Güncelleme Tarihi:
Bildiğim kadarıyla asıl mesleğiniz müzik değil. Kurumsal bir şirkette çalışmışsınız...
- Dinamo FM açıldığında müziğe bir hassasiyetim oluştu. Çevrem böylece oluştu. Müzik dergilerinde albüm kritikleri yazmaya, röportajlar yapmaya başladım. Asıl mesleğim Wolksvagen’de 12 yıl boyunca ürün ve sonradan da pazarlama müdürlüğüydü. Bu görevler devam ederken müzik sadece bir hobiydi.
En nihayetinde de müzikle ilgili bir işte çalışıp ardından da kendi işinizin patronu olmuşsunuz. Nasıl gelişti işler?
- Aslında ben kurumsal şirkette de en az kurumsal olan adam konumundaydım. Fakat Pozitif Müzik şirketine de biraz kurumsal kaçıyordum. Yavaş yavaş müzik sektörüne sızdım denebilir. Kurumsal mantık, işlerime güzel yansıdı ama plak dükkanı açma fikri yavaş yavaş oturdu. Ciddi bir proje oluşturdum.
Neticede bir dükkan var ortada. Neden proje diyorsunuz?
- Çünkü oturup çalıştım. Sadece dükkan tutup içine plak koymak basit bir işlem olurdu. Müşteriye nasıl davranılacağından, müzik türlerine, ses sisteminin ne olacağından, müşteri için deneme pikabının nerede duracağına kadar geniş yelpazede düşünüp oluşturdum dükkanı.
Benim bir dükkan açacak param olsa şimdiki mesleğime devam edip tüm parayla plak alıp evde kendim dinlerdim. Neden bir dükkan açmak ister ki insan?
- “Elimizde pek çok plak ve güzel arşivimiz var. Hem dinleyelim hem de satarız” diyebilirdik fakat böyle yapsaydık 10 plakçıdan sonra 11’inci ancak olurduk. Bunun ne müşteriye ne de bize faydası olurdu. Eksikleri bulup onları doyurma amaçlı kurulduk.
TÜRKİYE’DE OLMAYAN ALBÜMLERİ TEDARİK EDİYORUZ
Sizce ne gibi eksiklikler var?
- Her plak dükkanında teker teker yapılan iyi şeyleri bir araya toplamaya çalıştık. Öncelikle büyük bir dükkan olsun istedim ki herkes rahatça zaman geçirebilsin. Plakların dış kabına içinde neler olduğunu ve özelliklerini ekledik. Deneme pikabını kıyıya köşeye koyduk ki isteyen keyifle plağını dinlesin. Olabildiği kadar müşterinin rahat etmesini planladık. Türkiye’ye gelen çoğu grubun albümleri satılmıyor. Onları tedarik edip tanıtacağız. İndirim günleri yapıp alımı kolaylaştıracağız. Firmalar ve müziğe yatırım yapan müzik oluşumlarıyla dirsek temasında olan bir mekan olan bir yer yapmak istedik.
Kontraplak’la ilgili bundan sonraki projeleriniz neler?
- Şu an iki pikap var. Yakında içeriği daha da zenginleştireceğiz ama esas geliştirmek istediğim şey müzik literatürüyle ilgili akademik kitap sayısı ve çeşitli müzik tarzlarında plak reyonu. Yurtdışında tanıdığım plak üreticilerinden özel siparişler alıp buraya ekliyorum fakat ileride daha da çoğalacak ve kampanyalar yapılacak. Elektronik müzik konusunda çok geniş bir yelpazedeyiz ama eksik olduğumuz türler de var. Bunların hepsini geliştirip büyük bir müzik buluşma noktası olmayı hedefliyoruz. İsteyen sinemaya gitmeden önce gelsin plak dinlesin isteyen muhabbet etmeye....
Türkiye’de plak tekrardan parladığı için fiyatlandırmalar da biraz değişik. Olması gerekenden pahalıya satılan pek çok plak var piyasada. Siz nasıl bir politika izlediniz?
