığını yine Allah’tan dilerim. Allah’ın rızası nerede ise oraya harca ey Allah’ın elçisi!" dedi. Hz. Peygamber, üç kere "Ne güzel" dedikten sonra "Bu çok kárlı bir mal, söylediklerini duydum. Bence onu akrabalarına verirsen daha iyi edersin" deyince Ebu Talha, "Evet öyle yaparım ya Resulullah" karşılığını verdi. Beyruha’yı akraba ve amca oğulları arasında paylaştırdı. Bu olay ders alınması için güzel bir örnektir.
Her işe besmeleyle başlanılmasının hikmeti nedir? Hafize CEMOĞLU/ANKARACahiliye döneminde putperest Araplar herhangi bir işe, tapındıkları ilahların adlarını anarak başlıyorlardı. Mesela "Lat’ın adıyla", "Uzza’nın adıyla", "Hübel’in adıyla" derlerdi. Hz. Peygamber, vahiy aldıktan sonra cahiliye Arap’ının kullandığı sözü değiştirmiş, "Allah’ın adıyla" manasına gelen bismillahı kullanmıştır. Nitekim Peygamberimiz ilk vahiyde "Rabb’ın adıyla oku" hitabına muhatap olmuştur. Gerek okumaya ve gerekse herhangi bir hayırlı işe başlarken besmeleyle başlanmalıdır. Besmelenin verdiği mesaj ise şudur: Allahım gücümü ve yardımı ancak senden alırım. Senin yardımın olmasa idi ben bu işi yapamazdım. Bana gücü, istidadı, kabiliyeti, fırsatı veren sensin. O halde bu işi kendi adıma değil senin adına yapıyorum. Çünkü senin yardımın olmasa idi ben bu işi başaramazdım.