"Sizi incitmek istemezdim"

Güncelleme Tarihi:

Sizi incitmek istemezdim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2004 09:30

Oliver Stone Geceyarısı Ekspresi'nin senaryosu ile ilgili olarak "Billy Hayes'in kitabını okudum ve onunla konuştum. Türkiye'ye gelip cezaevleri ile ilgili araştırma yapmak gibi bir olanağım yoktu" dedi.

Yıllarca Türkiye’nin yurtdışındaki imajını zedeleyen ‘Geceyarısı Ekspresi’ filminin senaristi, üç Oscar’lı ünlü yönetmen Oliver Stone, ‘Filmin melodramatik yapısından pişmanlık duyuyorum. Irkçı yansımalar olmuş olabilir, ama bilerek, bir ulusu incitmek için yaptığım hiçbir şey yok’ dedi.

Amerikalı  Billy Hayes’in gerçek yaşam öyküsünden yola çıkarak senaryosunu yazdığı ‘Geceyarısı Ekspresi’ filmiyle Türkiye’de ve dünyada tartışmalara neden olan Oliver Stone, yıllar sonra Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ile buluşmak üzere önceki akşam İstanbul’a geldi. Geldiği gece, kamuoyuna sunacağı iki sayfalık açıklamayı kaleme alan Stone, daha sonra Ulus 29’da akşam yemeği yedi. Geceyi Ritz Carlton Otel’de geçiren ünlü yönetmen, Hürriyet’in sorularını yanıtladı:

Umarım geceyi rahat geçirmişsinizdir?

İstanbul’da olmak çok güzel. Hele Boğaz manzarasına karşı uyumak inanılmaz keyifliydi. Ama bir sorun vardı tabii. Ne yazık ki yalnızdım...

Dün akşam saatlerinde geldiniz, ilk planda bugün gitmek vardı ama bu gece de buradasınız. Ziyaretinizin sebebini öğrenebilir miyim?

İlk başta planım Büyük İskender’in ardından Yunanistan ve Türkiye’ye gitmekti. Ama Geceyarısı Ekspresi nedeniyle bundan vazgeçtim. Daha sonra filmimi Türkiye’de dağıtan şirket olan Pinema’nın sahibi Pamir Demirtaş, filmin burada çok iyi iş yaptığını söyledi ve gelmem konusunda ısrar etti. Kültür Bakanlığı da davetini ikinci kez tekrarladı. Geceyarısı Ekspresi nedeniyle ilgili bir sorun çıkmayacağını, 30 yıl önceki öfkenin geçmişte kaldığını söylediler. Bunu duyunca sevindim ve gelmek istedim. Şehri ve değişen Türkiye’yi yeniden görmek güzel.

1970’lerde Türkiye’deydiniz. Bu kadar zaman sonra ne gibi değişiklikler gördünüz.

Burada Lübnan dönüşü sadece bir gün kalmıştım. Ama o zamanla şimdiyi karşılaştırdığımda Türkiye’deki değişiklikler beni şoke etti diyebilirim. Eski havaalanı küçük ve bakımsızdı. Ama dün geldiğim yer son derece modern ve büyüktü. Zihniyet de çok değişmiş elbette. O zamanlar her yerde Tarzan çizgi romanları, maço görünümlü, çirkin reklamlar vardı etrafta. Şimdi ise eski moda hiçbir şey yok ülkenizde. Bir de 1970’li yıllarda bütün Türk kadınlarının şişman olduğunu düşünürdüm, ama şimdi bakıyorum da, çok yanılmışım. Türkiye adına çok sevindirici gelişmeler, ilerlemeler olduğunu görüyorum.

Geceyarısı Ekspresi’nin senaryosunu yazmanız için teklif aldığınızda neden tekrar Türkiye’ye gelip, bir inceleme yapmadınız?

Türkiye’de geçirdiğim o bir gecenin ardından üç yıl sonra Columbia, Billy Hayes’in yazdığı kitaptan yola çıkarak bir senaryo yazmamı istedi. Billy Hayes, Türkiye’de hapis yatmış ve kaçmıştı. Buraya gelip o konu hakkında araştırma yapmak gibi bir şey söz konusu olamazdı. Kitabı okudum, onunla konuştum ve senaryoyu yazdım.

