Sonar’da çalan Türk

Red Bull Music Academy’nin albümlü öğrencilerinden biri oldun. Müzik nasıl girdi hayatına?�

- Evet, 2010 yılında Londra’da yapılan Red Bull Music Academy’ye Türkiye’den katılma şansı yakalayan müzisyen bendim. Müzik hayatıma hatırladığım kadarıyla altı yaşımda ablama alınan orgu kıskanmam ve “Ben de çalmalıyım” dememle girdi. Ama bir de benim hatırlamadığım, tencerelere-tavalara vurmak, sabaha karşı balkonlara çıkıp şarkı soylemek gibi hareketlerim de olmuş küçükken.

Onor Bumbum adı nereden geliyor? �

- Onor Bumbum benim 15 yaşımdaki internet takma adımdı. Yaptığım şarkıları internet üzerinden arkadaşlarımla paylaşırken bir isim yazmam gerekiyordu, ben de Onor Bumbum (hatta başta Onno Bumbum yazıyordum, sonra Onor Bumbum’a döndü o isim) yazıyordum. Gün geçtikçe bir takma isimden çok karaktere dönüştü.

Onor Bumbum bir grup mu?

- Hayır, Onor Bumbum bir grup haline gelmedi, hâlâ tek kişiden oluşuyor. Sadece grup olarak çalmak istediğimiz zaman müzisyen arkadaşlarımla toplanıyoruz. Ama kim bilir, belki ileride bir gruba da dönüşebilir, güzel de olur.

AKADEMİ, YAŞADIĞIM EN İYİ DENEYİMDİ

Türkiye’de birkaç yarışma Onor Bumbum’u sahnede ağırladı. Hangisinin ne gibi getirileri oldu hayatına?

- Bugüne kadar iki yarışmaya katıldım; biri Nokia Super Sound 2005, diğeri ise Roxy Müzik Günleri... ıkisinin de iyi insanlarla tanışmam ve ismimin biraz daha duyulmasından başka getirisi olmadı hayatıma açıkçası.

Önemli eğitmenlerden ders aldığın Londra’daki Red Bull Music Academy nasıl bir deneyimdi peki?

- Red Bull Music Academy, hayatımda yaşadığım en iyi deneyimlerden biriydi. Dünyanın her köşesinden farklı insanlarla beraber müzik yaptım; öğrendim, eğlendim. Aslında akademiyle ilgili çok büyük bir yanlış anlaşılma var. ınsanlar Red Bull Music Academy’nin bir yarışma olduğunu sanıyor, halbuki öyle değil. Ben de ilk duyduğumda öyle sanmıştım ama sonradan öğrendim ki akademi her sene dünyanın seçilen bir şehrinde, içi baştan aşağı yenilenmiş, stüdyolarla ve müzik yapabileceğiniz müthiş alanlarla, ekipmanlarla doldurulmuş bir binada düzenleniyor ve iki hafta boyunca sizin gibi müzisyenlerle bir arada oluyorsunuz. Dünyaca ünlü müzisyenlerin hikayelerini dinliyor, müzikle yatıp müzikle kalkıyor, yeri geliyor hiç denemediğiniz müzikler yaratıyorsunuz. En güzeli ise bir aile oluyorsunuz, çünkü Red Bull Music Academy hayatınıza girip sonra çıkmıyor. Siz zaten o insanlarla bağınızı korumak, bu oluşumun bir parçası olmak istiyorsunuz, onlar da sizi unutmuyorlar. Bir müzisyenin hayatında yaşayabileceği en ilginç deneyimlerden biri olacağını garanti ediyorum.

ZAMANLA KEMİKLEŞEN HAYRAN DAHA İYİDİR

Senin hayran sayın ağır ağır artıyor. Hemen gelen popülerite mi yoksa zamanla kemikleşen hayran mı iyidir?

- Tabii ki zamanla kemikleşen kitle çok daha güzel bir şey. Hatta zamanla kemikleşen kitle, hayrandan çok arkadaşınız oluyor bir yerden sonra. O kadar güzel bir his ki bu... Neredeyse müziğimi dinleyen herkesi Facebook sayesinde isim-soyad şeklinde tanıyorum, süper değil mi?

Sonar Müzik Festivali’nde sahnedeydin. Orada nasıl bir atmosfer vardı?

- Sonar’da Red Bull Music Academy’nin “Dome” sahnesinden arkadaşım Tufan Demir’le çaldık. Bir müzik festivalinin nasıl olması gerektiğini (hem dinleyen hem de performans gösteren açısından) yaşayabilme fırsatı çok güzeldi. Ayrıca akademiden arkadaşlarımın çoğuyla orada yeniden buluşma şansı doğduğu için şanslı hissettim kendimi.

Yakında sizi nerelerde dinleyebiliriz?

- Mart ayının 26’sında Fuji Kureta ve Fecr-i Ati ile beraber ilginç bir gece düzenliyoruz. Dielectric Sessions adını verdiğimiz ve bar konseri konseptinden tamamen farklı bir konser serisinin ilkini Kumbara’da yapacağız. Bekleriz.

İSTİKAMET TOKYO

Tokyo’da düzenlenecek Red Bull Müzik Akademisi’ne katılmak için ilginç bir form doldurup akademiye göndermeniz gerekiyor. Bu formu www.redbullmusicacademy.com adresinden indiriyorsunuz. Akademi jürisi dünyanın her yerinden gelen binlerce formu inceliyor ve o sene katılacak olan 60 katılımcıyı belirliyor. Red Bull Music Academy katılımcısı olarak tek bir önerim var, o formu hiçbir şeyden çekinmeden, içinizden nasıl geliyorsa doldurun. Kaybedecek hiçbir şeyiniz yok! Başvuruların 4 Nisan’a kadar yapılması gerektiğini de unutmayın.