Son su değirmenleri tahıl ve ilgi bekliyor

Güncelleme Tarihi:

Son su değirmenleri tahıl ve ilgi bekliyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2008 00:00

Geçmişte un ihtiyacını karşılamak için kullanılan su değirmenleri, gelişen teknolojiyle birlikte tarihe karışıyor. Artık su başlarında mısır, buğday öğütürken türkü söyleyen kızların sesi yankılanmıyor, ritüeller unutulmak üzere. Hálá çalışan su değirmeni Türkiye’nin sadece birkaç ilinde kaldı. Çoğu aile mesleğini yaşatmak isteyenlerce işletiliyor. Eğer bu illere yolunuz düşerse, son değirmenlere uğrayın, ailelerin ikram ettiği çayı için, geçmişin dünyasına kısa bir yolculuk yapın.

BOLU’NUN DEĞİRMENİ HAYVAN YEMİ ÖĞÜTÜYOR

Mudurnu ilçesi Karamurat köyündeki su değirmeni Mehmet Balca’ya ait. Eskisi gibi kapısında kuyruk olmuyor buğdayını, arpasını getirenler. Mehmet Balca, eşi Fatma Balca’yla birlikte çalışmayı sürdürüyor. Seyrek de olsa getirilen tahılları özenle una dönüştürüyor. Su değirmeni dedesinden babasına, babasından da kendisine kalmış. Özlemle anıyor eski günleri: "Herkes ununu bu değirmende yapardı. Son yıllarda eskisi kadar önem gösterilmez oldu. Değirmende şimdi kendi ihtiyacımızı karşılıyoruz ve un yaptırmak için gelen köylülerin de işlerini yapıyoruz. Özellikle hayvan yemi yaptırmak için gelenler oluyor."

KASTAMONU’DA GELENEĞİ SÜRDÜREN KEMAL AÇAR

Hanönü ilçesi Hocavakıf köyünde yaşayan 70 yaşındaki Kemal Acar, su değirmeninde artık sadece kendi buğdayını öğütüyor. Teknolojinin gelişmesiyle eski geleneklerin birer birer yok olduğunu hatırlatıyor. "Bir zamanlar sıraya girerlerdi, un fabrikası açılınca değirmenler unutuldu" diyor.

"Yıllarca su değirmeni işlettim. Halen kendi buğdayımı bu değirmende öğütüyorum. Doğal ortamda hem sağlıklı besleniyorum hem de masraf etmiyorum. Her şeye rağmen su değirmenlerinin nostaljisini yaşatmak güzel..."

TRABZON’DA SU ÇOK, MÜŞTERİ YOK

Hayri Kurt, neredeyse bir ömür boyunca Trabzon’un Tonya ilçesindeki Fol Deresi üzerinde kurulu su değirmeninin bakımını ve tamirini yapmış. Geçmiş yıllarda yoğunluk nedeniyle değirmende sırayla mısır öğütüldüğünü, son zamanlarda rağbetin azaldığını söylüyor. Kurt’a göre bu gelişmenin nedeni göç nedeniyle köylerin boşalması, mısır tarımının yapılmaması: "Mısır olmayınca değirmenler de sustu. İlçeden geçerek denize ulaşan Fol Deresi üzerinde eskiden yedi değirmen vardı. Şu anda iki tane kaldı. Diğerleri artık kullanılmıyor. Terk edilen değirmenlerin büyük bölümü sellerde yıkıldı."

Akçaabat ilçesinde 100 yılı aşkın bir geçmişi olan su değirmenini ayakta tutmaya çalışan Mithat Yumak ve Kardeşi Recep Yumak da değirmen işletmeciliğinin babalarından miras kaldığını söylüyor. Amaçları kazançtan ziyade geleneği yaşatmak, değirmeni sonraki kuşağa devretmek. Eskiden bir değirmenciliğin kazançlı bir meslek olduğunu, bugün ise bu işleri bilenin kalmadığını söylüyorlar. Yumak Kardeşler, "Değirmenlerin terk edilmesi bizi çok üzüyor" diyor.

Rize’nin Fındıklı ilçesinde su değirmeni işleten Sinan Özemir yıllar önce Doğu Karadeniz genelinde olduğu gibi ilçelerinde de mısır üretimi ve tüketiminin değirmenciliği geliştirdiğini anlatıyor. "Yaylalarda ve köylerde yaşamın yoğun olduğu dönemlerde dedelerimiz yetiştirdiği mısırı hasat eder, sonra da serenderde kuruturdu. Kışın bu mısırlar ailenin ihtiyaçları doğrultusunda su değirmenlerinde öğütülürdü. Mısır unu, temel besin kaynağıydı. Mısır unu, ekmek yapımında, hamsi kızartmada, çeşitli lahana yemeklerinde muhakkak kullanılırdı. Günümüzde ise mısır ekmeği az yenir oldu. Değirmenlere de ihtiyaç kalmadı. Değirmenlerimiz kaderlerine terk edildi."

Özemir ve diğer değirmenciler, eskiden mısır ve buğday öğütülürken değirmende bekleyen genç kızların türkü söylediklerini belirterek, "Değirmenler de türküler de sustu. Böyle şeyler güzel hatıra olarak kaldı" diyor.

SAMSUN’UN TEKKEKÖY İLÇESİNDE HALK DEĞİRMENİNE SAHİP ÇIKTI

Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü beldesindeki 250 yıllık su değirmeni, yöredeki modern un fabrikalarına rağmen hálá varlığını hissettiriyor. Önceleri yoğunlukla buğday, bu günlerde ise sadece mısır öğütülen değirmenin suyu, beldenin içinden geçen derenin iki kilometre yukarısından kanalla getiriliyor. Değirmeni işleten İsmail Hakkı Şenel, çok sayıda hissedarı bulunan değirmenin hálá yöre halkına hizmet vermesinin kendileri için önemli olduğu kanısında.

Değirmen yıllar içinde birçok kez onarımdan geçmiş. Çarka su taşıyan kanal sel nedeniyle defalarca yıkılmış. Şenel, "Ama her seferinde onarıldı" diyor. Değirmende 24 saatlik çalışma süresinde yaklaşık 1 ton buğday veya mısır öğütülüyor. "Yöre halkı hálá bizi tercih ediyor. Çünkü 250 yıllık değirmen artık yörenin malı oldu..." Şenel, değirmenin daha uzun yıllar yöre halkına hizmet vermeye devam etmesi için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!