Güncelleme Tarihi:
Bu piyasada flörtçü olursan kısa vadede kazanır, uzun vadede kaybedersin. Uzun ömürlü olmak istiyorsan, kadınlığını öne çıkartmayacaksın. Erkekler nasıl pantolonlarını çıkarıp gezmiyorlar ise, sen de göğüslerini açıp gezmeyeceksin. Bacakları ve göğüsleri fora ederek baş kaldırmak, en kolay yol ve bu şekilde baş kaldıranlardan geçilmiyor ortalık. Ben pazularıyla gezinen adamları da, göz süzen kadınları da sevmiyorum.
Ekranda görülen kararlılığınız ve baskınlığınız yaşamınızla nasıl örtüşüyor?
- Mücadeleci, inatçı ve yılmayan bir insan olduğum ortada. Nedeni şu: Ben çocukluğumdan beri yalnız sırtladım hayatı. 17 yaşımdan itibaren de fiilen yalnız yaşamaya başladım. Kolay değil, zor yolları seçtim. Zor yolları seçmek ve bu yolları aşmak belki insanın kendisini var etmesi ve kabul ettirme savaşı. Üstelik çocukluk ve gençlik yıllarınızda hiç takdir edilmediyseniz, bu savaşı daha da büyütüyorsunuz. Kimliğinizi biçimlendirdiğiniz dönem 1980 yılının hemen öncesine düşüyorsa hele, öfkeleriniz kocaman, kırgınlıklarınız çok, sesiniz yüksek oluyor. Anadolu kadını diye tanımlanan kadınlar kadar yiğit, sözü özü bütün olabilmek istiyorum. Olabiliyorsam ne ala.
Kitabınızda ve yazılarınızda anarşist ve eyvallah demeyen bir kimlik çıkıyor ortaya. Ekranda yapamadıklarınızı yazılarda mı yapıyorsunuz?
- Yakın çevrem beni anarşist diye tanımlıyor. Bir haylice sopa yemiş bir anarşistim herhalde. İçerden ağır darbeler almış ama görüntüyle vaziyeti kurtaran bir anarşist! Başımızı dik tutmaya çalışıyoruz, ne kadar eğmeye çalışsalar da. Kızım da günlük dengelerimi kurmama yardımcı oluyor, sabrımı ve hoşgörümü artırarak, 7 yaş gözüyle. Her şeye yalın, pırıl, pırıl bakarak.
Gri korkakların rengi
NTV'deki yeni programınızın ismi ‘Evet, Hayır.’ Konuları irdelerken de uzlaşmaya varmıyorsunuz.
- ‘‘Evet ve Hayır’’ benim için siyahı ve beyazı ifade ediyor. Eskiden rengi siyah ve beyaz olanlar çoğunluktaydı şimdi ise karaktersiz gri sardı ortalığı. Gri; bulanıklık, kararsızlık, tarafsızlık ve uyumsuzlukla eşdeğer ve konsensusu ifade ediyor bence. Kutuplar ve uçlar yaşanmalı ki her şey daha keskin olsun ve net bir şeye varalım. İnsanlar artık sadece uzlaşma olsun diye uzlaşıyor, tabii bu arada kendi doğrularını da teslim ediyor.
Sizin renkleriniz siyah beyaz mı?
- Evet, benim renklerim siyah ve beyaz. Gri biraz boyun eğmektir, razı olmaktır. Boyun eğmek de benim doğamda yok. Gri çizgiden yürüyerek ne Leyla Mecnun aşkı yaşanabilir, ne herhangi bir değişime imza atılabilir. Gri biraz da bence korkakların rengidir. Korkmak insanı alçaltan bir duygudur. Önce korkmayacağız. Korkmadıkça renklerimiz siyaha ve beyaza yaklaşacak yine.
Sizin grileriniz hiç mi yok?
