Güncelleme Tarihi:
“Klibimi gördüğümde, başkasını izliyormuş gibi oluyorum.”
Çocuk gibiyim hiç büyüyesim yok
Nazlı, çocukluğundan beri hayalini kurduğu albümüne nihayet kavuştu, “Beni Yazın” adlı şarkısıyla da müzik dünyasına iddialı bir giriş yaptı. Ama bunun bir kader olduğunu düşünmemek pek mümkün değil. Yolunun farklı zamanlarda, farklı sebeplerle Barış Manço, Aysel Gürel ve Serdar Ortaç ile kesişmesi, onun yıllardır doğru yolda ilerlediğinin kanıtı gibi görünüyor.
Serdar Ortaç ile tanışmanız nasıl oldu?
- Serdar Ortaç’la uzun yıllar önce tanışmıştım. Onun albümü daha yeni çıkmıştı. ışte o dönemde tatil için gittiğim Uludağ’da gördüm kendisini ve hayranı olduğum için peşinden koşup tanıştım.
O zamanlar kaç yaşındaydınız?
- 11 falandım herhalde.
Serdar Ortaç’ın çıktığı zamanlarda Tarkan, Mustafa Sandal, Kenan Doğulu ve Burak Kut daha favori isimlerdi. Onlar arasından beğendiğiniz yok muydu?
- Yok. Serdar Ortaç benim için hep öncelikliydi.
Müziğe ilginiz nasıl başladı peki?
Müzikallere meraklıydım zaten. “Operadaki Hayalet”i de izledikten sonra devlet sanatçısı Leyla Demiriş’ten şan dersleri almaya başladım. şu anda da ağzımdan düzgün çıkan her notayı ona borçluyum.
Sonrasında da müzik eğitimi almaya devam ettiniz mi?
- Şan derslerine devam ederken, üniversitede uluslararası finans okudum. Televizyonculuğa da çok meraklıydım, o yüzden spikerlik kursuna gidip sunuculuğa başladım. Kral TV’de ve D Spor’da spikerlik yaptım.
Albüm fikri nasıl oluştu?
- Önceleri kendimi hazır hissetmiyordum açıkçası... Sonra Emre Irmak’la tanıştım, bu konuda bana çok cesaret verdi.
Emre Irmak’la tanışınca “Ben albüm yapmak istiyorum” mu dediniz yani?
- Tam olarak öyle sayılmaz, sadece kendisine bu konuda istekli olduğumu söyledim. Bendeki isteği görünce yardımcı oldu. Avrupa Müzik’e beni kabul ettikleri için müteşekkirim.
FIRLAMALIK VAR BENDE
Dövmelerinizde neler yazıyor?
- Birinde annem ile kız kardeşimin adı yazıyor. Diğerinde ise Latince olarak “Zorluklardan yıldızlara” anlamına gelen “per aspera as ad asrta” yazıyor. Bu dövmeyi de albümün bitmesine yakın bir zamanda yaptırdım.
Küçükken yaramaz bir çocuk muydunuz?
- Evet, yaramaz bir çocuktum. Anaokulunda bile herkes oyun oynarken ben bir köşede cezalı dururdum. Ortaokul, lisede hele of offf.. Liseyi Saint Michel’de okudum ve bizim sınıfa “Hababam” deniliyordu. Öyle ki mezuniyet törenimize okul müdürümüz gelmemişti.
Kaç kardeşsiniz?
- İki.
ŞÖHRETE ALIŞAMADIM
Kim büyük?
- Ben büyüğüm ama o çok zeki olduğu için bazen ablammış gibi davranabiliyor. Aramızdaki yaş farkı hiç sorun olmuyor o yüzden. Çok iyi anlaşıyoruz, çok eğlenceli birisidir.
Küçükken çok yaramaz olduğunuzu söylüyorsunuz, artık duruldunuz mu?
- Bir fırlamalık var hâlâ, çünkü bir türlü büyüyemiyorum. Hâlâ çocuk gibiyim ama memnunum bu halimden. Hiç de büyüyesim yok.
Hayatınızda yeni bir dönem başlıyor, şarkınızla iyi bir çıkış yaptınız. Bu hayatınızda neleri değiştirecek?
- Bunları hiç düşünmedim açıkçası. Attığı adımlara dikkat eden biriydim, aynı şekilde devam ederim. Gece hayatım olmadığı için yine arkadaşlarımla buluşup sinemaya ya da yemeğe giderim. Bir de bu duruma alışamadım ben daha. Mesela klibimi gördüğüm zaman, sanki başkasını izliyormuşum gibi oluyor, garip hissediyorum.
En büyük korkunuz ne?
- Sevdiklerimi kaybetmek... Çok kısa bir süre önce anneannemi kaybettim, o hiç aklımdan çıkmıyor. Bir de uzak değildik, ben onunla büyüdüm, bu yüzden çok zorluk çekiyorum. Her gün yüzlerce kez dua ediyorum onun için.
“Sizi mutlu eden üç şey nedir?” diye sorsam...
- Şarkı söylemek, ailemle olmak ve deniz kenarında güneşlenirken kolamı yudumlamak...
Tatil için tercihiniz neresi?
- Bodrum’a gidiyorum ama Türkbükü falan değil... Gündoğan’da yazlığımız var, genelde hep o sitede oluyorum. Ben huzur tatili yapıyorum.
İLK ŞARKIM AYSEL’DEN
Albümüzde Barış Manço’nun “Anlıyorsun Değil mi” şarkısını da okumuşsunuz. Siz de onun hayranlarından biriydiniz herhalde...
- Daha üç yaşındayken Barış Manço hayranıydım, bütün gün evde “Barış, Barış” diye dolanıyordum. En sonunda annem dayanamadı, Barış Manço’nun ev adresini öğrenip beni oraya götürdü. Hiç unutmuyorum; girdik apartmandan, o da tam aceleyle merdivenlerden iniyordu. Belli ki bir işi vardı. Annem “Barış Bey daha fazla uğraşamadım, size getirdim” dedi. ışini gücünü bırakıp bizi ağırladı. Birlikte fotoğraf çektirdik. Ama içeride Lale Abla var ve ben orada çocuk muamelesi gördüğüm için o kadar bozuldum ki, suratım beş karış çıkmış fotoğrafta. Sonra annemler de arkadaş oldu ve sık sık görüştük.
Böyle ilginç başka tanışma hikayeleriniz de var mı?
- Aysel Gürel’le tanışma hikayem var... Biz yazlıkta aynı sitede otururduk. Onunla orada tanıştık. Hepimizi gülmekten kırıp geçirirdi, koltuklardan düşerdik. Yaşı olmayan bir kadındı. Bana orada “ınce ınce” diye bir şarkı bile hediye etti.
ÇOCUĞUMUN BABASI BELLİ ANNESİ EVLİ OLMALI
Hayatınızda aşk var mı?
- Aşk konusunda konuşmuyorum. Çok utanırım. Sadece annem, babam değil arkadaşlarıma bile anlatamam normalde.
Peki aile kurmayı düşünüyor musunuz?
- Tabii ki düşünüyorum ama daha zaman var gibi geliyor. Arkadaşlarım evleniyor mesela, ben “o kadar büyüdük mü” diye şaşırıyorum. Herhalde 5-6 senem daha var benim...
Sperm bankasından alınan spermlerle çocuk sahibi olmak neredeyse moda haline geldi. ıleride siz de düşünür müsünüz böyle bir şeyi?
- Asla... Benim çocuğumun babası belli, annesi evli olmalı.