Sizin sütte, yoğurtta antibiyotik var mı

Güncelleme Tarihi:

Sizin sütte, yoğurtta antibiyotik var mı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2004 00:00

MARKETTE ürünlerin üretim ve son kullanma tarihlerine bakar mısınız? Ben bakarım. Hem de çok dikkatli bakarım. Yeri geldikçe sorgularım.Böyle bir sorgulamayı geçenlerde sohbet fırsatı bulduğum Danone Genel Müdürü Serpil Timuray’a yaptım. Timuray’a bir süredir kafama takılan soruyu sordum:‘Zaman zaman sizin yoğurdunuzu alıyorum. Ancak, birçok süt, yoğurt, peynir markasına dikkat ediyorum hepsinde üretim ve son kullanma tarihi var. Sizin yoğurtların üzerinde sadece son kullanma tarihi yazıyor. Neden böyle?’Timuray, ‘Üretim tarihi aslında yoğurt gibi ürünlerde haksız rekabet yaratıyor’ diye söze girip, şu savunmayı yapıyor:‘Düşünün, İstanbul’da ürettiğimiz yoğurdu biz Ağrı’ya da gönderiyoruz. Bizim yoğurdu Ağrı’ya günlük göndermemiz mümkün değil. Tüketici yoğurt gibi bir üründe günlük üretim tarihi arıyor. Bu durum, bizim için haksız rekabet oluyor. Oysa, bizim yoğurtlar uzun süre dayanıyor. Üretim tarihi yazıp, yoğurdumuzu ‘günü geçmiş’ gibi göstermeyi doğru bulmuyoruz. Zaten asıl önemli olanı da son kullanma tarihidir.’Üretim tarihinde ısrar ediyorum: ‘Ben de üretim tarihi en yakın olan yoğurdu almaya özen gösteriyorum. Hem üretim tarihini yazmak zorunluluk değil mi?’Serpil Hanım, öncelikle üretim tarihini yazma zorunluluğunun bir-iki yıl önce kaldırıldığını hatırlatıp, ilginç bir noktaya dikkat çekiyor:‘Size Ağrı örneğini verdim. Biz bir günde oraya yoğurt gönderemiyoruz. Yani, üretim tarihinden bir gün sonra bizim yoğurt Ağrı’da tezgaha çıkıyor. Ancak, sektörümüzde öyle şeyler oluyor ki, kimi uzak yerlere gönderdikleri ürünlere ileri tarih atıyor, kimi mal oraya gidince kapak değiştiriyor. Bu tür durumlar üretim tarihini bizim karşımıza haksız rekabet unsuru olarak çıkarıyor. Zaten üretim tarihi zorunluluğunun kalkması da bu yüzden oldu. Siz pakette üretim tarihi aramakta haklı olabilirsiniz, ama son kullanma tarihi geçmemiş ürünlerimizi alın. Bizim yoğurtlar rahat 30 gün dayanıyor.’Yoğurt 30 gün nasıl dayanır? Acaba antibiyotik gibi bir takım ilaç ya da kimyasal maddelerle mi bu sağlanıyor? Timuray, yanıtlıyor: ‘Asla antibiyotik gibi bir olay yok. Uzun süre dayanma, hijyenik üretim sayesinde oluyor.’Yok yere, üstelik de gıda maddelerinin içinde bilmeden antibiyotik almanın insanın bağışıklık sistemine zarar verdiğini belirtip, pek ikna olmadığımı hissettiriyorum, Timuray, konunun bir başka önemli ayağına geliyor:‘Bakın, bizim gibi kuruluşlarda antibiyotik azla olmaz. Siz antibiyotiği asıl çiftçide arayın. Çiftçi ineği hastalandığında antibiyotik kullanıyor. Hem antibiyotik kullanırken, hem de tedavinin bitiminden 7 gün sonrasına kadar o ineğin sütünün kesinlikle dökülmesi gerekiyor. Ancak, çiftçi kolay kolay o sütleri dökmüyor.’Peki Danone bu durumda ne yapıyor? Antibiyotikli sütü alıp, bir işlemden mi geçiriyor? Timuray, ‘Hayır’ deyip, anlatıyor:‘Bizim süt toplama merkezlerimizde süt alımında antibiyotik testi yapılır. Eğer antibiyotiğe rastlarsak, o sütü almayız...’Timuray, Türkiye’de sütçülüğün büyük bölümünün hálá ilkel koşullarda sürdürüldüğünü belirtiyor ve köylünün eğitimden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Kendi sözleşmeli süt üreticilerini eğittiklerini de ifade ediyor.Serpil Timuray’la sohbetimiz bittiğinde bu kez yeni soru kafama takılıyor:‘Kaç çiftçi ineği antibiyotik kullanırken veya sonrasında sütü döküyor?’ Ben pek emin değilim, sizce döken var mıdır?‘Tahrik edin’ dedi erken göçüp gittiGeçen 23 Nisan’da ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Metin Sözen’in önderliğinde gerçekleşen Edirne Turu sırasında tanımıştım vali Fahri Yücel’i...Metin Hoca’nın rehberliğinde tarihi ve kültürel dokuyu canlandırıyor, Edirne için çok önemli planlar yapıyordu. Klasik bürokrat yapısı ona uymuyordu. Vali Fahri Yücel Edirnelilere hep, ‘Bizi tahrik edin daha fazla çalıştırın’ diye sesleniyordu. Yücel, Trakya bölgesine yönelen yatırımlardan Edirne’nin pay alması için çaba harcıyor, kapılarını açık tutuyordu. Nitekim İpekyol’u da Edirne’ye öyle çekmişti.O ‘Tahrik olup’ daha fazla çalışmayı hedeflerken içindeki kanser sinsice yayıldı, hızla teslim aldı. En verimli çağında göcüp gitti Fahri Yücel. Şimdi ‘Çalışmaya tahrik olma’ sırası Edirneli’ye geldi.El ele verin, Fahri Yücel’i projeleri ile yaşatın...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!