Güncelleme Tarihi:
ÇAĞLA ŞIKEL FOTOĞRAFLARI
MUHTEŞEM BİR DÜĞÜNLE EVLENMİŞLERDİ
Evliliğin, kariyerin, şimdi de hamileliğin... Tam anlamıyla ‘peri masalı’ gibi...
- Hayatının her döneminde çok mutlu olmuş bir insanım. Mutluluğumu da sevdiklerimle doyasıya yaşadım. ‘Peri masalı’ benim hayatım zaten. Son dönemde tabii ki evlilik ve bebekle beraber arttı bu... Hem işlerim yolunda gidiyor, hem sağlığım yerinde. Allah’ın bize birtakım şeyleri lütfetmesi çok önemli.
‘Anne’ gibi hissetmeye başladın mı?
- Sanırım hayır, bilmiyorum henüz annelik nasıl bir şey.
Değişmedi mi hayatında bir şeyler?
- Sadece bebeğe endekslenmiş durumda hayatım. Dört aydır yemem içmem, yatmam kalkmam her şeyim ona bağlı.
Victoria Beckham gibi ayağında topukluları, kucağında bebeği bir Çağla mı, Katie Holmes gibi kızının elinden tutup babetleriyle parkta gezen bir Çağla mı hayal etmeliyiz?
- Ne parkta oynayan ne de topuklu ayakkabı giyen diyorum... Ya planlamıyorum, gözümde canlanmıyor şimdi. Sadece çok fazla bebeğimi göstereceğimi sanmıyorum. Dünyanın en özel şeyi olacak o bizim için. Sevdiklerimle, beni sevenlerle paylaşmak da isterim ama sınırı var onun da. Nazar değer, bir şey olur... Bize özel olmalı bebeğimiz.
“Her Şey Dahil” gelecek sezon da devam edecek mi?
- Evet ama Allah izin verir de doğurursam ara vereceğiz, Alişan tek devam edecek bir süre. “Hamileyken çalışırım” diyorum ama 7-8 aylık olunca ne olacağımı kestiremiyorum.
“Cennet Mahallesi”nden beri Alişan’la çalışıyorsunuz. Anlaşamadığınız oluyor mu?
- Farklı dünyalara sahip olmamıza rağmen birbirimize karşı enerjimiz çok pozitif. İki-üç kere anlaşmazlık yaşadık, onlarda da ben arıza çıkardım. O kavga etmeyi sevmez ama ben de bazı şeyleri yutmayı sevmiyorum. Bir kavga edelim de ortalık ‘doğallaşsın’ istiyorum bazen.
EMRE'Yİ HALA ÇOK BEĞENİYORUM
Evlendikten sonra ‘aşk’ın tanımı değişti mi senin için?
- Yaşadığım şeyin adının hâlâ ve sonsuza dek ‘aşk’ olduğuna inanıyorum. Aşkın dönemleri var; acı çektirdiği, insanı çok tutkulu yaptığı, çok mutlu ettiği, perişan ettiği halleri var. Ben şimdi hayranlık ve huzur evresindeyim. Çok huzurluyum Emre’ye aşık olduğum için. Hâlâ onu çok beğeniyorum ve hoşuma gidiyor onunla bir şeyler yapmak. Yarın başka bir evreye sıçrayabilirim ama “Bizim aşkımız sevgiye dönüştü artık” gibi cümleler kuramam. Kurmayacağım da asla...
Çağla ve Emre ilişkisinin, Ahmet’le Ayşe’ninkinden farkı var mı?
- Bir farkı olduğuna inanmıyorum, sadece birazcık daha travmalı oluyor. Ünlü değilseniz, baş etmeniz gereken bir çevre, tetikte bekleyen bir magazin basını yok sizin için. Sonuçta evde “Biz ünlüyüz” diyerek yaşamıyoruz.
Eli maşalı bir kadın mısın?
