Güncelleme Tarihi:
Cornell, "Kararımı versem bile son sözü her zaman Vicky söyler. Kısaca her şey ona bağlıdır" diyor.
Rock’n Coke’un ilk gecesinde sahne alan Chris Cornell ile Çırağan Sarayı’nda kaldığı suitte röportaj yaptık. Büyük bir aşkla bağlı olduğu eşinin de katıldığı röportaj bir anda yastık savaşına dönüşünce, "bay mükemmel" olarak bilinen Cornell’in, karizmatik olduğu kadar eğlenceli ve çocuksu bir ruha sahip olduğunu da gördük.
Eşiniz Vicky ile çok güzel bir ilişkiniz var, kararları daha çok kim veriyor?
Kararımı versem bile son sözü her zaman Vicky söyler. Kısaca her şey ona bağlıdır.
İstanbul’a gelmeden önce de eşinizin fikrini aldınız mı?
Elbette. Aslında 20 yıl boyunca grupla dolaşmanın zorluğunu yaşadım denebilir. Çünkü ben hep daha Doğu’ya gidip konserler vermek istiyordum, grup arkadaşlarım karşı çıkıyordu. Bu yüzden birçok yeri göremedim.
Rock’n Coke ve İstanbul deneyimi nasıldı peki?
Grubunuzun bugüne kadar sizi durdurmuş olması hata mıydı sizce?
Evet, kesinlikle bir hataydı. Hatta grubu bırakmamın en önemli nedenlerinden biri de buydu.
Gruptan ayrılacağınızı söylediğinizde eşiniz Vicky’nin tepkisi ne oldu?
C.C: Biraz panikledi.
V.C: Onlar bir takımdı ve bunu ilk duyduÄŸumda ÅŸok geçirmiÅŸ bir halde "Tatlım, emin misin?" dedim. O zamanlar "Bunu da düşün, bir de ÅŸu açıdan bak" diye çok konuÅŸtum. Sonuçta onların halkla iliÅŸkilerini yapıyor ve hepsini tanıyordum. Grup olarak hep bir arada ve evli gibilerdi. Sonuçta iyi ve kötü evlilikler vardır, kimi yürür kimi de yürümez. Â
Gruptan ayrılma kararını kendiniz verdiniz o halde, değil mi?
C.C: Evet, bir gün "Bitti tamam, bırakıyorum" dedim. Vicky beni sakinleştirmeye çalışsa da kararımı vermiştim. Bu grup kötü bir evlilikti. Gruptakiler başlangıçta oldukları gibi kalmadılar. Yanlış anlaşılmasın, "Onlardan nefret ediyorum, kötü insanlar" diye bir şey asla söyleyemem. Çok iyi zaman geçirdik ama yaptığımız albümler yeterliydi ve bitmesi gerekiyordu.
Yıllar geçtikçe daha da gençleşiyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Aslına bakarsanız bunun tam olarak cevabı ne bilmiyorum, ama bir şeyleri beğenmediğimde ya da durumlar kötüye gittiğinde hemen o durumdan uzaklaşmaya ve ortamı değiştirmeye çalışıyorum.
Okul yıllarınızda popüler miydiniz?
Aslında ne popüler, ne de sıradan bir tiptim. Okulun spor takımlarında görev aldım ama okulu ve kurumsal olan hiçbir şeyi sevmedim. Üniforma giymekten, sınıflara ayrılmaktan, not sisteminden, belirli bir düzen içerisinde hareket etmekten nefret ettim. Tam olarak sorunlu bir öğrenciydim.
Herhangi bir ceza aldınız mı?
Almaz mıyım, okuldan atıldım.
Hangi okuldan?
Ä°lkokuldan.
Daha sonra dışarıdan bitirdiniz mi?
Hayır. Okula gitmedim. Sonuçta bir yazarım ve yazı yazmak için çok okudum ve çok şey öğrendim.
Peki hayatta öğretmen olarak gördüğünüz ve size örnek olan bir büyüğünüz var mıydı?
Hayır, belirli bir kişi yoktu.
Sizin hakkınızda araştırma yaptım da; her yerde "mükemmel ötesi insan" olarak tanımlanıyorsunuz...Mükemmel değil ama farklı bir yapım var demem daha doğru. Bu fark çoğu zaman insanlara sorun gibi göründü. Eskiden neredeyse herkes bana bir sebepten kızardı.
Asi gençliğin ve rock müziğin doğduğu Seattle’da büyüdünüz. Farklı yapınızın oluşmasında Seattle’ın mı yoksa ailenizin mi katkısı var?Ailemin etkisi var ama daha çok doğam böyleydi. İçten gelen bir şey yani. Küçükken ailemin bana karşı davranışlarından hiç memnun değildim, bu yüzden şu anda kendi çocuklarıma çok yakın davranıyorum. Sürekli onlara sarılıyorum, hatta bazen gereğinden fazla sıkıyorum.
- Üç çocuğunuz var değil mi?
Evet. İlk evliliğimden Lily adında bir kızım var ve şu an 7 yaşında. Vicky'den ise üç yaşında bir kızım ve henüz bir yaşında olan oğlum var. Toni ile Christopher...
- Meşhur çatal kolyeniz ile ilgili şehir efsaneleri var, şu anda nerede o kolye?
Shannon Hoon’un bana verdiği bir hediyeydi o kolye ve birileri benden aldı. Şu anda nerede olduğunu bilmiyorum.
Röportaj: Servet YILMAZ Fotoğraflar: Fatih YALÇIN |
Â