Pınar YILMAZERLER
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2005 00:00
‘Yabancı Damat’taki Niko karakteriyle gönüllerdeki yerini sağlamlaştıran Özgür Çevik, kendisini ‘melankolik bir adam’ olarak tanımlıyor. Oyunculuk ve müzik üzerine sohbet ettiğimiz Çevik, ‘Hayatta vicdanımı rahatsız edecek herhangi bir şey yapmam! Şöhret uğruna taviz vermem’ diyor.
M
üzikle ilgili bir şeyler yapmaya çalışırken, film dünyasına adım atmaya nasıl karar verdin?
Türker İnanoğlu benimle görüşmek istedi, gittim. 5 dakika karşılıklı birbirimize bakıp, güldük. Hiçbir şey konuşmadan sırıttık, gülüştük. Aramızda böyle bir elektrik oluştu işte. Projedeki isimleri duydum. Ne yapacağımı öğrendim. Müziğimi engelleyip, engellemeyeceğini sordum. Her şey çok olumluydu.
- Müziğini engellemesiyle ilgili ne gibi bir tereddüttün vardı?
Film çalışmalarının, müziğimin önüne geçmesini istemiyordum ya da müziğe ayıracağım zamanı etkilemesini. Henüz oyuncu olamadım ama oyunculuğa başladım. Artık ne düşünüyorum biliyor musun; hem müzikle, hem de filmle uğraşmak!
- Yarışma bittikten sonra müzikle ilgili neler yaptın?
İlk zamanlar konserler verdim. Son dönemde müzikle ilgili kendi çabam dışında hiçbir şey yapmadım. ‘Kendi çabam’ dediğim ise, beste yapmak. Sonra kafama bir şey ‘dank’ etti! Konserlere çıkıyordum ama neyin konserini veriyordum? Yarışmadan çıkmış biri olarak programlara çıkmak, konser vermek istemiyordum. Elimde bir ürün olmadan, bir şey yapmadan sadece bir şekilde ünlenmiş biri olmak beni rahatsız ediyordu. Başka insanların şarkılarını söylememek için bir çok konseri ve bar teklifini reddettim. Tamam başkalarının şarkısını söylersin ama tamamen başkalarının şarkısıyla konser olur mu? Zaten onun adı, ekstra olur. Şimdi çok mutluyum. Neden? Çünkü elimde bir ürün var, belki müzikle ilgili değil, ama olsun.
- En beğendiğin müzisyenler hangileri?
İlhan İrem, Teoman, Şebnem Ferah, Özlem Tekin, Demir Demirkan, Kargo, Bulutsuzluk Özlemi en sevdiklerim...
- Peki, ‘Yıllar sonra onun gibi olmak istiyorum’ dediğin biri var mı?
Yok. Ama onun yaptıklarının çok daha fazlasını yapmak istediğim bir insan var; İlhan İrem. Çünkü yollarımız bir çok noktada kesişiyor. İkimiz de çok melankolik adamlarız!
KALICI OLMAYA ÇALIŞIYORUM
- Yarışmadan hemen sonra albümün çıksaydı, sıradan bir yarışmacı albümü olacaktı. Ama şimdi o albüm, Özgür Çevik’in albümü olacak. Haklısın. Bu durum benim kendime güvenimi artırdı. Daha önce de televizyona çıkarken kendime soruyordum; ‘Neden programlara çıkıyorum,
magazin dünyasının, popüler kültürün kenara atılacak bir parçası mıyım?’ Popüler kültürün parçası haline gelen insanlarla ilgili tezler hazırlanıyor. Bir, iki gün gündemde oluyorlar. Sonra ne arayan, ne de soran var onları. Büyük bir yıkım olur insan için bu! Travma yaşayacağıma, kalıcı olmaya çalışmak en önemlisi.
- Oyunculuğunla ilgili nasıl eleştiriler aldın?
Önceleri Yunanlı aksanımı eleştirdiler. Bir sürü Rum arkadaşım oldu, onlarla çalıştım. Ama ağır bir eleştiri almadım. Hele oyunculuğumla ilgili hiç almadım.
