SİZDEN GELENLER

Güncelleme Tarihi:

SİZDEN GELENLER
Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2003 21:27

Sizden öyle e-postalar, talepler, öneriler geliyor ki... tek başına bir yazı etmiyor, bir yazıda da kullanamıyorum. Onun için, böyle arasıra “Sizden gelenler” diye derliyorum yayına değer olanları, diğerleri zaten bana özel. Bugün : (1) Mektuplu Kırtasiye Yardımı Kampanyası (2) Trafikte kaza yapan araçlar niye kenara çekilmez? (3) Carrefour’un parkingindeki hırsızlık olayları (4) Gurbetçiler neden Kapıkule’yi geçince aslan kesilir? (5) Pascal Nouma yapınca kovduk, Hakan Şükür yapınca niye ses etmiyoruz? (6) Bir haber fotoğrafına itiraz

Haberin Devamı

 

OKUL ÇOCUKLARINA KİTAP, KIRTASİYE YARDIMI

Nazlı Hanım
, “Bir ricam var bugün sizden” yazım üzerine bir e-posta göndermişti bana. Yazımı okurken aklına Mektuplu Kırtasiye Yardımı Kampanyası gelmiş. Nazlı Hanım bana Aktif Dağıtım’dan Yusuf Köse’nin bir e-postasını da göndermiş.

Yusuf Bey’in yazısında verdiği bilgiye göre, kampanya kapsamında bugüne kadar yüz bine yakın öğrenciye “Kitap-kırtasiye paketi” ulaştırılmış bu kampanya çerçevesinde, bugüne kadar.

Hep pakette bir kitap, bir defter, iki kurşun kalem... filan bulunuyormuş.

Kendi hazırlayacağınız paketleri teslim etmek (ve bilgi almak için) www.aktif.com adresine, hazır paketleri göndermek için de www.abonet.net adresine girebilirmişsiniz.


*

TRAFİK İÇİN BİR ÖNERİ

Bülent Bey
ise İstanbul trafiğinden müşteki, çoğumuz gibi. Mealen diyor ki “Valilik, kaza yapan araçların kenara alınmasını hızlandıracak bir karar almalı. Benim karıştığım bir olayda, polisin gelmesi bir buçuk iki saat sürdü. İki saat trafiği allak bullak ettik. Halbuki ABD’de bütün yollarda ‘Kaza halinde aracınızı hemen kenara çekin’ diye uyarı levhaları yer alır. Böyle bir uygulama kasko uygulamasını da yaşgınlaştırır. Bizde de, 154’ü aradığınızda, karşınızdaki memur bir iki soruyla durumu anlayabilir, kaza önemli değilse aracınızı kenara çekmenizi söyleyebilir.”

Bülent Bey’in önerisi teknik, beni aşar, onun için Valilik ve Emniyet görevlilerine duyrulur.


*

CARREFOUR’UN PARKINDA HIRSIZLIK OLAYLARI

Seda Hanım
, İstanbul’da Carrefour’un parkında meydana gelen bir hırsızlık olayını anlatıyor. İstanbul  Kozyatağı’ndaki hipermarkete alışverişe gitmişler karı koca, bir saat kadar kalmışlar, çıktıklarında arabasını park etmiş bir aracın soyulduğunu görmüşler. Hemen kendi arabalarına koşmuşlar ki, bagajdaki eşyanın çoktan gittiğini fark etmişler. Güvenlik yetkilileri hiç sallamamış. O kadar ki, kapısı açık bir aracın plakasını anons etmeleri, sahibine haber vermeleri istenince, bunu bile yapmamışlar. Seda Hanım soyulan 4 aracın üçünün Renault oluşundan ve kilitlerin hiç zorlanmamasından hareketle, hırsızların Renault’ları soyma niyetiyle parka geldiklerine, araç sahiplerini – suçüstü yakalanmamak için – mağazanın içinde de izlediklerini tahmin ediyor. Polisin verdiği bilgiye göre, Carrefour’un parkında böyle hırsızlık vakaları sık yaşanıyormuş. Polis bir hafta nöbet tutmuş, olaylar kesilmiş, polis gitmiş tekrar başlamış.

Seda Hanım hem İstanbullular’ı dikkatli olmaya davet ediyor, hem de Carrefour yetkililerini biraz sorumlu davranmaya.