- Kızım olmadan önce daha siyah-beyazdım, o olduktan sonra yavaş yavaş grileştim ancak sadece kızım konusunda. Bundan da rahatsızım açıkça. Ben daha esnek oldum ama daha da esnek olmak istemiyorum. Haber için savaşın ortasına gönderilecek olsam, bombaların altına girmekten kızım bile beni alıkoyamaz.
Neden Viagra
Ya yanınızdaki adam, o da sizi durduramaz mı?
- Yanımda beni sırtlayıp, götürecek bir adam olmadı. Benim sırtımı dayayacağım bir adam da olmadı. Benim tercihim bombaların altına birlikte gireceğim bir adam zaten. Bugüne kadar o da olmamıştı, şimdi ise var. Bombaların şiddetine ne kadar dayanır bilmem, göreceğiz.
İlk program neden Viagra'ydı? Hem uzlaşmacı olmayıp hem de reyting kaygısına mı girdiniz?
- Viagra çok tartışılan bir ilaç. İlginin büyük olduğu görülüyor. Bu ilaçtan yola çıkarak cinsel iktidarın ne kadar önemli olduğunu tartıştırmaya çalıştım. Ben bugüne kadar hep politik kimliğimle öne çıktım ve Viagra'yla ilgili program yaptığım için eleştirildim. Oysa bence her konu politiktir. Ben programda doğru bir konuyu tartıştım. Siyasi partilerin grup toplantılarından çok daha fazla insanları ilgilendiren ve yaşamlarını etkileyen bir konu cinsel iktidar. Örneğin yaygın anlayışa göre, kadınların cinsel gücü önemli değil, kadın erkeğe el süremese bile kadın. Oysa erkek kadınla ilişkiye girme sayısı kadar erkek! Ölçüye bakar mısınız? İki cinse birlikte, yukardan baktığınızda ise farklı alanlarda eşdeğer baskı altındalar. Baskının iki cins üzerinde eşdeğer olduğunu kabul ettiğiniz ölçüde dengeli ilişkiyi yakalayabilirsiniz.
Kadın gazeteci
Meslekte aynı dengeyi kurabildiniz mi?
- Kurabildim. Hiç de zor olmadı. Bunun ötesinde gazeteci kadına asılan çok olur. Önce meslekten arkadaşların yoklar seni. Bu piyasada flörtçü olursan kısa vadede kazanır, uzun vadede kaybedersin. Uzun ömürlü olmak istiyorsan, kadınlığını öne çıkartmayacaksın. Serbestliğini de bir kenara bırakacaksın. Erkekler nasıl pantolonlarını çıkarıp gezmiyorlar ise, sen de göğüslerini açıp gezmeyeceksin. Bacakları ve göğüsleri fora ederek baş kaldırmak en kolay yol ve bu şekilde baş kaldıranlardan geçilmiyor ortalık. Ben pazularıyla gezinen adamları da, göz süzen kadınları da sevmiyorum.
Kadınlığınızı hiç mi kullanmadınız?
- Ben kadınlığımı istemeden bir defa kullandım on yıllık muhabirliğim süresince. 8.5 aylık hamileyken korumaların beni itekleyememesi sonucu başbakana yaklaşıp, o gün için en kritik soruları sorabilmiştim.
10 yıl Ankara'da habercilik yaptıktan sonra İstanbul'a gelmek nasıl?
- Geçenlerde yeni programım için Ankara'ya gitmem gerekti. İnsan takım elbiselileri de özlüyormu,ş bu son gidişimde onu anladım. Burada da Ankara'da ne yapıyorsam onu yapıyorum aslında. Ankara'da adımlarınızı yoklayıp ilerlersiniz ama gerçekten ilerlersiniz. İstanbul'da da adımlarınızı yokluyorsunuz ama sizin dışınızda bir atmosfer var. İstanbul'da attığınız adımların izlendiğini görüyorsunuz, bu da sizi daha dikkatli olmaya itiyor. On yıldır Ankara'da yaptıklarımı İstanbul'da yapsam yıldız olurdum.
Peki yıldız olmak neyi ifade ediyor?