- Sen peki‘Türker Ağabey bana böyle bir teklif sunuyorsun. Ama benim oyunculuk eğitimim ve deneyimim yok. Kamera karşısında ne yapacağım?’dedin mi?
Zaten Türker Ağabey bana ‘Oyunculuk hakkında ne düşünüyorsun?’ diye sordu, ‘Biz seni kadroya alsak yapabilir misin?’ ‘Ne yalan söyleyeyim, bilmiyorum’ dedim ben de. Dürüstçe cevap vermemin çok etkili olduğunu düşünüyorum. Kolay değil çünkü ‘yaparım’ diyebilmek! Deneme çekimi yapıldı ve rol için seçildim.
- Müzikten vazgeçmiş değilsin. Peki albümün çıktığında promosyon çalışması yapman gerekecek. Buna vakit ayırabilecek misin?
Ne promosyona çok fazla zaman ayırmak istiyorum, ne de albüm çalışmasına az zaman ayırıp, birilerinin şarkılarını alarak albümümü patlatmak istiyorum! Öncelikle benden çıkan şeyleri kullanmak niyetindeyim. Beste alacağım insanlar da, bilinmeyen isimler olmalı.
- ‘Hayatta hiçbir zaman yapmam’ dediğin şey nedir?
Vicdanımı rahatsız edecek herhangi bir şey yapmam! Şöhret uğruna taviz vermem!
Derste altıma kaçırdım!
Okul hayatıma hem normalden erken yaşta, direkt ikinci sınıftan başladım. Yaşım küçüktü yani. Orta 1’e gittiğim seneydi. Bir gün derste çok sıkıştım. Hiç unutmam, dersimiz muhasebeydi. Öğretmenden tuvalete gitmek için izin istedim. Fakat bana; ‘Dersin bitmesini bekle. Şimdi gidemezsin’ dedi. Neredeyse altıma kaçıracağım. O kadar feci bir durumdayım. Ne olduysa oldu ve ben altıma kaçırdım! Sıra arkadaşlarım durumu fark etti. Herkes; ‘Ne oldu Arzu?’ diye soruyor. ‘Suyum döküldü’ dedim ama kim inanır! O gün sınıf boşalana kadar yerimden kalkmadım. Sonra da ne yapayım, kuzu kuzu eve gittim!AJANDA 29 KASIM
‘Acun Show’ şimdi de Yunus Emre Kültür Merkezi’nde. Acun Ilıcalı severlere!
30 KASIM
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu oyuncularının ‘Sağlık Olsun’ isimli oyunları İş Sanat Kültür Merkezi’nde...
2 ARALIK
Cem Yılmaz hayranları! Sözümüz size! Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki bu gösteri kaçmaz!
BAY AŞK UZMANIİki aşk arasındaARZU: Geçen sene okulun açıldığı ilk günden beri, birini seviyorum. Arkadaşlık teklif ettim ama kabul etmedi, çıktığı biri varmış. Belki bir şeyler değişir diye onu sevdiğimi söyledim. Durum iyice kötüleşti. Benden tamamen uzaklaştı. İkinci dönem konuşmaya başladık ve zamanla arkadaş olduk. Arkadaşlarımdan biri, benim sevdiğim çocuktan hoşlanıyor ve ona çıkma teklifi etmiş. Aşık olduğum çocuk, arkadaşıma bir şart koştu! ‘Benim bir sevgilim var. Eğer onu da kabul edersen seninle çıkabiliriz’ demiş. Bu durumda ne yapmalıyım? Bana yol gösterin. Hala onu çok seviyorum.
BAY AŞK UZMANI: Onu sevmek mi? Şaka yapıyorsun herhalde? Yaşadığı ilişkiye saygı duymayan, hatta pişkin bir şekilde isteklerde bulunabilen birini aklından çıkartmaktan başka çaren yok. Umarım o arkadaşın, böyle bir isteği kabul etmemiştir! Çünkü kendine saygı duyan hiçbir insan böyle bir şeyi kabul etmez.