Siz o hikayeye inanıyor musunuz? Billy Hayes bir röportajında filmin tüm gerçekleri yansıtmadığını söylemişti.

Kitabı okuyup, filmi tekrar izleyebilirsiniz. Ama biliyorum ki, Billy o zamanlar filmden çok memnundu ve hikayesini aynen yansıttığını söylüyordu. Sizlere böyle demiyor olabilir gerçi. Senaryo Billy Hayes’in kitabını ve bana anlattıklarını aynen yansıtıyor.

Bu senaryoyu yazmış olmaktan pişman mısınız?

Melodramatik yapısından pişmanlık duyuyorum. Irkçı yansımalar olmuş olabilir, ama bilerek, bir ulusu incitmek için yaptığım hiçbir şey yok. O zaman gençtim ve yazılanların, bana anlatılanların haksızlık olduğunu düşünmüştüm. Şimdi bu yaşımda benzer haksızlıkların dünyanın pek çok yerine hakim olduğunu görüyorum. Ama tekrarlıyorum, senaryo bana anlatılanlardan ve bir kitaba bağlı kalınarak yazıldı.

Geceyarısı Ekspresi’nin yönetmeni siz olsanız neleri değiştirirdiniz?

Alan Parker iyi bir iş yapmış ama her şeyi çok düz bir çizgide anlatmayı tercih etmiş. Ben biraz daha yumuşak geçişler yapabilirdim. Mesela o zamanlar cezaevi hücrelerinde birtakım insanlar gün sayarken, yandaki hücrede eğlence olabiliyordu. O sistemde benim çok sevdiğim bir tezat vardı, belki bunu yumuşak geçişlerle yansıtabilirdim.

Atatürk’ün hayatı hakkında bir film yapmayı düşünüyor musunuz?

Geldiğimden beri herkes bunu soruyor.

Evet, çünkü ülkelerin, ulusların tarihini değiştiren liderlerin hayatlarını konu alan pek çok tarihi film çektiniz. Üstelik şu anda da Türkiye’desiniz...

Pek çok büyük lider var ve Atatürk de bunlardan biri. Eminim çok büyük bir insandı, onunla ilgili daha çok şey okumam lazım.

Oliver Stone’un açıklaması

Türkiye’ye gelmekten çok mutluyum. Buraya son filmim ‘Büyük İskender’in Türkiye dağıtıcısı Pamir Demirtaş’ın daveti ve Sayın Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’yla görüşmek amacıyla geldim. Büyük İskender, hayatım boyunca hayranlık duyduğum bir kişilik olmasının yanısıra, bu ülkenin topraklarına da tarihi bir zenginlik katmıştır.

Yaklaşık 30 yıl önce ‘Midnight Express’ filminin yayınlanmasının ardından yaşanmış olan yanlış anlaşılmalardan ve Türkiye’de pek çok kalbin kırılmış olmasından dolayı üzüntü ve pişmanlık duymaktayım ve bu filmin yaratmış olduğu ırkçı yansımanın farkına varmış bulunmaktayım. Diğer taraftan senaryom Bill Hayes’le yaptığım röportajlara ve onun biyografisine dayanmaktaydı. Kendisi Türkiye’den uyuşturucu kaçırırken yakalanmış ve 30 yıl hapse mahkum olmuş, ancak 5 yıl mahkumiyetten sonra hapisten kaçmıştı. O zamanlar genç olduğum ve senaryoyu biraz fazla dramatize ettiğim doğrudur ama o zamanlarda Türk hapishane sistemindeki yetersizlik, 1984 yapımı ‘Yol’ adlı filminde Yılmaz Güney tarafından ve çeşitli İnsan Hakları kuruluşlarınca değinilmiştir. Bu durum birçok ülke için geçerlidir ve söz konusu durum adalet sisteminin yetersizliklerinden kaynaklanmaktaydı. Kendi ülkem başta olmak üzere, ki orada gittikçe sertleşen ceza kanunları ve tutuklamalar genel politikaları hayatım boyunca protesto ettim. Son yıllarda Türkiye’nin adalet sistemindeki iyileştirmeler ve sosyal reformlarda bir hayli yol kat ettiğini biliyorum ve Avrupa Birliği’ne entegrasyonunuzu dilerim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!