OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 04, 2004 00:00
Mevsimler değişirken, bünyenin bu değişime hemen uyum sağlayamaması, bizleri bazı sağlık sorunlarıyla karşı karşıya bırakıyor. Önemsiz gibi görünen sorunlara göz atıp, önlemleri almak gerek.Yaz sıcaklarında sağlığımıza pek de önem verdiğimiz söylenemez. Özellikle hava koşullarından kaynaklanan hastalıkları aklımıza bile getirmeyiz. Ama sonbahar gelip çatınca, çok ama çok dikkatli olmamız gerekiyor. Yaz sıcaklarında göbeğinizi açıkta bırakan düşük belli pantolonlar ve kısacık tişörtlerle kendinizi sıcaklardan korudunuz. Belinizi açıkta bırakma modası geçerliliğini sürdürürken, böbreklerinizin sağlığını tehlikeye atıyorsunuz. Böbrek enfeksiyonlarına karşı da tedbirli olmalısınız. Size hemen gidip böbrek röntgeni çektirmenizi önermiyoruz. Sadece uzmanların şu uyarılarını dikkate alın:Böbrekler için 5 uyarı1- Yüksek ateş, vücutta titreme, sürekli yorgunluk hissetmek ve de sırtınızın bele yakın bölgesinde ağrı varsa, böbrek enfeksiyonu söz konusu olabilir. Bu belirtileri zihinde bulanıklık, mide bulantısı, kusma da takip ederse hemen bir doktora görünün. 2- Her gün bol bol su için. Günde en az sekiz bardak su içmeniz gerekiyor.3- Alkol, narenciye türlerinin suyu ve kafeinli içeceklerden uzak durun.4- Şu sıralar başkalarının evlerine gece yatısına gitmeyin. İdrar yolları iltihaplarına yabancı tuvaletleri kullanmanın neden olabileceğini unutmayın. 5- Pamuklu kumaşlardan yapılmış külot giymeyi tercih edin. Sentetik kumaşlar terleme yapar ve enfeksiyon tehlikesini artırır.Ah, şu ağrılarVücudunuzun çeşitli bölgelerindeki ağrıları, hemen bir ağrı kesici hap yutarak giderebileceğinizi sanmayın. Bu davranışınızla, sadece kendinizi aldatmış olursunuz. İlacın yatıştırıcı etkisi kaybolunca, ağrıları yeniden hissetmeye başlarsınız.n Boyun ve omuz kaslarınızda gerginlik ve ağrı varsa, omuzlarınızı silker gibi hareket ettirin. Ayrıca kas gevşetme egzersizleri de ağrılı bölgeye kan akışını hızlandırıp, ağrıyı kesebilir.n Omurganızda ağır bir baskı hissediyorsanız iki ayağınızın üzerinde dimdik durun. Ayakta kaldığınız sürece, vücudun ağırlığını bir ayağa yüklemek omurgaya zarar verir. n Ağrı çeken kişiler, genellikle kesik kesik ve ağızdan soluk alırlar. Ama bu uygulama ağrıyı dindirmez. Eğer vücudunuzun herhangi bir bölgesinde ağrı varsa, ağır ağır ve uzun süreli soluk almayı deneyin. Burundan soluk alıp, ağızdan dışarı vermeyi deneyin, yararını göreceksiniz.Çocuğunuz da depresyona girebilirSakın ruhsal sorunların sadece yetişkinlere özgü olduğunu düşünmeyin. Yapılan araştırmalara göre, batı ülkelerinde 12 yaşından küçük her 50 çocuktan 5’i depresyon geçiriyor. 20 yaşına gelen gençlerde ise her 20 gençten biri bu sorunla karşılaşıyor. Depresyon, sadece ruhsal nedenlerden kaynaklanmıyor. Beslenmenin de büyük rolü var. B vitamini, Kalsiyum, Demir, A ve D vitaminlerinin eksikliği, çocukları da depresyonun pençesine düşürüyor. Çocukların beslenmesinde bu saydığımız vitaminleri içeren yiyeceklere ağırlık verilmesi çok önemli. Çocuklarda görülen depresyonun düzensiz beslenme sonucu ortaya çıkması ihtimali çok yüksektir. Sonbaharda muza ağırlık verin Muz, lifli (posalı) meyvelerin en önemlisidir. Özellikle kabızlıktan yakınanlar için çok etkilidir. Muz triptofan adıyla bilinen bir maddeyi içerir. Vücut, bu maddeyi serotonine dönüştürür. Bildiğiniz gibi serotonin moralinizi düzeltir ve sizi depresyona karşı korur.n Muzda bol miktarda B6 vitamini bulunur. Bu da kadınların adet günlerinde sancı çekmelerini önler. n Muz, mide yanmasına karşı etkili bir doğal ilaçtır. Ülser hastalarının da sıkıntılarını büyük ölçüde azaltır.Nefes kokması ciddi