- ‘Ben olsam bir plağa ne kadar vermeyi mantıklı bulurum’ mantığıyla internet sitelerinde araştırarak fiyatlandırma yapmaya çalıştım. Kendi vermeyeceğim parayı etikete yazmadım. Yani ne piyasasının altına düştüm ne de üstüne çıktım.
HOBİYLE KOPLEKSİYONERLİK FARKLI ŞEYLER
Altını çizmek gerekir ki plak toplamakla, fazla sayıda plak sahibi olmakla koleksiyonerlik arasında farklar var. Hobi olarak plak toplayanlara ilk önerim önceliği kendi müzikal zevklerini oluşturmuş isimlere ya da albümlere vermeleri. Bu albümleri bir de plaktan dinlediklerinde çok farklı lezzet katmanlarını duyacaklarına emin olabilirler. İlk aşamada hobi amaçlı alınmış olsa bile plağın kondisyonuna ve baskısına da dikkat etmelerini öneririm. ‘Bağımlılık’ kelimesi plak konusunda en çok başvurulan tanımlama olsa gerek. Ses kalitesinin yanısıra özellikle ebatı nedeniyle görsel açıdan da her müzikseverin içini titreten estetik bir obje plak. Elbette ki içerik her daim bir adım önde ama kabul etmek gerekir ki söz konusu plak olunca kapak tasarımı, box set, açılır kapak, baskılı iç kılıflar gibi görsel detaylar dikkat çekici oluyor. Tüm bunlar biraraya gelince de bağımlılık iyice tetikleniyor. Her ne amaçla olursa olsun plak satın almaya başlayan birinin durabileceğine inanmıyorum. Kritik nokta, siz ne kadar zaman, bütçe açısından derine inmek isterseniz o derecede karşılığını görüyor olmanız. Belli bir noktada hobi olan bu konu sizin için koleksiyonerliğe dönebilir. Kanımca, bulduğunu almak yerine, belli bir plağı satın almak için aramaya başlamak kabaca hobiyle koleksiyon arasındaki çizgiyi belirginleştiren en önemli unsur.
BAŞLANGIÇTA ORTA KALİTE SİSTEM VE PİKAP İŞ GÖRÜR
Ortalama bir bütçeyle basit bir pikap ve ses sitemi alınarak başlanabilir. İlk aşamada korkulduğu kadar yüksek bütçeler söz konusu değil. İlerleyen zamanda sahip olunan sistemde kademeli iyileştirmeler yapılabilir. Hassas nokta; sistemin parçalarının birbirine paralel kurgulanması. Çok iyi pikap ama kötü ses sitemi yerine her ikisinin de ortası daha doğru bir tercih.
KONTRAPLAK’TA NELER VAR
* 5 bine yakın ürünün 2 bin 500’ü plak, geri kalanı CD.
* Plakta ağırlıklı olarak elektronik müzik türlerine yer verilmiş.
* Elektronik tarzda plakların çoğu ana akım değil bağımsız firmalardan yayınlanmış az bulunan cinsten.
* Elektronik’in altında Electronica, Minimal, IDM, Glitch, Abstract, Experimental, Drone, Ambient, Classical gibi piyasada pek bulamayacağınız plaklar mevcut
* Klasik muzikte de özellikle modern klasikler, 20. yüzyıl bestecilerinin plaklarına yer verilmiş. John Cage’in 1959 basımı Indeterminacy’sinden Stockhausen, Philip Glass, Penderecki ve Janacek gibi bestecilere ulaşmak mümkün.
* Tüm plaklar özel kılıflarda, Kontraplak yapışkanlı ve detaylı bir kimlik kartıyla satılıyor. Kimlik kartında albüm, sanatçı, plak şirketi adı, türü, baskı yılı ve içinden ulaşılabilecek materyaller, alt türleri, varsa download kodu, plak iç kılıflarının rengi, poster bilgisine ulaşılabiliyor.