Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2005 00:00
Geçen hafta babam artık dayanamayıp oğlumu berbere götüreceğini söyledi.Benim oğlumu... Berbere!!!Ne münasebet! Sinan’ın saçları uzun ve öyle kalacak!!!Ama Sinan’ın da bunu istemesi, fazla uzayan saçlarından rahatsız olması ve kız sanılması, benim ‘tip’lik anlayışımı ertelememe neden oldu.Berbere gidecekleri günün öncesinde aile kuaförümüz Hayri’yi arayıp, ‘Bak beni biliyorsun, senelerce saçıma en büyük abuklukları seninle beraber cesaretle denedik. Yarın babamın sana getireceği oğlan benim oğlum, ona göre bir model seç, beni unutma!’ dedim. Sağolsun, çok kısaltmadan hoş bir model yapmış.Benim annem hoş, şık ve bakımlı bir kadın. Ama ben öyle değildim. Farklı bir giyim anlayışı ve tarz benimsemiştim kendime. Güzel görünmek değil, farklı görünmek, dikkat çekici olmak benim için daha önemliydi gençliğim boyunca. Hiç unutmam, 14 yaşındaydım ve bir yere davetliydik. Kıyafetimi annem almış ve beni giydirmişti. Bej bir pantolon, pembe gömlek ve pembeli bejli çiçekli ceket...O gün bu gündür elime pembe kalem bile almadım. Annem beni kendi tarzında giydirmişti ama ben işte o gün isyan bayrağını çekmiştim. Uygulamak 5-6 senemi aldı, o ayrı!!!ALLAH BABANIN CEP TELEFONU VAR MIŞimdi oğlumun da böyle olmasını istiyorum. Bir zevki oluşsun, farklı bir tarzı olsun istiyorum. O yüzden de elimdeki ilk malzeme saçları. Giyim konusunda zaten karmakarışığız. Ama ben ondan bunu bekledikçe o tersini istemeye başladı.O zaman da içimi bir sıkıntı kapladı. Ya oğlum çok sıradan bir tip olursa!!! Mesela giye giye aşındırıp yırtılan kotunu heyecanla giydirmeye çalıştığımda şiddetle reddetti! Yahu, ne güzel, pantolon kıvama gelmiş işte... Yok işte, giymedi!Sonra düşündüm. Böyle şeyler ite kaka olmaz. Ben bir şeyi ona empoze etmeye çalıştıkça zıddına gidecektir. Eğer içinde benden ya da babasından (ki o da yeterince farklı bir insan) bir şeyler almışsa almıştır. Onu da zamanla ortaya çıkaracaktır. Ki bu da zaman eminim 5 yaşında olmayacak.Kıro olacaksa da olacak, ne yapabilirim ki?..Yine de çaktırmadan bir şeylere müdahale etmeye çalışıyorum ama onu zorlamıyorum. Bana ters gidip dayısı gibi ‘jilet’ tipli olabilir mesela. Ben ne kadar dağınıksam, dayısı o kadar düzenli.Son olarak bir olay anlatmak istiyorum. Sinan’ın çete arkadaşlarından, kısa saçlı ama arkasında upuzun kuyruğu olan Derin, bir gün annesine Allah Baba’nın cep telefonu olup olmadığını sormuş. Çünkü onu arayıp bir daha dünyaya geldiğinde, saçındaki kuyruğunun olmamasını rica edecekmiş. Annesi tabii ki hemen kuyruğunu kesmiş.Düşününce çok ilginç. Bir taraftan onların modelleriyiz. Bir yandan da, onların olmak istemeyeceği modeller olacağız.