Güncelleme Tarihi:
KAPI KOLU TELEFON BİLGİSAYAR HASTALIĞI YAYIYOR
Grip, “Influenza” adlı bir virüs tarafından oluşturulan bulaşıcı bir hastalıktır. Çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında görülür. Hastalığı taşıyan kişilerin öksürmesi ya da hapşırması ile havaya yayılan damlacıklarla ve doğrudan temasla bulaşır. Kapı kolları, bilgisayar klavyeleri, telefonlar gibi ortak kullanılabilecek eşyalar bulaşmaya neden olabilir. Belirtileri arasında; ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık, öksürük, baş ağrısı, kaslarda ve eklemlerde ağrı ve halsizlik sayılabilir. Genellikle 1-2 hafta içinde iyileşme görülür. Ancak yaşlılarda, diyabetlilerde, böbreklere, kalbe ya da solunum sistemine ait kronik hastalığı olan kişilerde daha ağır seyredebilir. Bunun yanında zatürre gibi hastalıklara da zemin hazırlayabilir.
Grip, bir virüs hastalığı olduğundan antibiyotik tedavisine yanıt vermez. Hastalara bol sıvı almaları, yatak istirahati ve belirtilere yönelik ilaçlar önerilir. Virüse yönelik ilaçlar erken dönemde faydalıdır. Gripten korunmada; gripli kişilerle temastan kaçınılması, ellerin sık sık yıkanması (örn. tokalaşma sonrası), kapalı- kalabalık ortamlardan kaçınılması ve grip aşısı önerilebilir.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ZAYIFLAMIŞ OLANLAR ZATÜRREYE DİKKAT!
“Pnömoni”, ya da halk arasında bilinen adıyla “zatürre”, akciğerin iltihaplanması anlamına gelmektedir. Zatürre, tek bir hastalık gibi görünse de, birden fazla nedenle (bakteriler, virüsler, diğer enfeksiyon etkenleri ve çeşitli kimyasallarla) oluşabilir. En sık zatürre etkeni, “Pnömokok” adı verilen bir bakteridir. Bu bakteri, hava yoluyla bulaşmaktadır. Hasta kişilerin hapşırması ya da öksürmesi ile oluşan damlacıklar, kişiden kişiye mikrop geçişine neden olmaktadır. Özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış olanlar, 65 yaşın üzerindekiler, akciğer, kalp ya da böbrek hastalığı bulunanlar, şeker hastaları, sigara kullananlar ve alkoliklerde zatürre gelişme riski daha fazladır.
Zatürrenin başlıca belirtileri, öksürük, balgam çıkarma, ateş, göğüs ya da sırt ağrısı ve halsizliktir. Tanıda; akciğer filmi, kan tetkikleri ve kimi zaman balgam tahlilinden yararlanılır. Tedavi de düşünülen etkene göre düzenlenir. Genç, altta yatan hastalığı olmayan hafif zatürre olguları, evde tedavi edilebilir. Ancak, bağışıklığı bozan bir hastalık varlığında ya da hastanın genel durumu bozuksa hastanede yatarak tedavi önerilmektedir. Düzgün tedavi edilmeyen zatürre öldürücü dahi olabilir.
ZATÜRREDEN KORUNMAK İÇİN AŞI
Pnömokok, sadece zatürre değil, sinüzit, orta kulak iltihabı, menenjit gibi hastalıklara da sebep olabilir. Pnömokok bakterisinin pek çok türü vardır. Bunlardan 23 adetine karşı aşı geliştirilmiştir. Bu bakteriden korunmada genel hijyen tedbirlerinin yanı sıra (el yıkama gibi), yukarıda sözü edilen risk faktörü olan kişilerin aşılanması da önerilmektedir. Aşının uygulanması için grip aşısında olduğu gibi özel bir zaman dilimi yoktur, her mevsim yapılabilir. Risk altındaki kişilerde 5 yıl sonra ikinci bir doz aşı önerilir. Pnömokok aşısı, Pnömokok bakterisine bağlı hastalıklardan yüzde 60-70 oranında korunma sağlamaktadır. Aşı yerinde ağrı ve şişme gibi yan etkileri görülebilir. Alerjik reaksiyon nadirdir. Hamilelere önerilmez.
BRONŞİT VAKALARINDA DA ARTIŞ YAŞANIYOR
Sonbaharla birlikte artış gösteren başka bir hastalık da akut bronşittir. “Bronşit”, havayollarının iltihabı anlamına gelmektedir. “Akut bronşit”, ani başlangıçlı bir hastalığı tanımlamada kullanılırken, “kronik bronşit” en az iki yıl üst üste ve bu iki yılın en az üç ayında süregelen öksürük ve balgamı ifade eder. Kronik bronşit, mikropların yaptığı bir hastalık değil, sigaraya bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur.
Akut bronşit, çoğunlukla virüslere bağlı olarak gelişir. Bakteriler ve bazı kimyasallar da bronşite yol açabilir. Sigara içilmesi ya da sigaraya pasif olarak maruz kalınması da bronşit riskini arttırır. Bulaşma, diğer solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşmasına benzer. Korunmada hasta kişilere yaklaşılmaması, özellikle ortak kullanılan eşyalara temas sonrası ellerin sabunlu suyla iyice yıkanması önerilmektedir. Sigaradan uzak durulması da akut bronşitten korunmada önemlidir.
Bronşit belirtileri arasında öksürük, balgam çıkarma, ateş ve göğüs ağrısı bulunur. Eğer bronşit etkeni olarak virüs düşünülüyorsa antibiyotikler etkisizdir. Bakteriye bağlı akut bronşitlerde antibiyotik, balgam söktürücü, ateş düşürücü tedavilerden yararlanılır. Hastanın bulunduğu ortamın nemlendirilmesi ve bol su içmesi de önerilir.
Sonuç olarak hava değişimiyle artış gösteren tüm bu hastalıklardan korunmada genel sağlık tedbirlerine uyulması, sebze ve meyvelerden zengin dengeli bir beslenme düzeni, sigaradan uzak durulması, hasta kişilerden mümkün olduğunca kaçınılması uygun olacaktır. Bu aylardan itibaren daha çok kapalı mekanlarda zaman geçirmeye mecbur olunsa da, evlerin ya da işyerlerinin sık sık havalandırılması, ortam havasının değişmesi açısından fayda sağlamaktadır. Düzenli beslenemeyen kişilerin ilave vitamin ya da antioksidan takviyesi için hekime danışması uygun olacaktır.