- Eli maşalı değilim de... Belki biraz olabilirim ama ya. Değilim dersem çok dürüst olmaz. Kıskancım tabii ki, çok hatta. Ama kıskançlığımın yüzde 50’si şımarıklıktan. Onu kıskanmayı seviyorum ben galiba.
PARA KAZANMAK AHLAKIMI BOZMADI
Alametifarikan kendinle bu kadar barışık olman galiba...
- Böyle güzel bir hayata sahip olduktan sonra ne yapacağım yani?
Eskiden de böyle miydin yoksa şöhretle beraber mi geldi bu ‘barışma’ durumu?
- Villalarda doğmadım ben, çok zengin bir ailem de yoktu, şimdi çok para kazanıyorum evet ama para kazanmak benim ahlâkımı asla bozmadı. En önemlisi insanın kendi hayatıyla çevresiyle barışık olması ve haline şükredebilmesi. Kötü de olsa iyi de olsa şükretmeli. İyiyken hep unuturuz şükretmeyi...
BU YAZ YİNE ÇEŞMEDEYİZ
Son beş yılda hayatında neler değişti?
- Beş yıl önce babam vardı, şimdi yok. Yaşadığım, hayatımı altüst eden en büyük değişim buydu sanırım. Köpeğimi de kaybettim... Tabii evlendim, o da çok önemli.
Peki, en çok ne mutlu eder seni?
- Annemin, ablamın, eşimin çok mutlu olduğunu görmek, beni onların mutluluğundan daha çok mutlu ediyor.
Bu yaz da bikiniyle mi göreceğiz seni? Yoksa mayo mu giyeceksin?
- Mayo sevmiyorum ben ya! Çabuk üşüyen bir tipim, bikini giyeceğim. Mayo ıslak ıslak üzerimdeyken üşüyorum...
Yine Bodrum’da mı olacaksın?
- İki senedir Çeşme’de tatil yapıyoruz. Birkaç beach var sürekli gittiğimiz, hiç magazinciyle karşılaşmadık. Yine Çeşme’ye gideceğiz.
Ama Bodrum’u çok seviyorsun sen...
- Evet ama, Emre’yi daha çok seviyorum!
Kışın bile değişmiyor ten rengin, sürekli solaryuma mı giriyorsun?
- Herkes öyle sanıyor ama öyle değil. Bu kış üç kez girdim solaryuma. Geçen kış Arjantin’e gittim, burada 5, orada 35 dereceydi hava, bayılıyorum kış ortasında dahi güneşlenebilmeye... Hatta öyle durumlarda yüzükle güneşleniyorum ki izi kalsın. Çok seviyorum güneşin izlerini üzerimde taşımayı.
Bir de saçlarını soracağım, herkes çok beğeniyor, nedir sırrı merak ediyorlar?
- Düzenli bakım yaptırıyorum, bir de evde tatlı badem yağı sürüyorum...
Saç renginin bir adı var mı?
- Herkes soruyor... Hakan Köse’den Cemil İrez ve Kağan Öneç benim kuaförlerim, onlara sordum bunu bulamadılar bir isim, birçok rengin karşımı çünkü. Bana göre küllü açık kumral, onlara da onaylattım bunu geçenlerde ayrıca.
ÖLMEDEN ÖNCE VICTORIA'S DEFİLESİNE ÇIKMAYI ÇOK İSTERDİM
Yurtdışında önemli defilelerde yer aldın, Türkiye’de zaten önemli bir modelsin. Yeniden Paris’te, Londra’da defilelere çıkmak istemez misin?
- Artık planlamam da, istemem de öyle bir şey. Hiç böyle bir isteğim olmadı, 30 yaşından sonra olacağını da hiç sanmıyorum. 18 yaşındayken Elite Model Look’tan teklif almıştım, o zaman bile gitmeye cesaret edememiştim. Bir de evlendim, bir aile kurdum. Ben ana kuzusuyum. “Yurtdışına gideyim, orada yaşayayım” gibi bir hevesim yok. Ama ölmeden önce Victoria’s Secret defilesine çıkmayı çok isterdim, doğruya doğru... (Gülüyor)