Öyle ya da böyle, biz nasılsak onlar da bize göre şekillenecekler. Tatilde çocuğunuz spor yapsın, hem bedeni gelişsin hem karakteriYaz aylarında çocukları nasıl oyalayacağımız en büyük sıkıntılarımızdan biri. Onları sadece oyalamak değil, onlara sağlıklı birtakım alışkanlıklar kazandırmak açısından da önemli yaz ayları. Spor bu aktivitelerin başında geliyor. Sporla çocukluğunda tanışanların, spora büyüdükleri zaman devam ettikleri bir gerçek. Tabii bunu sadece bir yaz aktivitesi olarak görmemek ve kışın da spora devam etmelerini sağlamak çok önemli... Anadolu Sağlık Merkezi’nden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Yaprak Demir çocuklar için sporun önemini anlatırken, bilgisayarın ve televizyonun yaşantımıza girmesi ile çocukların spordan uzak, hareketsiz bir yaşam tarzını benimseme eğiliminde olduklarını hatırlatıyor. ÖZGÜVENİ GELİŞİRSpor, büyüyen çocuğun fiziksel gelişiminin yanı sıra psikolojik ve sosyal gelişimine de katkıda bulunur. Bireysel sporlar özgüveni ve kendi sorumluluğunu alma yetisini geliştirirken, takım sporları paylaşmayı, yardımlaşmayı, takım halinde hareket ederken bireysel hırsların takımın önüne geçmesini kontrol etmeyi geliştirir. Spor yapan çocuk, zamanını doğru kullanmayı öğrendiğinden okul başarısı da beraberinde gelir.DAYANIKLILIĞI ARTARDüzenli fiziksel aktivite ile çocuğun kuvveti ve dayanıklılığı artar, kemik gelişimi olumlu yönde etkilenir, kilo kontrolü sağlanır. Spor ile, hareketsizlik ve aşırı kilo sonucunda erişkin dönemde oluşabilecek kalp ve damar hastalıkları, şeker gibi diğer sağlık problemlerinin gelişimi de önlenebilir.İLETİŞİM KURARSpora başlamadan önce çocuğun spor yapmaya engel olabilecek bir sağlık probleminin olup olmadığı değerlendirilmeli. Hangi sporları yapmaya elverişli olduğuna, çocuğun yaşı, anatomik ve fonksiyonel yapısı, kuvveti göz önünde bulundurularak karar verilir. Çocuğun karakter yapısının da branş seçiminde etkisi vardır. Spor yapmazken son derece içine kapanık olan çocukların, sporla birlikte kendine güveninin geldiği, çok daha rahat iletişim kurdukları biliniyor. FİZİSEL GELİŞİM SAĞLARSpor fiziksel olarak çocuğun motor yeteneklerinin, el-göz koordinasyonunun gelişmesinin yanı sıra kalp ve solunum sisteminin gelişimine, büyümeye, günlük enerji harcanmasını arttırmaya ve vücut kompozisyonunun gelişimine katkıda bulunuyor. Kendine güvenin artması, gururun, motivasyonun, sosyal becerinin, okul başarısının ve yarışma duygusunun gelişmesi sporun psikososyal katkıları arasında başı çekiyor. DİKKAT ONA UYGUN OLSUNAncak dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, çocuğun yeteneklerine uygun olmayan sporlar yapması ile spordan uzaklaşması. Kazanma hırsı, eğlence ve beceri gelişiminin önüne geçince çocuğun kendine güveni zedeleniyor. Egzersiz programını oluştururken çocuğunuzun güvenliğini her zaman birinci derecede tutmalısınız. Aşırı kullanmaya bağlı yaralanma, aşırı egzersize veya travmaya bağlı büyüme kusurlarının oluşma riski çocuklarda çok yüksek. Yeni aktivitelere çocuğun toleransının ve becerisinin artması için düşük yoğunluk ile başlanmalı ve yoğunluk kademeli şekilde arttırılmalı. Ayrıca, çocuklarda ‘termoregülatuvar’ sistem dediğimiz, vücut ısısının ortama göre ayarlanma sistemi tam olarak gelişmediği için, çok sıcak ve