hastalıkların habercisi olabilirAğız kokusu ya da nefes kokusu denilen sorun birçok kimsenin hem sosyal hem de özel yaşamını etkileyen bir durum. Genellikle yetişkinlerde görülen ağız kokusu, psikolojik olarak sıkıntı yaratıyor. Ağız kokusunun önlenmesinde diş ve ağız temizliğinin önemi yadsınamaz. Ancak bazen sorun ağızdan değil, başka bölgelerdeki hastalıklardan kaynaklanabiliyor.l Ağız kokusunun başlıca nedenleri nedir? - Diş ve diş eti hastalıkları ağız kokusuna yol açabilir. Dişhekimine başvurarak ağızdan kaynaklanan sorunlar ortadan kaldırılabilir. - Sinüzit denilen, yüz kemiklerinin içindeki boşluklarda bulunan müzmin iltihap, sarı-yeşil ve kalın kıvamda bir tür akıntının genize akmasına yol açıyor. Bu geniz akıntısının iltihaplı oluşu hastanın nefesine hoş olmayan bir koku veriyor. İlerlemiş sinüzit vakalarında ise akıntı ilaçla tedavi olmadığı için endoskopik sinüs cerrahisine başvuruluyor. - Müzmin bademcik iltihapları ‘magma’ denilen katı kıvamlı bademcik döküntüsüne yol açarak hastalarda ağız kokusu yapıyor. Bademciklerin alınarak ya da coblator denilen radyofrekans aleti ile buharlaştırılarak sorun gideriliyor.- Mide ve bağırsak sistemini hastalıkları da ağız kokusu sorununa yol açabiliyor. Reflü adı verilen hastalık en önemli etkenlerden biri. Midedeki asit içeriği (özellikle geceleri)
yemek borusundan yukarıya hareket edip, boÄŸazın arka duvarını, ses tellerinin giriÅŸ yerini ve gırtlağı tahriÅŸ ediyor. Mide bağırsak hastalıklarıyla ilgili uzmanlar tedavi ediyor.- Dil kökündeki mantar enfeksiyonları ağız kokusuna neden olabilir. l Ağız kokusu her zaman basit hastalıklardan kaynaklanmıyor...EriÅŸkin hastalarda gözlemlenen ve daha ciddi boyutlu durumlar söz konusu olabilir. Ağız, boÄŸaz ve alt solunum yolları bölgelerinde tümöre baÄŸlı bir nefes kokması görülebilir. l Nefes kokmasına hangi belirtiler eÅŸlik ederse daha dikkatli olmak gerekir? Özellikle eriÅŸkin yaÅŸlarda nefes kokmasıyla birlikte ses kısıklığı, yutma güçlüğü, kulaÄŸa vuran aÄŸrı, ağızdan kan gelmesi ve boyunda ÅŸiÅŸlik ÅŸikayetlerinin bir veya birkaçı görülürse, tümör ihtimali göz önünde bulundurulmalı. Hasta ayrıntılı bir muayeneden geçmeli.Açlık kokusu da varAğız kokusunun baÅŸka bazı hastalıkların tanısında da ipucu veriyor. Türberküloz bunlardan biri. Ağız kokusu, zehirlenmelerde de görülebiliyor. Psikiyatrik hastalıklar çeÅŸitli derecelerde ağız kokusu yapar. Stres yaÅŸanırken bazen ağız hijyeni ihmal edilir ve ağız kokusu artar. Duygusal yıkımlar sindirimi, vücut kimyasını etkileyerek, nefesin de kokmasına neden olabilir. C vitamini eksikliÄŸinden kaynaklanan bazı hastalıklar, anemi, lösemi, difteri, kızamık, zatürrede de ağız kokusu görülüyor. Ağız kokularının yüzde 90’ı tükürükten kaynaklanıyor. Hastalığa baÄŸlı olmayan ağız kokusu da sindirilen yiyeceklerle ilgili. ÖrneÄŸin et yiyen kiÅŸilerde vejetaryenden daha fazla ağız kokusu görülüyor. Sarımsak, soÄŸan, pırasa gibi gıdalar dolaşım sistemine geçince akciÄŸerler yoluyla kötü koku salınıyor. Aşırı alkol içtiÄŸinizde vücudunuzdaki mikrop florası deÄŸiÅŸiyor bu da kötü kokuya yol açıyor.‘Açlık kokusu’ denilen bir koku da var. Bu, pankreastan salgılanan sıvının aç midede çözülmesiyle oluÅŸuyor. Ä°laçlar da ağız kokusu yapabiliyor. 2-5 yaÅŸlarındaki çocuklarda kötü koku bademciklerdeki bakteriler ve besin atıklarından, 12-17 yaÅŸ grubundaki gençlerde ağız ve diÅŸeti enfeksiyonundan kaynaklanıyor. Ayrıca aseton, tatlı meyve kokusu ÅŸeker hastalığı, amonyak ve idrar kokusu üremi ve böbrek yetersizliÄŸi, kadavra kokusu karaciÄŸer yetmezliÄŸi, tatlı asit kokusu akut romatizmal ateÅŸ, çürümüş et kokusu akciÄŸer apsesi ya da bronÅŸ iltihabını düşündürüyor.Â
button