*

AVRUPA’DA KUZU, TÜRKİYE’DE ASLAN

Adını kullanmamı istemeyen O. Bey ise yurt dışında yaşayan ve tatillerde Türkiye’ye gidip gelen gurbetçilerden şikayet ediyor. Edirne’ye kadar kuzu gibiler, polisten ödleri kopuyor, kurallara kuzu gibi uyuyorlar sonra... sonra Kapıkule’den içeri girince canavar kesiliyorlar, diyor. “Biliyorlar, Türkiye’de polis (bir mucize olur da) ceza keserse, Türkiye’de yaşamadıkları için zaten ödemeyecekler.”

O.Bey kızgın, böyle bir maganda Edirne-İstanbul yolunda kendini sıkıştırıp sollamış. “Ben zaten hız limitinde gidiyordum” diyor. Ve soruyor : “Acaba bu tür insanların, elinde balta satır ile dolaşan katillerden ne farkı var?”


*

NOUMA’YA YASAK DA HAKAN’A SERBEST Mİ

Şahap Bey
ise, hangi siteden alındığını belirtmediği yukarıdaki fotoğrafı göndermiş bize. Soruyor: “ Fransız oyuncu Pascal Nouma, sahada bir yanlış harekette bulunmuştu. Ve kıyafet kopmuştu. Nedense benzer hareketi yapan bir Türk futbolcu olunca, gıkımız çıkmıyor. Yorumu size bırakıyorum.”

Ne diyeyim Şahap Bey dostum?

Bize bizden başkası böyle hareket çekemez, mi desem? Affınıza sığınarak (hoş bir tabir değil ama...) tombalacılık Türkler’in geleneksel ve millî bir sanatıdır, yabancılara karşı korunuyor, mu desem? Başkası olsa, Türkmüş değilmiş fark etmez, isyan çıkarırdık, ama söz konusu Hakan Şükür olunca... mı desem?

(Şaka bir yana, Şahap Bey'in de bildiği gibi, bu fotoğraf internette gezen bir “takılma”, çünkü Hakan Şükür bu “hareketi” tribünlere karşı yapmadı, kimsenin görmediğini zannederek oturduğu yerde süspansuvarını düzeltti.)

*

FOTOĞRAFA İTİRAZ

Haberin Devamı

New York’tan Şeniz Hanım, Milliyet internet sitesinde gördüğü bir habere, daha doğrusu bu haberle kullanılan fotoğrafa itiraz ediyor. (Yandaki KÜÇÜK fotoğraf. Teknik olarak bu sayfada iki fotoğraf birden kullanamıyorum. Onun için yandaki Hakan Şükür fotoğrafının içine gömdüm.)

Haberin Devamı

Silivri'de fuhuş operasyonu, diye bir haber.

“Moldova ve Ukrayna'dan iş vaadiyle getirdikleri kadınları bir dağ evinde alıkoyup fuhuşa zorladıkları öne sürülen 1'i kadın 3 kişi yakalandı. Silivri'de, fuhuşa zorlandıklarını anlatan Moldova uyruklu Maria N. ile Evdokya D., polise sığındı. Genç kadınların polise verdikleri ifadelerinde, Moldova'dan yaklaşık 1 yıl önce Türkiye'ye iyi bir iş bulabilmek amacıyla geldiklerini, o günden beri Silivri'de bir eve kapatıldıklarını ve tehditle fuhuş yapmaya zorlandıklarını söyledikleri bildirildi.” ... diye devam ediyor.

Ve yandaki fotoğraf kullanılmış.

Şeniz Hanım işte bu fotoğrafa itiraz ediyor. Diyor ki “Bu sado-mazo dükkanının açılış haberi midir, yoksa ekonomik koşulların kurbanı olan insanların başka insanlar tarafından sömürülmesinin haberi mi?”

Haberin Devamı

Şeniz Hanım bu fotoğrafın “gazete okuyan gençlere, çocuklara zarar verdiğini, onların hayatı algılama kriterlerini, duygu kriterlerini etkilediğini” düşünüyor, “Yoksa, acaba daha da acısı, kadınlar Moldovalı diye mi böyle bir fotoğraf uygun görülmüş?” diye soruyor.

Fransızlar’ın bir sözü vardır, “Kalbin, kalbin bile anlayamadığı hassasiyetleri vardır” diye. Genç bir kadın, bu habere ve fotoğrafa böyle bir tepki gösteriyorsa, bir erkeğin anlayamayacağı haklı bir sebebi vardır.

Bu konuda siz ne dersiniz

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!