- Kısmen tanınmak bile rahatsızlık verici. Hatta beni korkutuyor. Sokakta izlenmekten hiç hoşlanmadım, hoşlanmıyorum. Dışarıda ne kadar izlenirsen o kadar kaşına gözüne dikkat etmek zorunda kalıyorsun. Bense süslü olmayı zaten hiç beceremedim. İzlenen olmaktansa izleyen olmayı tercih ederim, zaten eğer haberciysen izleyen sen olmalısın. Hayat haberse bunun daha çok nasıl içine girerim ona bakmalısın. Sürüp giden akışa herkesle eşit koşullarda katılmak istiyorum. Aksi taktirde gerçekleri kaçırıyorsunuz. Tezgahtar, garson, kasiyer, şoför, olduğundan daha yumuşak, daha anlayışlı, daha topluma duyarlı kişiler oluverip çıkıyorlar karşınıza. Ayrıca basının getirdiği ün yalancı bir ün.
‘Aklım Nereye Gidiyor Ellerim Nereye’ adlı kitabın beşinci baskısını yaptı. Gerçekte aklınız nereye gidiyor?
- Aklım zaman zaman evimde sereserpe uzanabileceğim günlere takılıp kalıyor. O günler herhalde çok uzak. Keşke yakın olabilseydi. Mükemmel bir ev kadını olurdum. Sakızlı muhallebi ve su böreği eksik olmazdı evden. Ve onları yerken, günümüzün edebiyatına kalıcı bir parantez açabilirdim.
Habercilik zorlaştı
Aklınız o zaman edebiyatta...
- Kenarından takılarak, edebiyatta iddialı olunmaz. Televizyon programcılığı sürerken, edebiyatta yeni bir sayfa açacağım iddiasıyla ortaya çıkamam. Bu iddiayı gerçekleştirmek için okuma, yazma ve araştırmaya ayıracağınız süre uzun bir süre olmak zorunda. Ne yazık ki kıvrandıran ölçüde zaman sıkıntısı çekiyorum, ayrıca film senaryosu yazmak istiyorum. İyi film senaryosu çok az. Benim için sadece Yavuz Turgul var bugün. En az 30 Yavuz Turgul'a daha ihtiyaç var, hem de hemen. Bar kenarlarında attırılıveren senaryo taslaklarıyla çekilen filmleri izlemek istemiyorum artık. Çünkü buralarda kotarılan filmlerin ufku, barın metrekaresinin üstüne çıkmıyor. Eleştirmek her zaman kolay biliyorum. O nedenle sadece eleştirmek değil, iyisini de yapmak istiyorum.
Televizyon muhabirliği nereden nereye geldi?
- Habercilik yapmak zorlaştı. Gerçekten olanı, asıl olanı saklayıp, laf kalabalığına boğuluyor ortalık. Televizyon ve gazeteler güven verme ve inandırma özelliklerini kaybederlerse, ömürlerinin kısalacağını biliyorlar elbette. O nedenle gerçek habercilere hala yer var bu piyasada...
10 yıldır televizyon dünyasında
Çiğdem Anat, aslında ziraat mühendisi. Ancak balkonundaki birkaç saksı çiçeğinden başka, ziraatle, bitkiyle, böcekle hiç uğraşmamış. TRT'de başladığı televizyon haberciliğine, ilk açılan özel televizyonun ilk haber muhabiri olarak devam etmiş. Ardından da 32. Gün, ATV'de Son Durak gibi önemli haber programları gelmiş. Son olarak da NTV'de, Evet-Hayır programında görüyoruz onu. İlklere devam ediyor. ATV'ye ilk kapatma cezası, NTV'ye ise ilk uyarı cezasını aldırıyor. 10 yıldır televizyon dünyasında olmasını ‘‘belki de birilerinin vicdanının sesiydim’’ diye açıklıyor. Hayatı siyahlar ve beyazlar olarak ikiye böldüğünü söylüyor ama konuştukça onun grileri de ortaya çıkıyor. Mesela kızı mesela rengarenk evi...