soğuk ortamlarda spor yaparken vücudun uyumunda güçlükler yaşanabilir. Ortama ve seçilen egzersize uygun kıyafet ve yeterli sıvı alımı bu yüzden çok önemli. Yaşama hazırlanırken gördükleri ve örnek aldıkları ilk modeller anne ve babaları. Eğer biz sağlıklı, spor ile içiçe bir yaşam tarzını ailece benimsersek ve bunu ailece yapılan bir sosyal aktivite haline getirebilirsek çocuklarımız da bu alışkanlığı erişkin yaşantısına ve kendi çocuklarına aktaracaktır.HANGİ YAŞA HANGİ SPORAltı yaşın altındaki çocuklarda oyun ağırlıklı aktiviteler ön planda olmalı. 5-7 yaş arasındaki çocuklar için düzenli egzersizden çok koşma, atlama, zıplama, yüzme gibi bütün vücut hareketlerini içine alan, büyük kas gruplarını çalıştıran aktiviteler tercih edilmeli. Hareket eden cisimleri izleme, hızı kontrol etme gibi beceriler 6-7 yaşlarına kadar tam olarak olgunlaşmaz. Bu yaşlarda hareket eden topu izlemekte, yakalamakta, vurmakta güçlükler olabilir. Yaratıcılığı ve araştırmayı geliştirici oyunlar, basit figürler içeren dans ve folklor aktiviteleri her yaşta desteklenmeli. 5-7 yaş grubundaki çocuklar daha bireyseldir, bundan dolayı bireysel aktiviteleri desteklenmelidir. Duruş ve denge 7-8 yaş civarında otomatikleşir. Gövde kontrolü gerektiren sporlar için bu yaşlar uygun. Orta çocukluk döneminde, yani 8-9 yaş civarında bisiklet, takım sporları, temel spor hareketlerinin öğrenilmesine yönelik aktivitelere, kompleks figürler içeren dans ve folklor aktivitelerine başlanabilir.8-9 yaş döneminde grup aktivitelerine ağırlık verilebilir. On yaşından sonra yarışma tarzı bireysel ve takım sporlarına, grup aktivitelerine ağırlık verilmeli. Takım mücadelesi ve liderlik, kişisel disiplinin gelişimi açısından önemlidir. Her çocuğa liderlik şansı verilmelidir.Seçici dikkat ve kompleks stratejilerin kullanılması 10-12 yaşlar arasında gelişir. Jimnastik, futbol, basketbol, voleybol, atletizm, tenis, kayak için 9-11 yaş; güreş için 12 yaş; bisiklet için 14 yaş; halter için 15-16 yaş; boks için 17 yaş uygun başlama dönemleri.Çocuğunuzun yaşı kaç olursa olsun, mümkün olan en erken yaşta suyla tanıştırın. Yüzme derslerine 4-5 yaşında başlayabilirsiniz.ANNEMİN KÖŞESİÜçüncü binyıl için ‘Anasına bak kızını al’ tüyolarıÇok hoş bir kitap okuyorum. Kitapta bir bölümde evlenecek erkeklere ‘İleride karınızın ne hale geleceğini görmek istiyorsanız anasına bakın’ diyor. Bildiğimiz, ‘Anasına bak kızını al’ muhabbeti yani... Ama bu laflar edildiğinde kimsenin botokstan, Roberto Cavalli’den, Manolo Blahnik’den, liposakşından, pilatesten haberi yoktu... O yüzden buradan erkekleri uyarmak istiyorum: Anasına bakarken neye bakacağınızı bilmeniz lazım. Mesela burnuna ya da kalçalarına ya da ince dudaklarına boşuna bakmayın. Hangi mağazalardan alışveriş ediyor ona bakın. Hangi tip lokantaları seviyor ona bakın. Kaç saat makyajlı geçiyor ona bakın...Ona göre karar verin. Olayın sağlamasını yapmak için anneanneye de bakabilirsiniz. O, müstakbel karınızın daha bir somut halidir!!!
button